Ve bu, bu sabah size söylemek istediğim şeyin Ana temasıdır. | TED | وهذا هو الموضوع الاساسي الذي اريد ان أتكلم عنه هذا الصباح |
Ondan sonra devam ederiz. Çünkü Ana hedefimiz, elbette ilk önce zarar vermemektir. | TED | لأن هدفنا الاساسي بالطبع هو اولا, ان لا نسبب الاذى. |
Ana görev tamamlandı. Tüm birimlere, gitmeye hazırlanın. | Open Subtitles | انجز الهدف الاساسي لتستعد جميع الوحدات للتراجع |
Eğer hareketlendiricilerimin Temel yapısını verirsem, yapay olarak üretebilir misiniz? | Open Subtitles | اذا اعطيتك لك التصميم الاساسي لمنشاطتي , ايمكنك انشائها ؟ |
Zaman makinesinin Temel tasarımı ve hemen hemen her açıdan bunları sınıyor. | Open Subtitles | التصميم الاساسي لألة الزمن. و تم فحصها من جميع الزوايا الممكنة تقريبا. |
Esas adamım hapisten çıkmış evine dönüyor. | Open Subtitles | صديقي الاساسي ، سيذهب الى البيت فور خروجه من السجن |
Ezelden beri ona 'hakiki düşman'ım diyordun değil mi? | Open Subtitles | لقد اعتدتي ان تناديه بالعدو الاساسي منذ الازل صحيح |
Eğer anahtarın Ana hatlarını biliyorsanız, ona uyan bir tane alır.. | Open Subtitles | اذا تعرف النوع الاساسي للمفتاح الذي تريد محاكاته اختر مفتاح فارغ مطابق |
Komser Crunch bir savaş kahramanıydı ve ben büyürken evimizdeki Ana erkek rol modeliydi, o yüzden... | Open Subtitles | القبطان كرانش كان بطل حرب والمثال الاساسي لي بالنسبه للرجال في منزلي في فترة النمو |
Onların nükleer silah geliştirmeklerinin Ana aracı Natanz uranyum zenginleştirme tesisi. | TED | ان المكان الاساسي الذي من المفترض ان يتم فيه تطوير الاسلحة النووية هو منشأة تخصيب اليورانيوم في منطقة " ناتنز " |
Abegg adı-- Abegg aslında A-B-E-G-G (la-si-mi-sol-sol), ve melodinin Ana teması bu. | TED | وأسم " أبيج " جاء فعلا من النوتة " أ - ب - ي -ج - ج " وقد جاء موضوع المعزوفة " أبيج " الاساسي |
Bizim şu Ana kadar olan bütün çabalarımız bu kategori içindi: resmi kurumlardaki kalıcı yenilikler. Yani 19.yy'da geliştirilmiş olan Bismarck Sistemi'nin iyileştirilmesi çabaları. | TED | وتقريبا كل جهودنا تصرف على هذا المربع على الابداع المستمر .ضمن الطرق الرسمية والتي تعتمد على تطوير النظام المدرسي الاساسي الذي نشأ في القرن التاسع عشر |
Binanın Ana drenaj borusu... | Open Subtitles | نظام التصريف الاساسي في هذه البناية |
Belki de üçüncü perdenin Temel amacı eğer mümkünse, geri dönüp geçmişle olan ilişkimizi değiştirmeye çalışmak. | TED | ربما هدف التيار الثالث الاساسي هو العودة ان امكن وتغير علاقتنا مع الماضي |
Simyanın Temel prensibi, eşit takas prensibidir. | Open Subtitles | القانون الاساسي في الكيمياء هو قانون المساواه في القيمه |
Temel yapıyı bozmadan saklar. | Open Subtitles | ثانياً, البروده تبقي ذلك التركيب الاساسي سليم |
Temel yapıdan başla. Ordan devam ederiz. | Open Subtitles | ابدءي فقط بأسلوب البناء الاساسي سوف نبدأ العمل من هناك |
- Esas amacı öldürmek değil. | Open Subtitles | اعتقد ان القتل ليس الدافع الاساسي |
.. önce Esas hedefine yönelirdi. | Open Subtitles | كان سيتخلص اولاً من هدفه الاساسي |
Ama bu hikayenin Esas erkeği benim. | Open Subtitles | لكنني الرجل الاساسي في هذه القصة |
Ezelden beri ona 'hakiki düşman'ım diyordun değil mi? | Open Subtitles | لقد اعتدتي ان تناديه بالعدو الاساسي منذ الازل صحيح |