| Şehirler biziz. Aristo eski dünyada demişti ki, "İnsan, politik bir havandır". | TED | المدن هي نحن. قال أرسطو في العصر القديم: الإنسان هو حيوان سياسي. |
| Pekâlâ, insan müdahalesinden önce var olan her şey yerlidir. | TED | حسناً، كل ما هو موجود قبل تدخل الإنسان هو محلي. |
| beşeri bilimlerde, felsefede belirli bir görüşümüz var: insan insanın kurdudur. | TED | في العلوم السياسية والإقتصاد والعلوم الإنسانية والفلسفة بهذا الشأن، أن الإنسان هو ذئب بالنسبة للإنسان الآخر. |
| Bu günde ve bu çağda, insan tarihindeki en olgun, en eski teknolojilerden biri olan ayakkabının su toplanmasına neden olması bana sıradışı geliyor. | TED | ليس عاديا أنه في وقتنا الحالي أحد أنضج وأقدم التكنولوجية في زمن الإنسان هو الحذاء لا يزال يسبب لنا التقرحات |
| Gerçek şu ki insanın özü sevgi ve inanç, ...cesaret,duyarlılık,cömertlik ve fedakarlıktır. | Open Subtitles | الحقيقة هي أن جوهر الإنسان هو الحب والإيمان الشجاعة والحنان والكرم والتضحية |
| Şey, insan eski dünya maymunlarından evrimleşmiş. | Open Subtitles | حسناً ، إن الإنسان هو نوع من التطور لقرود العالم القديم |
| Maymun evrimi hakkında bir şey öğrenmek için insan üzerinde araştırma yapmak tamamen saçmalık. | Open Subtitles | اقتراح أن بإمكاننا تعلم شيء ما حول طبيعة القردة من دراسة الإنسان هو مجرد هراء |
| Babam 'insan mükemmelliğinin' mümkün olduğuna inanırdı. | Open Subtitles | كان أبي يؤمن أن كمال الإنسان هو أمر ممكن الحدوث |
| İnsan vücudu, büyük hayat ağacındaki dallardan sadece biridir ve basit bir bakteriden büyüymüştür. | Open Subtitles | وجسم الإنسان هو فقط غصنمنالامتدادالهائللشجرةالحياة. الذينتطوروامن تلكالبكتيرياالبسيطة. |
| -"İnsan tek hayvandır... -"Utançla kızaran | Open Subtitles | الإنسان هو الحيوان الوحيد الذي يحمر خجلا |
| İnsan vücudunun °%80'i sudan oluşur. | Open Subtitles | كما تعلم أن 80 بالمئة من جسم الإنسان هو ماء؟ |
| İnsan vücudu, örneğin, şaşırtıcı dayanıklılıkta bir oluşumdur. | Open Subtitles | على سبيل المثال فإن جسم الإنسان هو انجاز عالي التطور |
| İnsan vücudu üst düzey bir laboratuvardır, değil mi? | Open Subtitles | جسم الإنسان هو المختبر النهائي، أليس كذلك؟ |
| Aslında, İnsan Kaynakları'ndaki insan etkeni bizim en büyük zayıf noktamız. | Open Subtitles | ما أحاول قوله أن العصر البشري في أساس الإنسان هو نقطة ضعفنا، |
| O bina orada durduğu sürece hiçbir insan onu oradan çıkaramaz. | Open Subtitles | وليس الإنسان هو ستعمل جعله التخلي عنه طالما أنه ما يزال قائما. |
| O bina orada durduğu sürece hiçbir insan onu oradan çıkaramaz. | Open Subtitles | وليس الإنسان هو ستعمل جعله التخلي عنه طالما أنه لا يزال واقفا. |
| İnsan vücudunun en hassas yerinin... boğazı olduğunu söylerler. | Open Subtitles | يُقال إن الجزء الأضعف في جسم الإنسان هو الحنجرة |
| Aslında, insan vücudunda sürekli bir karşılıklı iletişim mevcut. hücrelerin içinde ve aralarında sürüp gidiyor, birbirlerine ne zaman büyümeleri veya ölmeleri gerektiğini söylüyorlar. hastalandığınızda ise bu iletişimde bir bozukluk ortaya çıkıyor. | TED | أساسا, جسم الإنسان هو محاورة مستمرة, داخل الخلايا و بين الخلايا, و هم يطلبون من بعضهم البعض النمو و الموت. و عندما تمرض, يحدث خطأ ما في هذه المحاورة. |
| Bana göre, insan sesi bütün duyguların seyahat ettiği bir gemidir- kıskançlık duygusu hariç. | TED | بالنسبة لي ، صوت الإنسان هو السفينة التي تسافر عليها جميع العواطف -- إلا الغيرة ربما. |
| İnsanın bilgisinin gelişmesi yılana dönüşen sopalardan yada ikiye ayrılan sulardan daha büyük bir mucizedir. | Open Subtitles | و تقدم معرفة الإنسان هو معجزة أكبر من العصا الموجهة إلى الأفاعى أو من انفلاق البحر |