İnsanlar kendi fikirlerini ilettiler, Jackie. Sonuçta anne-babası biziz, onun için en iyisini biz düşüneceğiz. | Open Subtitles | لقد أعطُونا آرائهم، لكن نحنُ من سيقرر الأفضل لها |
Çünkü çocuklarımı ve karımı seviyorum. onun için en iyisini istiyorum. | Open Subtitles | ولأنني أحب أولادي وزوجتي وأريد فعل الأفضل لها |
Çünkü sizin onun için en iyisini istediğinizi biliyor. | Open Subtitles | لأنها تعرف أنك فقط تريد الأفضل لها. |
onun için en iyisini istiyorum. | Open Subtitles | حسنا، أريد الأفضل لها |
Ama onun için en iyisi olduğunu düşündüğüm şeyi yaptığımda... | Open Subtitles | لكن عندما فعلت ما اعتقدت أنه كان الأفضل لها |
Bunu aileden birinden duymasının en iyisi olduğunu düşündük. | Open Subtitles | ظننا أنه من الأفضل لها أن تسمع الأمر من أحد أفراد العائلة |
Jody'nin mutluluğunu istediğinizi biliyorum. Annesi onun için en iyisini isterdi. | Open Subtitles | أعرف أنك تريد هذا لـ (جودي) وأمها كانت لترغب في الأفضل لها |
onun için en iyisini yapmak istedim. | Open Subtitles | وأردت أردت أن أفعل الأفضل لها |
Ben sadece onun için en iyisini istiyorum. | Open Subtitles | انا فقط اريد الأفضل لها |
Sadece onun için en iyisini istiyorum. | Open Subtitles | فقط أريد الأفضل لها |
Ben de onun için en iyisini isterim. | Open Subtitles | وأريد الأفضل لها أيضاً |
onun için en iyisini ben bilirim. | Open Subtitles | و أعلم ماهو الأفضل لها |
onun için en iyisini istiyorum. | Open Subtitles | أنا أريد الأفضل لها فقط |
İçtenlikle, sanırım, onun için en iyisi olacak. | Open Subtitles | بصراحة أعتقد أنه هذا الأفضل لها |
Bay Flowers'ın ziyareti onu gerçekten korkuttu biz de bir süreliğine kasabayı terk etmesinin en iyisi olduğunu düşündük. | Open Subtitles | زيارة السيد (فلاورز) أخافتها فعلاً لذا ظننا أنه من الأفضل لها أن تترك المدينة لبعض الوقت |