en büyük oğlum. Çok yardımsever. - Çok iyi bir çocuk. | Open Subtitles | انه الأكبر سناً بين أخوته , حيث يقدم لنا الكثير من العون , انه فتىً صالح |
Bu yatağı ben alacağım, çünkü en büyük benim ve ayak bileğim çatlak. | Open Subtitles | سأنام على هذا الفراش لأنني الأكبر سناً بينكم ولدي كسر في الكاحل |
Carey ailesinin en büyük oğlu William için. | Open Subtitles | ل آن عائلة كاري. وليام، إبنهم الأكبر سناً. |
Eğer döverse onu hapse atarız ve en yaşlı kişi gelip bu durumu | TED | إذا قام بضربها، سنقوم بسجنه، وننادي المشايخ الأكبر سناً. |
O senin en iyi arkadaşın değildi. en eski arkadaşındı. | Open Subtitles | لكنه لم يكن صديقك العزيز بل كان صديقك الأكبر سناً |
ve sonra daha yaşlılar için aynı işlemler. | Open Subtitles | و الخدمات الاعتيادية للزبائن الأكبر سناً |
Çünkü senden çok daha yaşlı, çok daha zeki ve çok daha az değerliyim. | Open Subtitles | لأنني الأكبر سناً ، والأكثر ذكاءً والأقلّ فائدة. |
en büyük kız kardeşim 15, diğeri 13 idi. | Open Subtitles | أخواتي الأكبر سناً كُنّ 14, 15. |
-Ödeşiriz. en büyük ve en huysuzuydu. | Open Subtitles | كان الأكبر سناً و الأكثره حقارة |
Shougun'ın en büyük oğlu Takechiyo babasının yerine geçecek. | Open Subtitles | "تيكشاوا"، إبن "شوجان" الأكبر سناً سَيَخْلفُ أبّاه. |
en büyük kızımız, Molly, ilginç bir dönemden geçiyor. | Open Subtitles | الأكبر سناً "مولي تمر بمرحلة بهذه الأوقات |
evin en büyük oğlu. | Open Subtitles | الإبن الأكبر سناً للبيتِ. |
Erkek en büyük evlat olmadığı sürece! | Open Subtitles | طالما هو ليس ! الإبن الأكبر سناً |
en büyük benim. | Open Subtitles | أنا الأكبر سناً |
Dünyanın en yaşlı ergeni gibi. 248 yaşında gençlik yardımı alabilir mi? | Open Subtitles | إنه المراهق الأكبر سناً في العالم هل سيكون لديه نمو ليصل لعمر 248 ؟ |
Dünyanın en yaşlı adamıyım. Bu kazandım demek. | Open Subtitles | أَنا الرجل الأكبر سناً في العالم ذلك يعني انا فائز |
Stan Ross, birinci ligde oynayan en yaşlı oyuncu. | Open Subtitles | ستان روس في 47 الرجل الأكبر سناً الى هوميروس في فرق الدوري الرئيسية |
Bu sikkelere sahip olduğum sürede, kendimi öldürmeye çalıştım en eski arkadaşım vuruldu, yeğenim sürekli kaka yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | عندما كانت تلك العملات لدى حاولت قتل نفسى صديقى الأكبر سناً اُصيب بطلق نارى إبن اختى يسبح فى عصير الخوخ |
Dünyanın en eski blues sanatçısı. | Open Subtitles | هو مغني كآبةِ العالمَ الأكبر سناً. |
Ama kesinlikle eşimden yaşlılar. Daha belirgin etkiler görünüyor. | TED | ولكن من المؤكد في الناس الأكبر سناً من زوجتي، يبدوا هذا له تأثير ملحوظ . |
Çünkü senden çok daha yaşlı, çok daha zeki ve çok daha az değerliyim. | Open Subtitles | لأنـّني الأكبر سناً ، والأكثر ذكاءً والأقلّ فائدة. |