Çok üzgünüm. Bunu telafi etmek için yapabileceğim bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هناك أي شيء يمكنني القيام به لجعل الأمر متروك لكم؟ |
Bunu telafi edeceğime söz veriyorum, tamam mı? | Open Subtitles | أعدكم بأنني سوف يجعل الأمر متروك لكم، حسنا؟ |
Ama belki de Bunu telafi edebilirim? | Open Subtitles | ولكن، آه، ربما أنا يمكن أن يجعل الأمر متروك لكم؟ |
Bu yüzden dinlemek bize kalmış ve bu kolay olmayabilir. | TED | إذن الأمر متروك لنا للاستماع، وهذا قد لا يكون سهلاً. |
Çok fakirlerin seçim şansı yok. Bir şeylerin değişip fakirlerin de bir şanslarının olması bize bağlı. | TED | الفقير جدا ليس لديه خيار. الأمر متروك لنا لتغيير الأمور وبالتالي يكون لدى الفقير خيارا أيضا. |
Ama bayrağımıza hangi mirası ekleyeceğimize Karar vermek bizim elimizde. | TED | لكن الأمر متروك لنا لنقرر أي اسطورة نودّ التشبث بها. |
Şimdi, biliyorsun, tabi yine de Sen bilirsin... minimum sayıda mı kalmaya devam etmek istersin... yoksa, örneğin bugün 37 adet rozet takmış olan... | Open Subtitles | الآن الأمر متروك لكِ ، إذا اردتي وضع الحد الأدنى أم لا أو ربما تفعلي مثل براين |
- Bunu telafi etmek istiyorum. | Open Subtitles | لا بأس. حسنا، أود أن جعل الأمر متروك لكم. |
Çok özür dilerim ama Bunu telafi edeceğime söz veriyorum, tamam mı? | Open Subtitles | وأنا آسف حقا، لكنني أعدكم، سأجعل الأمر متروك لكم، حسنا؟ |
Bunu telafi edeceğim, söz veriyorum. | Open Subtitles | وأجعل الأمر متروك لكم، وأعدكم. |
Bunu telafi edeceğim. | Open Subtitles | سأجعل الأمر متروك لكم. |
Bunu telafi edeceğim. | Open Subtitles | سوف يجعل الأمر متروك لكم. |
Elbette size kalmış, bay Preston. Bir düşünün. İzninizle. | Open Subtitles | و الأمر متروك لك بالطبع , يا سيد بريستون . فكر فى الأمر , معذرة |
Tabii, bu şekilde davranmak isterseniz, o size kalmış bir şey. | Open Subtitles | حسناً، بالطبع إذا كنت ترغب في التصرف بهذه الطريقة، الأمر متروك لك |
Kiliseleri dolu tutmak ve Hıristiyanlığın başarısı bize bağlı. | Open Subtitles | الأمر متروك لنا لإنجاح الهروب من المسيحية إبقاء الكنائس مليئة |
Bakın, şimdi ne yapacağımız bize bağlı. | Open Subtitles | انظروا، ماذا نفعل مع هذا الأمر متروك لنا. كل واحد منا. |
Tavsiye mektumu çoktan yolladım. Karar hakimin. | Open Subtitles | أنا سبق وقدمت توصيتي الآن الأمر متروك للقاضي |
Bana göre, imparator olarak Karar vermek sizin işiniz. | Open Subtitles | أود أن افترض ذلك , كأمبراطورة الأمر متروك لك |
Sen bilirsin, Çavuş. NasıI istersen. | Open Subtitles | الأمر متروك لك سننفذ كل ما تريد |
Sen bilirsin George. | Open Subtitles | حسناً، الأمر متروك لك، جورج |