"الإضطهاد" - Traduction Arabe en Turc

    • zulüm
        
    • zulümden
        
    • paranoyak
        
    • zulmün
        
    • eziyet
        
    • paranoya
        
    İçteki kısım, zulüm döneminde, Roman Katolik İbadethanesi olarak kullanılmıştır. Open Subtitles كان الشخص الروحاني يستخدمها كمصلى سرّي للرومان خلال فترة الإضطهاد
    Ve bunun bir şekilde zulüm seviyesine ulaştığı iddiası hem gülünç hem de inciticidir. Open Subtitles يرتفع إلى معدل الإضطهاد ليس مضحكاً فحسب لكن عدوانياً الإضطهاد هو مشكلة
    Muhtemelen kendi ülkeni de böyle bir zulümden kurtulmak için terketmişindir. Open Subtitles فى الغالب أنكَ غادرتَّ بلدك لتهرب فقط هذا النوع من الإضطهاد
    Ailelerimiz bu ülkeye gelmişler zulümden, sefaletten ve açlıktan kaçarak. Open Subtitles والدينا أتيا إلى هذه الدولة هربوا من الإضطهاد والفقر والجوع
    Psikiyatrik rapora göre paranoyak bir durum söz konusu. Sebep bulamayınca deli de gitsin! Open Subtitles سيدي، التقرير النفسي، حدد حالة جنون الإضطهاد
    Hepimizin yüzyıllarca çektiğimiz zulmün intikamının hayallerini gerçekleştirecek çünkü. Open Subtitles لأنهذاتحقيقلكل أحلامنا... والإنتقام لقرون من الإضطهاد.
    Mekke de eziyet çektiğimiz zaman Muhammed Habeşistan a gidin dedi! Open Subtitles عندما عانينا من الإضطهاد فى مكة , محمد أمرنا بالذهاب إلى الحبشة
    Anlayacağın, dünya çok büyük bir paranoya içinde. Open Subtitles أترين , العالم , في حالة متزايدة من جنون الإضطهاد
    2000 yıl boyunca Kilise, insanoğlunun üstüne baskı ve zulüm yağdırdı, tutku ve benzeri bütün fikirleri ezdi, bütünüyle yürüyen Tanrıları adına. Open Subtitles .. طيلة ألفي عام .. مارست الكنيسة الإضطهاد والوحشية ضد الناس .. سحقت مشاعرهم وأفكارهم المماثلة ..
    Gücü, temsil eder bu da zulüm etmektir. Open Subtitles بوصفه ممثل القوات الذي سيخرجنا من الإضطهاد
    Haksız yere zulüm görsün diye kurtarmadım ben onun hayatını. Open Subtitles الآن، أنا لم أنقذ حياته حتى بإمكانه المعاناة من الإضطهاد الغير مستحق
    O kelimeleri hepsinden daha da şiddetli olan o zulüm esnasında kâğıda döktü. Open Subtitles لقد كتب هذه الكلمات أثناء موجة الإضطهاد الكبرى.
    Seyahatin kâh sakin kâh fırtınalı zamanları esnasında zulüm patlak verdiğinden bu yana geçen yirmi seneyi etraflıca muhakeme ettim. Open Subtitles وأثناء الهدوء وعواصف الرحلة. كنت أتأمل العشرين سنة الماضية، منذ أن أندلع الإضطهاد.
    Ailelerimiz bu ülkeye gelmişler zulümden, sefaletten ve açlıktan kaçarak. Open Subtitles والدينا أتيا إلى هذه الدولة هربوا من الإضطهاد والفقر والجوع
    Avrupa'da olduğu gibi, kurt bir kaçak haline gelmiş, ...sadece zulümden uzak yerlerde hayatını sürdürebilmekteydi. Open Subtitles كالحال في أوروبا، أصبحت الذئاب طريدة تعيش فقط في أماكن بعيدة جداً عن الإضطهاد
    Zulme maruz kalan insanlar olarak, zulümden kaçtılar. Open Subtitles هربوا من الإضطهاد من الناس أن يضطهدوا.
    O zamandan beri paranoyak şizofren olarak sizin hastanenizde yatıyor. Open Subtitles ومنذ ذلك الحين وهو مريض في مشفاك ويعاني من انفصام الشخصية وجنون الإضطهاد
    paranoyak şizofreni hastasıyım ve hastaneye yatmam gerekiyor. Open Subtitles أنا مريض بداء الإضطهاد الفصامي، وأنا بحاجة لدخول المستشفى.
    Bu ülkedeki zulmün boyutu göz önüne alındığında... Open Subtitles بالنظر إلى حجم الإضطهاد في هذه البلاد.
    Bir kadın kocasından şiddet görüyor ve duyarsız transfobik bir dedektif tarafından eziyet ediliyor üstüne aynı görüşte bir savcı geliyor? Open Subtitles إمرأة يتم التعدي عليها من قبل زوجها والمزيد من الإضطهاد من قبل محقق عديم الشعور ، كاره للمتحولين جنسيا
    Gerçek dehası, paranoya ve şiddeti işinden %99 oranında uzak tutması. Open Subtitles إن عبقريته الحقيقية تكمن في %إزالته لـ99... من عقدة الإضطهاد والعنف من هذا العمل.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus