Ama sizi temin ederim, kesinlikle güvende. Her şey planladığım gibi. | Open Subtitles | لكنّي أؤكد لكم أنّها في مأمن، الأمر كما خططت له تماماً |
Doktor beni hayalkırıklığına uğrattı. Her şey aynı kapıya çıkıyor. | Open Subtitles | أنا محبطة جداً من هذا الدكتور لكن لقد لخص الأمر كما يلي |
Artık burası ev gibi oldu. Tıpkı evdeki gibi. | Open Subtitles | سيصبح الأمر كما أننا ما زلنا بدار الرعاية |
sanki neredeyse hataları belli şekilde yapmak üzere yapılmış gibiyiz. | TED | ويبدو الأمر كما لو أننا مصممين لنرتكب الأخطاء بطرق معينة. |
ilk başladığımızda her zaman olduğu gibi bunu da yarım bırakacağını düşündüm. | Open Subtitles | عندما بدأنا لأول مرة أعتقدت بأنه سينتهي بك . الأمر كما في باقي الأمور الأخرى |
Doktor beni hayalkırıklığına uğrattı. Her şey aynı kapıya çıkıyor. | Open Subtitles | أنا محبطة جداً من هذا الدكتور لكن لقد لخص الأمر كما يلي |
Aramızdaki Her şey çabucak değişti gibime geliyor. | Open Subtitles | يبدو الأمر كما لو أن كل شئ بيننا قد تغير بسرعة شديدة |
Her şey, filmlerdeki gibi sonsuza dek mutlu bir şekilde mi bitecek? | Open Subtitles | هل سينتهي الأمر كما في الأفلام العيش في سعادة للأبد؟ |
Birazdan uyanacağım ve Her şey eskisi gibi olacak. | Open Subtitles | وسوف نستيقظ فى اى لحظة ويعود الأمر كما كان |
Bunu da son zamanlarda elinizi sürdüğünüz Her şey gibi mahvetmeyin. | Open Subtitles | لا تفسدوا هذا الأمر كما أفسدتم كل شيء آخر قمتم بلمسه مؤخرا. |
Tüm arkadaşlarınla görüşeceksin. Aynı okulda okuyacaksın. Her şey eskisi gibi olacak. | Open Subtitles | سترى جميعَ أصدقاءك، ستبقى بنفس المدرسة، سيكون الأمر كما عهدته. |
Aslına bakarsan tam da tahmin ettiğim gibi oldu. | Open Subtitles | في الحقيقه, اذا كنت تعرفين جرى الأمر كما توقعت |
Aynen raporda yazdığımız gibi oldu. | Open Subtitles | دعني لقد حدث الأمر كما كتبناه في التقرير |
Gerçi öyle gibi oldu biraz, ...bu kadar aceleci davranırsan, ...gittiğin bu yolculuk çok az zevk verecektir. | Open Subtitles | يبدو الأمر كما إعتقدته أنكِ متسرّعة تقريبًا في طريقٍ كهذا هذه الرحلة سيكون نتاجها قدرًا قليلاً جدًا من المتعة |
Bu konuda, sanki, yasal olmayan bir hareketmiş gibi konuşuyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتحدثون عن هذا الأمر كما لو كان غير شرعي |
Geri döndüğümde sanki beni teşvik eden bir şey vardı. | Open Subtitles | ،عندما عدت بدا الأمر كما لو أحدهم يقودني وجدت المال |
sanki zihninizde bir komite toplantısı varmış da, karar vermeye çalışıyormuş gibi. | TED | الأمر كما لو أن إجتماع لجنة يجري في دماغك كما لو أنك تحاول أخذ قرار. |
Bizim için değişen bir şey yok, Her şey aynı. | Open Subtitles | لم يتغير علينا شيء، الأمر كما هو. |
İsterseniz ballandırabilirsiniz yani film ve romantik kitap evrenlerinde olduğu gibi güzel insanların güzel dersler aldıkları evrenlerde. | Open Subtitles | من ناحية يمكن تجميل الأمر كما يفعلون في الأفلام والروايات الرومانسية حيث يتعلم الجميلون دروساً جميلة |
Aynı Orta Çağ'da olduğu gibi tabii o zamanlar bu kocaman uçan metal tüpler sayesinde yemekten yemeğe koşmuyorlardı. | Open Subtitles | ربما سيكون الأمر كما في العصور الوسطى ما عدا الفرصة المناسبة لاعاقة التوصيلة لمركبة معدنية تنتقل من ميل الى ميل |