Yani, Kelso, poponu dayadığın başka ne var etrafta? | Open Subtitles | كيلسو كم من الأشياء في الارجاء وضعت عليها مؤخرتك ؟ |
Peki neden o zaman bu bölüm uzun boylu, zayıf göğüsleri olmayan, sıkı kalçalı ve diyet kola içerek etrafta dolanan kızlarla dolu? | Open Subtitles | اذا لماذا هذه المدرسه مليئه بالفتيات النحيلات بأجسادهن الصغيره يتجولن في الارجاء ويشربن صودا الحميه |
Gizli gizli etrafta dolanıyoruz ki birlikte bir saat geçirebilelim. | Open Subtitles | نحن الاثنان نتسلل في الارجاء حتى نستطيع ان نقضي ساعة سوياً |
Bu yüzden etrafı karıştırmanı istemedi. | Open Subtitles | لهذا لم يرد منك ان تبحث في الارجاء |
Sana biraz etrafı göstereyim. | Open Subtitles | -نعم سيد لوري اسمحي لي أن أريك الارجاء |
Belki siz daha duymadınız ama buralarda artık yeni hava bükücüler var. | Open Subtitles | ربما لم تسمعوا و لكن هناك بعض مسخرى الهواء الجديد فى الارجاء |
buralarda ormandan nasıl bir yabancının çıkıp geleceğinden emin olamazsın. | Open Subtitles | في هذه الارجاء ، فأنت لا تعرف متى بعض الحمقى سوف يخرج من الغابة. |
etrafta elinde bıçakla gezmeden onları geri versem iyi olacak... | Open Subtitles | علي الارجح يجب علي ان أرجعه اليها قبل ان يحدث اي شيء وتتجول في الارجاء حاملة سكين |
etrafta artık çocukların olmadığı gerçeğine alıştın mı? | Open Subtitles | هل إعتدتَ حقيقة عدم وجود أطفال في الارجاء بعد الآن ؟ |
Gabby'nin babasını etrafta gizlenirken gören komşu var mı bakın. Tamamdır. | Open Subtitles | لتروا لو رأى احد الجيران والد غابى " فى الارجاء " |
Son kontrol ettiğimde insanlar etrafta dolanıp birilerini yemiyordu. | Open Subtitles | حسنا ,حسبما اعتقد,الناس لا يتجولون في الارجاء محاولين اكل بعضهم |
Kötü haberse, Dr. Cross neleri olduğunu anlamak için etrafta dolaşıp duruyor. | Open Subtitles | الأخبار السيئة هي الدكتورة كروس تتجول في الارجاء لتعرف مابهم |
Ancak burası cins-i lâtif için güvenli bir yer değil yani sakın etrafta dolaşmayın. | Open Subtitles | ولكن لاتتجولي في الارجاء فليس بالمكان الامن للجنس اللطيف |
Biz de etrafta ölü bir adamı arıyoruz. | Open Subtitles | و نحنُ نتنقل في الارجاء في عملية مطاردة لرجلٌ ميت |
Chowder sana etrafı gösterir. | Open Subtitles | شاودر) ، سيريك الارجاء) |
Sanki beş dakika önce bezinle buralarda koşturuyordun. | Open Subtitles | يبدو وكأنك قبل خمس دقائق كنت تركض في الارجاء بحفاضاتك |
Ailem buralarda yokken her zaman yaptığım şeyi yapıyorum; | Open Subtitles | وبما انهُ لا توجد عندي عائلة في الارجاء ما افعله عندها هو القدوم |
Sağlamlaştırana kadar... ne kadar sürerse buralarda kalmalıyım. | Open Subtitles | أظن أنه عليّ البقاء في الارجاء حتى يتم أصلاحه |