Sorun değil, merak etme. | Open Subtitles | الأمرُ على ما يرام لا تقلق أنا سأظل معك فترة طويلة |
Sorun değil. Şimdi ne görüyorsun? | Open Subtitles | الأمرُ على ما يرام ما الذي يمكنكِ رؤيته الآن ؟ |
Eğer Sorun içmemse, bırakabilirim. İçkiyi bırakabilirim. | Open Subtitles | لو كانَ الأمرُ حولَ السُكر، يمكنني التوقُف. |
Konu bilek güreşi olunca örümcekler arasında kaçıncıyımdır sizce? | Open Subtitles | عندما يتعلّقُ الأمرُ بمُكاسرةِ الأيدي ما هو ترتيبي بينَ العناكب ؟ |
- Eğer işler yolunda gitmezse nasıl bir savaşa sebebiyet vereceğimizi sizi hatırlatmak, benim görevim. | Open Subtitles | ان لم يسر الأمرُ على ما يرام, قد نرتكبُ في نشوبِ حرب |
Şu anda karakoldayım... polisler evde, durum ciddiye binince seni aradım. | Open Subtitles | الآن أنا في المركز والشرطةُ في المنزل، الأمرُ خطيراً وأنا أتصلُ بكم |
Mesele, eğer alkoliksen, ve alkolik olduğunu biliyorsan, ve bu konuda bir şey yapmıyorsan, tam bir götsündür. | Open Subtitles | الأمرُ هو أنك مدمن الكحور وتعرف أنك مدمن الكحول وأنت لم تقُم بشيء لتجنب ذلك, أنت أحمق |
Sapkın davranışlar söz konusu olduğunda sizin de tam yerinde kullandığınız tabirle Sorun, anılarıyla bağlantılı oluyor. | Open Subtitles | حالما يكون الأمرُ منوطاً بالسلوك الشاذّ .أوالوحشيّةمثلماتميل لتسميتها. فإن كينونتها تقبع في ذاكراتهم. |
Orada yabancı gibi durma. Sorun yok. Gel. | Open Subtitles | لا تبدو مثل الغريب الأمرُ على ما يرام، هيا قل مرحباً |
Yeğenim için şunlardan birini alsam Sorun olur mu acaba? | Open Subtitles | هل يُناسِبكنّ الأمرُ يا سيّدات إذا أخذت أحدى هؤلاء لإبنة أخي؟ |
Evden çalışsam Sorun olur mu? | Open Subtitles | هل الأمرُ عادي بالنسبة لك إذا إشتغلتُ من منزلي؟ |
Ama Sorun yok tam zamanında geldin. | Open Subtitles | لكن الأمرُ على ما يرام أنت وصلت في الوقت المحدد |
Sorun değil, merak etme. | Open Subtitles | الأمرُ على ما يرام لا تقلق أنا سأظل معك فترة طويلة |
Sorun değil. Şimdi ne görüyorsun? | Open Subtitles | الأمرُ على ما يرام ما الذي يمكنكِ رؤيته الآن ؟ |
Sorun değil bebeğim. Sorun değil. | Open Subtitles | الأمرُ على ما يرام يا صغيري الأمر على ما يرام |
Gündemdeki Konu, bu göründüğünden daha kötü. | Open Subtitles | في أخبارِ اليوم.. يبدو الأمرُ أسوأ مما هوَ عليه. |
Bay Carson, Konu hastalığa gelince diğerlerinden daha iyi değildir. | Open Subtitles | السيد "كارسون" ليس أفضل حالاً من أي رجل عندما يتعلق الأمرُ بالمرض |
İşler iyice kızıştı. | Open Subtitles | تبّاً لِلقواعِد الأمرُ مثيرٌ لِلغاية بالنّسبةِ للقواعِد |
Geçen yıl orduya yazıldı ama işler pek yolunda gitmemiş. | Open Subtitles | إنضم للجيش العام الماضي، ولم يجري الأمرُ بشكلٍ جيّد |
Şimdi, durum şu, bir genç kadın onlarla birlikte kalıyor, kendisinin bir ruh medyumu olduğuna inandırmış. | Open Subtitles | الآن، الأمرُ هو أنّ هنالك إمرأةٌ شابّة تعيشُ معهُم والذي يجعلهُم يؤمنون بأن لديها وسيلةُ الروح |
Belli ki karışık bi durum | Open Subtitles | مِنْ الجليِّ، الأمرُ جَدُّ مُعقّد |
Tamam geldim. Neymiş bu acil Mesele? | Open Subtitles | حسناً، أنا هُنا، ما الأمرُ المُلِح؟ |