"الإشبين" - Traduction Arabe en Turc

    • sağdıç
        
    • Sağdıcın
        
    • sağdıcı
        
    • sağdıcıyım
        
    • sağdıçların
        
    • sağdıcıydım
        
    • sağdıcım
        
    • Sağdıcını
        
    sağdıç olarak söylemem gereken bir iki şey olduğuna inanıyorum. Open Subtitles ثمة بعض الأشياء على أن أقولها بصفتي الإشبين
    Bütün gün onu aradım ama ailesi sağdıç olmaya hazırlandığını söylediler. Open Subtitles ولكن والداه قالا إنه مشغول بواجبات الإشبين
    Bütün gün onu aradım ama ailesi sağdıç olmaya hazırlandığını söylediler. Open Subtitles ولكن والداه قالا إنه مشغول بواجبات الإشبين
    - Sağdıcın olmamı istediğini biliyorum. Open Subtitles أنا اعرف بأنك تريدني أن أكون الإشبين أجل
    Ama kimse benden düğününde sağdıcı olmamı istemedi. Senden istediler mi? Open Subtitles لكن لم يطلب إلي أحد قط أن أكون الإشبين في عرسه، وأنت؟
    Sayamadığım kadar düğün'de sağdıç oldum. Open Subtitles كنتُ الإشبين في زواجات أكثر ممّا يمكنني إحصاؤه
    Efendim, bir düğündeki sağdıç konuşma yapıyor ve sadece atıp tutuyor. Open Subtitles سيدي,لدينا الإشبين,يعطي نخب حفل الزفاف. وهو يمزح مزحة سيئة
    Şimdi de sağdıç, daha da zahmete girerek 200 masa kartını elleriyle yazacak. Open Subtitles اذاً سيبدأ الإشبين الآن بعناء في كتابة 200 بطاقة طاولة
    - Görünüşe göre yazarın sütununu... senin sağdıç konuşmana ayırdım, ve sonuçta bu çıktı. Open Subtitles ... هذا الكلام خرج منى و , كنت أحضر خطاب الإشبين وهذا ما وصلت إليه فى النهاية
    Bazen de, sağdıç ve nedime birlikte oluyorlar ve sonra ayrılıyorlar. Open Subtitles أحيانًا يقوم الإشبين والإشبينة بفصلهما
    - Bay Shue, sağdıç konuşması olarak şarkı söylememi istedi. Open Subtitles أن أغني له أغنية كنخب الإشبين.
    Kart dağıtıcısı olarak sağdıç şapkamı da takayım. Open Subtitles هذه قبعة الإشبين الذي يوزع الأوراق
    Tekrar yazmanı istemekten nefret ediyorum ama-- Fazla söze gerek yok. sağdıç hemen ilgileniyor. Open Subtitles وأكره أن أطلب منك كتابتهم مُجدداً - لا تقل المزيد, الإشبين سيتولى الأمر -
    Ben de nereye koyacağımı bilemedim. Fazla söze gerek yok. sağdıç hemen ilgileniyor! Open Subtitles ولا أعلم أين سأضعهم - لا تقل المزيد, الإشبين سيتولى الأمر -
    sağdıç sebepsiz yere yüzüme yumruk attı. Open Subtitles لكمني الإشبين على وجهي دونما سبب
    sağdıç sebepsiz yere yüzüme yumruk attı. Open Subtitles الإشبين لتوه لكمني على الوجه من دون سبب
    - Hiç de tuhaf değil. - Bir de sağdıç olacaksın. Open Subtitles ليس غريبا على الإطلاق - أين ستكون الإشبين -
    Düğünde bekâr kızlardan birini Sağdıcın götürdüğü bilinen bir gerçektir. Open Subtitles إنها حقيقة معروفة أن الإشبين يحظى بفرصة مواعدة العازبات في الزفاف.
    Yani, düğününde sağdıcı idim. Open Subtitles حسنا ، لقد كنت الإشبين في زفافه
    Michael'a göre sağdıcıyım. Open Subtitles بالنسبة لـ مايكل فأنا الإشبين.
    Bilmem. Sanırım sağdıçların erkek olması gerektiğini düşünmemden... Open Subtitles لا أدري، ظننتُ أنّ الإشبين يجب أن يكون رجلاً
    Barney Stinson için... sağdıcıydım. Open Subtitles بالنسبة لـ(بارني ستينسون) أنا كُنت الإشبين
    Ve sadece en yakın arkadaşım değil sağdıcım olacağını da umuyordum. Open Subtitles وليس فقط أنك واحد من أصدقائي المقربين، لكني كنت أمل نوعاً ما أن تكون الإشبين.
    Sağdıcını seçmedin mi daha? Open Subtitles لم تختار الإشبين حتى الآن؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus