Galiba işler biraz daha karışık, küçük bey. | Open Subtitles | الأمر أكثر تعقيداً من هذا يا فتى |
Galiba işler biraz daha karışık, küçük bey. | Open Subtitles | الأمر أكثر تعقيداً من هذا يا فتى |
Biraz daha karışık bir durum ama, evet. | Open Subtitles | أجل، أظن هذا، الأمر أكثر تعقيداً من هذا، ولكن أجل. |
Şimdi, burası güney-doğu Afrika. Burada gözüken sanki iki tane üreme zamanı varmış gibi. Ama bundan biraz daha karmaşık olay. | TED | الآن، هذا جنوب شرق أفريقيا. إنها تجعل الأمر يبدو وكأن هناك فترتي تزاوج هنا. الأمر أكثر تعقيداً من ذلك. |
Şey, elbette bir hikaye uydurduk ama bundan çok daha karışık aslında. | Open Subtitles | حسناً، بالتأكيد، كان علينا اختلاق قصة لكن الأمر أكثر تعقيداً من ذلك |
Hayır. Bundan daha karışık bir durum. | Open Subtitles | لا ، الأمر أكثر تعقيداً من ذلك |
Bundan daha karışık bir durum. | Open Subtitles | الأمر أكثر تعقيداً من ذلك |
Bundan biraz daha karışık bir durum Ajan Gibbs. | Open Subtitles | الأمر أكثر تعقيداً من ذلك، أيها العميل (غيبز). |
Bu karışık bir durum. | Open Subtitles | الأمر أكثر تعقيداً من هذا |
Kağıtları imzalayın. Bundan biraz daha karmaşık bir durum. Ona lökoferez de yapacağız. | Open Subtitles | الأمر أكثر تعقيداً من هذا سنقوم أيضاً بفحص للكريات البيضاء |
Babalık bu olay üsten dolaşmak için çıkmış sarhoş askerleri tutuklamaktan biraz daha karmaşık. | Open Subtitles | الأمر أكثر تعقيداً من إعتقال جنود الثمالى يتجولون في قاعدة عسكرية |
Bundan biraz daha karmaşık bir durum. | Open Subtitles | الأمر أكثر تعقيداً من هذا |
bundan çok daha karışık baba. | Open Subtitles | الأمر أكثر تعقيداً من ذلك يا أبي |
İşler bundan çok daha karışık Arthur Curry. | Open Subtitles | الأمر أكثر تعقيداً من ذلك يا (آرثر كوري) |