Bu yüzden de size bir kaç seçenek verdi. Değersiz yaşamlarınızı bitirmeniz için. | Open Subtitles | لهذا من رحمتها أعطتكم مجموعة من الاختيارات لمساعدتكم على إنهاء حياتكم عديمة القيمة |
Aynı bilgi, aynı sayıda seçenek. | TED | انها نفس المعلومات ونفس العدد من الاختيارات |
Ama daha önemlisi, bu araştırma insanlara, bu seçimleri yapmanın ne kadar zor olduğunu ve yasal düzenlemelerin, imkânsız seçimler ile çevrelendiğini hatırlatıyor. | TED | لكن الأمر الأهم، يساعد هذا التمرين الناس على التعرف على صعوبة اتخاذ هذه الاختيارات وأن أمام واضعي القوانين مهمة صعبة ذات اختيارات مستحيلة. |
Geri çekilip seçenekleri tartman ve akıllı bir karar vermen gerekiyor. | Open Subtitles | لا يجب عليك ان ترجع للوراء وتزن الاختيارات لتصل للاختيار المحسوب. |
Ailem öldükten sonra, hayatımı gözden geçirdim, ve fark ettim ki gerçekten düzgün kararlar vermemişim. | Open Subtitles | نظرت الى حياتي وادركت باني لم اختر الاختيارات الصحيح لذا سجلت في مدرسة التمريض |
Dün gece, yaptığım seçimleri düşünüp çok fazla üzüldüğüm için bugün hayli yorgunum. | Open Subtitles | لم أنم كثيرا ليلة الأمــــس لأنني بقيت مستيقظة أرثي الاختيارات اللتي قمت بها |
Bu seçenekler arasındaki fark modellere bakarak cevaplanamaz. | TED | لا يمكن التعرف على اختلافات هذه الاختيارات من خلال النظر إلى النماذج. |
Çok çalışıp bir iş sahibi olmak istememizin ve parasız kalmak istemeyişimizin sebebi ekonomik Tercihler yapabilelim diyedir. | TED | وهو السبب الذي يدفعك الى العمل و العمل .. والحفاظ على العمل لكي لا تغدو فقيراً .. او مفلساً ان العمل هو من يعطيك حق الاخيار .. الاختيارات الاقتصادية |
Ve değerlendirecek daha çok seçenek oldukça, bu seçeneklerin daha çekici özellikleri bize fırsat maliyeti olarak yansıyacaktır. | TED | وكلما زادت الاختيارات المطروحة كلما انعكست ميزات هذه الاختيارات فينا كتكلفة للفرصة البديلة. |
Her seçenek canını yakarken hangisinin doğru olduğunu nasıl bilebilirsin? | Open Subtitles | عندما كل الاختيارات مؤذيه كيف ستخبر احداً اي منهم هو الصحيح |
Bana bir seçenek veriyorsun gibi, ama aslında seçenek falan yok, değil mi? | Open Subtitles | يبدو أنك تعطيني بعض الاختيارات لكنك لا تخيريني, أليس كذلك؟ |
Ve ortada oldukça fazla seçenek vardır. Örneğin gözler. Ruhun penceresidir. | Open Subtitles | كما أن هناك الكثير من الاختيارات إليك العينين على سبيل المثال، إنهما نافذة الروح |
Dinle, belki haddime düşmez ama birkaç telefon açıp küçük bir araştırma yaptım ve gerçekten birkaç iyi seçenek varmış. | Open Subtitles | انصت، لربّما ذلك ليس من شأني لكنّي أجريت بعض الاتصالات وقليلاً من البحث ويوجد بالفعل بعض الاختيارات الرائعة |
Geriye bakınca, liseden sonra kötü seçimler yaptım. | Open Subtitles | تقاعد مفيد , لعمل بعض الاختيارات السّيّئة بعد المدرسة الثّانويّة |
Zor seçimler, liderliğin kaçınılmaz bir unsurudur. | Open Subtitles | الاختيارات الصارمة مستحيلة التجنب من قِبل القيادة |
Düşük gelirli ailelerinse böyle seçenekleri yok. | TED | والعائلات ذوي الدخول المنخفضة لا يمتلكون هذه الاختيارات. |
Ama cesur kararlar almak, liderliğin temelidir. | Open Subtitles | و لكن الاختيارات الجريئة هي اختيارات القائد في كل شيء |
Henüz açma. Henüz açma. Renk seçimlerini yazacağım. Böylece herkes yaptığın seçimleri görebilir. | TED | لا تفتحيه بعد. ولكنني سأدون ما اخترته لذا الكل سيرى الاختيارات التي قمت بها. |
Bütün seçenekler tükendikten sonra kaçmanın kötü bir yanı yok. | Open Subtitles | أتعلم أنه يفضل أن تجري عندما تعرف الاختيارات الاخرى |
Uzun zamandan beri hayat yolunda iki dostumla yürüyorum kötü şans ve kötü Tercihler. | Open Subtitles | لوقت طويل كنت أمشي في طريقي مع رفيقيَ.. ...سوء الحظ، و الاختيارات السيئة. |
Hepsi yaptığı seçimlerle alakalıdır. | Open Subtitles | كل ذلك يحدث نتيجة الاختيارات التي تتخذها |
- Başka seçeneğimiz var mı? - Hayır, yok. Kapat kapıyı. | Open Subtitles | بعض الاختيارات لا توجد اختيارات, أغلق الباب |
Nasıl tahmin ettim, bilmek ister misin? | Open Subtitles | ألا تريد معرفة شيء عن هذه الاختيارات |