"الأمر هكذا" - Traduction Arabe en Turc

• Bu şekilde
• Öyle
• Şöyle
• Düşündüğün gibi
• Öyleyse
• İşler böyle
• Konu bu
• O şekilde
• Durum öyle
• bunun böyle
• hale

Tamam, dostum, Bu şekilde olacaksa, başka ne söyleyebilirim bilmiyorum.
حسناً يا رجل، إن الأمر هكذا لا أدري ماذا أقول

Eğer seninle gidecek olursak, bizi yakalarlar. Bu şekilde sona ermemeli.
وإن ذهبت معك سيعثرون علينا، لا يمكن أن ينتهي الأمر هكذا.

Ama Bu şekilde kalmasını istiyorsak bu işe dahil olmamız gerekebilir.
لكن لو أردنا إبقاء الأمر هكذا ربما علينا أن أن نتدخل

Babası için bir şey ifade etmezdik ve Öyle kalsın istiyorum.
لم يهتم والده بأمرنا ومن الأفضل أن يترك هذا الأمر هكذا

- Sahi mi? Nereye oturduğuma bakarsan pek Öyle görünmüyor.
لا يبدو لي الأمر هكذا من مكان جلوسي بهذه الطريقة

Bu şekilde olmak zorunda değil senin gibi geçmişe ve ordu tecrübesine sahip bir adam ... olman sebebiyle...
ليس من الضروري أن يحدث الأمر هكذا فأنت رجل ذو ماض وخبرة جيدة في الجيش

Yani bunu Bu şekilde söylemek biraz utanç verici ama sen benim, bilirsin hayatımdaki kadın oldun.
أعني محرج بعض الشئ أن أصيغ الأمر هكذا. لكن

Babam olaya, Bu şekilde bakmaz. Duygusal sözlüğünde, affetme kelimesi yoktur.
لن يفهم أبي الأمر هكذا التسامح ليس من صفاته

Bunu Bu şekilde yazacağım, ve belki de geçersin, ama sanırım bazı problemlerin olacak... ..çünkü hiç kimseye söylemedin, ortağına bile.
سأصف الأمر هكذا وربما ينتهى الأمر لكن أظن أنه ستواجهك مشكلة لأنك لم تخبر أى شخص, ولا حتى شريكك

Beni dinle kötü şeyler yaşadığımızı biliyorum ama inan bana, Bu şekilde sonuçlanmasını asla istemedim.
اسمعي أعرف أن هناك مشاكل بيننا و لكن يجب أن تصدقيني لم أقصد أن ينتهي الأمر هكذا

Bu şekilde olmamasını dilerdim. Olman gerektiği şekilde uyanmadın.
تمنيت لو لم يكن الأمر هكذا لكنك لم تستيقظ كما يجب عليك أن تكون

Pek de Öyle değil. Eğer Öyle olsaydı, size bu konuşmayı yapmayıp jestleri öğretirdim.
بالطبع لا. ان كان الأمر هكذا ،لكنت وفرت عليكم هذا الحديث وعلمتكم فقط هذه الإشارة

- Öyle yapsa efendim, bu kanun dışı değil. - Hayır ama mantığa aykırı.
لو كان الأمر هكذا, فهذا ليس ضد القانون لا, ولكنه ضد المنطق

Bunu Öyle bir anlattın ki, ne diyebilirim bilemiyorum.
حسنآ، انت تصيغ الأمر هكذا ماذا عساى افعل ؟

Saçmalamayın. Öyle olamaz.
لا تكونى سخيفة لا يُمكن أن يكون الأمر هكذا.

Tabiki bu daha çok ilgimi çekmişti sonunda onunla konuşabildiğimde Şöyle açıkladı
وهذا بالطبع جعلني أكثر إهتمامًا وعندما قابلتها في النهاية، وضّحت لي الأمر هكذا

Düşündüğün gibi değil.
مات، لم يكن الأمر هكذا أنا شعرت فقط

Öyleyse, evine dönmek için... bu insanlardan yolu açmalarını iste.
إذا كان الأمر هكذا فلماذا لا تطلب من هؤلاء الناس اللطفاء هنا ان يفسحوا لك طريقا لتعود الى المنزل

İşler böyle yürümüyor.
لا يسير الأمر هكذا هذه هي النظرية

Konu bu kadar basit.
إن الأمر هكذا ببساطة.

Kimse ona inanmıyor. O şekilde kalmasını sağlamalıyız.
ولا يوجد أحد يصدقه ويجب أن نبقى الأمر هكذا

Durum Öyle değil... senin dediğin gibi, tek şansım var.
ليس الأمر هكذا بل ما قلته أنتَ من قبل لدي فرصة واحدة

Kahretsin, bunun böyle olmaması gerekiyordu.
تباً , ليس من المفترض أن يسير الأمر هكذا

En başında seni yanıma almış olsaydım işler bu hale gelmeyecekti.
لو جئتُ بك لتبقى من البداية. لن يكون الأمر هكذا أبداً.