Bird daha önce hiç Sentetik pistte yarışmadı. | Open Subtitles | بيرد لم يسبق له أن شارك بالأرض الإصطناعية |
Sentetik kan hücreleri üzerinde. Onlar daha çok uzakta. Şu an elimizde bu var. | Open Subtitles | ـ وخلايا الدم الإصطناعية ـ كلاهما مضى عليهما قرون، هذا ما نملكه الآن |
Ama Sentetik ruhlar onlardan biri değil. | Open Subtitles | ولكن الأرواح الإصطناعية ليست واحدة من تلك الأشياء الرهيبة. |
Maymun kendi koluyla yaptığı herşeyi Protez kolun da yaptığını anladı. | TED | أدرك السعدان أن كل ما فعلته بذراعها، تقوم به الذراع الإصطناعية كذلك. |
Burada gördüğünüz gibi, bunu yengeçlere Yapay diken takarak yaptık ve daha sonra onları test ettik. | TED | وقد فعلنا ذلك بوضعنا لهذه الأشواك الإصطناعية في السرطانات كما ترون هنا، ثم بعد ذلك اختبرناهم. |
Cok yakın. suni yercekimi başlatılıyor? | Open Subtitles | قريب جداً، هل يجب أن أشغل الجاذبية الإصطناعية الآن؟ |
Sentetik CDO nasıI işliyormuş gelin öğrenelim. | Open Subtitles | حسناً, إليكم كيف تعمل الأذونات الإصطناعية: |
Bir Sentetik biyologla çalıştım ve temelinde içebildiğiniz bir hap olan yutulabilir bir parfüm geliştirdim. Bununla, terlediğinizde vücudunuzdan dışarıya hoş bir koku salınıyor. | TED | لذا عملت مع عالم أحياءٍ في الأعضاء الإصطناعية ، وأنتجت عطراً يمكن بلعه ، وهو مستحضرٌ دوائي يمكنك أكله وتخرج رائحةً عطرة من جلدك عندما تتعرق. |
Dolayısıyla Sentetik hücrelerin sadece biyoloji bazında değil aynı zamanda çevresel ve toplumsal sorunlar için de inanılmaz bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyoruz. | TED | لذا فنحن نعتقد أن الخلايا الإصطناعية سيكون لديها قابلية مذهلة، ليس فقط في فهم أساسيات البيولوجي لكن لنأمل للقضايا البيئة والمجتمع. |
Ama bunu yapmadan önce, Sizlerle plastik ve benzeri Sentetik maddeler hakkında konuşmam lazım, yaratabilmek için çok yüksek enerjiler sarf edilmesi gereken ve, yok edilme sorunları yüzünden, yavaşça gezegenimizi zehirliyor. | TED | ولكن قبل أن أقوم بذلك، أنا بحاجة لأتحدث إليكم عن المواد الإصطناعية مثل البلاستيك، والتي تتطلب صناعتها كميات هائلة من الطاقة وبسبب صعوبة التخلّص منها، فهي مسؤولة عن تسمّم كوكبنا. |
Bir küplü Sentetik T.B.S. | Open Subtitles | منظمة التطوير الوظيفي الإصطناعية |
Sentetik Ruh adı verilen bir program temel alınarak üretildiler. | Open Subtitles | "إعتمد هذا المشروع على برنامج يُدعى الروح الإصطناعية." |
Sentetik Ruh programı zamanının ötesinde bir şeydi. | Open Subtitles | برنامج الروح الإصطناعية ظهر قبل وقته. |
Sentetik Ruh adı verilen bir program temel alınarak yapıldılar. | Open Subtitles | "إعتمد هذا المشروع على برنامج يُدعى الروح الإصطناعية." |
Son model olanlar ise myoelektrik Protez dediğimiz cins. | TED | ولكن التقنية الحديثة هي الأذرع الإصطناعية التي تعمل بالكهرباء. |
Bir Protez uzuv, artık kayıbı yerine koyma ihtiyacını temsil etmiyor. | TED | الأطراف الإصطناعية لم تعد تمثل الحاجة في أن تحل محل خسارة بعد الان |
Protez gözün seri numarasını okuyabiliyorum. | Open Subtitles | إن الرقم التسلسلي على هذه العين الإصطناعية يمكن قرائتهُ |
Yapay olarak büyüyen bir buzul ise tamamen farklı. | TED | بينما تكون هذه العملية لدى اﻷنهار الجليدية الإصطناعية مختلفةً كليًا. |
Ve klasik Yapay aroma kimyasali, tamam mi? | TED | وهي الرائحة الكيميائية الإصطناعية الكلاسيكية، أوكي؟ |
O nefis suni malzemelerin o küçücük paketlere nasıl sığdığını anlamıyorum. | Open Subtitles | كيف يضعون كل تلك المكونات الإصطناعية... في علبة صغيرة؟ |
Gözlüklerimin üstüne basıp kırdılar ayrıca takma dişlerimi de kaybettim..." | Open Subtitles | وجدت نظارتي مكسورة، و أضعت أسناني الإصطناعية |
Su kulesini geçtim, uyduları geçtim. | Open Subtitles | تعديت برج المياة, تعديت الأقمار الإصطناعية |