Seksten keyif almanda duygusal bağlılık önemli bir rol oynuyor mu? | Open Subtitles | هل الارتباط العاطفي له دور هام في قدرتك على الاستمتاع بالجنس؟ |
İnsanları motive eden şey ise, birbirleri arasında geliştirdikleri bağlar, bağlılık ve güvendir. | TED | و الذي يحفز الناس هو الارتباط و الولاء و الثقة التي يطورونها بين بعضهم البعض. |
Fakat aynı zamanda biz Arab mirasıyla da yeniden bağlantı kuruyoruz. | TED | ولكن في نفس الوقت نحن نعيد الارتباط ونؤكد اهمية تراثنا العربي. |
Ama burada, bağlantı tedaviden çok bir belirti gibi. | TED | ولكن الارتباط هنا هو عرض للداء أكثر منه علاج. |
Arandaki bağlantıyı koparmalısın yoksa senin için gelmeye devam edecek. | Open Subtitles | عليك فك الارتباط وإلا ستستمر بالعودة اليكِ |
Yani sorun bağlanmak istememesi değil bana bağlanmak istememesiydi. | Open Subtitles | اذا ممانعته لم تكن لفكرة الارتباط بل كانت لانه لم يرغب بالارتباط بي |
Yeni bir kapuçin maymunu evlat edindim, ve bana Bağlanma aşamasındayken onu yalnız bırakamam. | Open Subtitles | ومش هقدر اسيبة لوحدة اثناء وقت الارتباط |
Olgun ve bağlılık düşüncesinde olan bir kadınla tanışmak istiyorum. | Open Subtitles | مثلاً، أودّ التعرّف بسيّدة لطيفة وناضجة وترغب في الارتباط. |
bağlılık kıskançlığa yol açar. Gölgesidir açgözlülüğün bu. | Open Subtitles | ولا تغب عنهم ولا تدع الارتباط بهم يؤدي الى الغيرة |
Ama, tüm hayatımı Lilly ile birlikte geçireceğimi düşündüğümde bağlılık, sonsuza dek, başka kadın olmadan beni hiç de korkutmuyor. | Open Subtitles | ولكن حينما افمر في امضاء باقي حياتي مع ليلي الارتباط,للابد, لا مزيد من النساء لا يخيفني اطلاقا |
Ama belirtiden daha çok, devamlı bağlantı insanların kendileri hakkında düşüncelerini değiştiriyor. | TED | و لكن أكثر من عرض، فإن الارتباط المستمر يغير الطريقة التي يفكر بها الناس في أنفسهم. |
İçinde yaşıyoruz Ve atmoferimizle olan bu içsel bağlantı bana bir panzehir hissi veriyor. | TED | وهذا الارتباط، هذا الارتباط بيننا وبين غلافنا الجوي أراه بمثابة ترياق. |
Bu, bağlantı ile ilgili. Rahatsız olmadan önce rahatlamazsınız. | TED | إنه عن الارتباط. ولن تشعروا بالراحة قبل ألا تشعروا بها. |
Arandaki bağlantıyı koparmalısın yoksa senin için gelmeye devam edecek. | Open Subtitles | عليك فك الارتباط وإلا ستستمر بالعودة اليكِ |
Pekala, bu bağlantıyı neden görüyoruz? | TED | حسنا، ما السر في ذلك الارتباط ؟ |
Bir çok memeli anne gerekli olduğu takdirde embriyoları atabilir ya da absorbe edebilir. Ama insanlarda fetüs bir kere kan akışına bağlandı mı, bu bağlantıyı bozmak kanamaya, kan kaybına sebep olabilir. | TED | يمكن للأمهات عند الثدييات أن تطرد أو تعيد امتصاص الأجنة إذا لزم الأمر، أما بالنسبة للبشر، فبمجرد ارتباط الجنين بالدم، فإن انقطاع هذا الارتباط ، يمكن أن يؤدي إلى حدوث نزيف. |
bağlanmak birine kıskançlığı getirir. | Open Subtitles | ولا تغب عنهم ولا تدع الارتباط بهم يؤدي الى الغيرة |
Bu yüzden hidrolaz nörotoksinlere bağlanmak yerine yenilerini bıraktı. | Open Subtitles | لذا فقام الهيدرولايز بإطلاق السموم العصبية بدلاً من الارتباط بها |
Bağlanma sorunları nedir? | Open Subtitles | ما هى مشاكل الارتباط ؟ |
Aradığı bağı ver ona. Dürüstlüğü, içtenliği. | Open Subtitles | أعطها الارتباط التي تتوق إليه بأمانة وصدق. |
Edepli hiçbir kadının ilişki kuracağı türden bir adam değil o. | Open Subtitles | إنه هذا النوع من الرجال الذي لا تقبل سيدة محترمة الارتباط به |
Hiç tanımadığım bir grup insan bana bağlılığı bilmeyen "eşcinsel adam"mışım gibi kızgınlar diye bana kızgın olamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تغضب مني كوني غاضب من مجموعة من الناس لا اعرفهم يتصرفون كأني المنحرف الذي لا يمكنه الارتباط |