Ancak 1972'de Sovyetler Birliği'yle büyük çapta bir tahıl satışı için görüşülürken Başkan Richard Nixon bu kısıtlamaları kaldırdı. | TED | ولكن في عام 1972، أزال الرئيس ريتشارد نيكسون هذه القيود أثناء التفاوض في مبيعات ضخمة للحبوب إلى الاتحاد السوفيتي. |
Bunlar: İngiltere, Sovyetler Birliği ve Birleşik Devletler, Almanya'nın muhalifi müttefik devletlerdi. | Open Subtitles | انجلترا , الاتحاد السوفيتي و الولايات المتحده كل القوي المتحالفه ضد ألمانيا |
Sovyetler Birliği'nde kaçakçılık işleriyle uğraşmıştı ve 1979'da geri geldi. | Open Subtitles | قضى فترة سجن في الاتحاد السوفيتي لتجارته في السوق السوداء |
Tacikistan'a gideceksin. Eskiden Sovyetler Birliğine bağlı olup ayrılan ülkelerden biri. | Open Subtitles | ستتجهون إلى ـ طاجاكستان ـ إحدى الدول المنقسمة عن الاتحاد السوفيتي |
Sovyetler Birliğinin dağılmasından kısa bir süre sonra Micha, pazarlama alanındaki yeteneklerini keşfetmeye başladı. | Open Subtitles | ميشا اكتشف موهبته في التسويق بعد انهيار الاتحاد السوفيتي بوقت قصير |
Batı, çok güçlü Sovyetler Birliği'ni ateş bile etmeden yendi. | TED | هزم الغرب الاتحاد السوفيتي الجبار دون اطلاق رصاصة واحدة |
Soğuk Savaş sırasında, Sovyetler Birliği, satranç yeteneğini geliştirmek için büyük kaynaklar ayırdı. ve bu, yüzyılın geri kalanında şampiyonluklara hükmetmelerini sağladı | TED | خلال الحرب الباردة، كرس الاتحاد السوفيتي موارد كبيرة لتنمية مواهب الشطرنج، للسيطرة على البطولات لبقية القرن. |
Evet, ama belki de bir palyaçoluk yapıp Sovyetler Birliği'nden kaçmaya çalışıyordur. | Open Subtitles | نعم , لكنه ربما يريد أن "يهرّج" طريقه الى خارج الاتحاد السوفيتي |
Sovyetler Birliği adına protesto ediyorum. Bu Sovyet vatandaşına uyuşturucu verildi. | Open Subtitles | باسم الاتحاد السوفيتي أنا اعترض المواطن السوفيتي قد تم تخديره |
1964'de Sovyetler Birliği'nde çalmıştım. | Open Subtitles | لقد عزفت الموسيقى في الاتحاد السوفيتي عام 1964 |
Sovyetler Birliği'ne karşı tavrımızı yeniden gözden geçirmeliyiz. | Open Subtitles | يجب علينا إعادة النظر في مواقفنا الخاصة نحو الاتحاد السوفيتي |
Bir çete de olabilir. Sovyetler Birliği'nde seri katil yoktur. | Open Subtitles | أو عبارة عن عصابة لا يوجد قتلة متسلسلين في الاتحاد السوفيتي |
Savaş Sovyetler Birliği'ne 27 milyon cana mal oldu. | Open Subtitles | كلفت الحرب الاتحاد السوفيتي مقتل 27 مليون شخص |
Sovyetler Birliği'nin dünya ölçeğinde yayılma isteğinde olduğu ve frenlenmek zorunda olduğuna dair 8000 kelimelik bir kehanet. | Open Subtitles | أصبحت بمثابة نبوءة من 8،000 كلمة تتنبأ بمزاج الاتحاد السوفيتي للتوسع ،في جميع أنحاء العالم وأنه يجب العمل على احتوائه |
Sovyetler Birliği ek müzakereleri önlemeye çalıştı ama kaybettiler. | Open Subtitles | حاول الاتحاد السوفيتي منع أية مناقشات أخرى لهذه القضية ولكنهم فشلوا في ذلك |
Sovyetler Birliği bu dünyadaki özgürlüğe ciddi bir tehlike teşkil ediyor. | Open Subtitles | بأن الاتحاد السوفيتي يشكل تهديدًا حقيقيًا للحرية في هذا العالم وفي أوروبا، وفي |
Sovyetler Birliği ve ajanları özgürlüğü, ve ulusların doğu ve orta avrupada bir dizi demokratik karekterleri yıktılar. | Open Subtitles | نجح الاتحاد السوفيتي وعملائه في تدمير الطابع الاستقلالي والديمقراطي لسلسلة كاملة من الدول في أوروبا الشرقية والوسطى |
Sovyetler Birliği 1990'da dağıldığında çok sayıda küçük devlet doğdu. | Open Subtitles | العديد من الدول الصغيرة قامت بعد إنهيار الاتحاد السوفيتي في عام 1990 |
Orası Sovyetler Birliğine yakın bir yerdi, değil mi? | Open Subtitles | هي قربية من الاتحاد السوفيتي , اليس كذلك ؟ |
Sovyetler Birliğinin çöküşünden sonra bazı belgeler gün ışığına çıktı. | Open Subtitles | بعد تفكك الاتحاد السوفيتي... جاءت الوثائق إلى الضوء... |
Bu ziyaretin onuruna SSCB' de bir merasim düzenlendi. | Open Subtitles | دعوة إستقبال شرفي لوصولها الاتحاد السوفيتي |
Rostov-on-Don Sovyet Rusya | Open Subtitles | مقاطعة روستوف الاتحاد السوفيتي |
Altafini'nin sakatlığı ciddi ve bu akşam Sovyetlere karşı oynayacak durumda değil. | Open Subtitles | و الذي حرمته الاصابة من خوض مباراة اليوم مع الاتحاد السوفيتي |