| Bildiğimiz tek şey, FBI da Benjamin O'Ryan diye birinin hiç olmadığı. | Open Subtitles | هناك شيء واحد اعرفه بان بنيامين اوريان كان من الاف بي اي |
| Bu bir FBI sorgu odası... ve soruları ben sorarım... | Open Subtitles | هذه غرفة تحقيقات الاف بي اي وانا من يسأل الاسئلة |
| FBI'ın 1200 kişiyi gözaltına aldığını... benim gibi onları farklı hücrelere koyduklarını... | Open Subtitles | لكن الاف بي اي قبضت على 1200 شخص ووضعتهم في سجون مختلفة |
| Bekleyeceğim beklerken de o FBI ajanını bulup kendi ellerimle kafasını kopartacağım. | Open Subtitles | سأنتظر وبينما انتظر, سأعثر على عميل الاف بي اي وسأقتلع راسه بيدي |
| Affedersiniz, Şerif Perkins. Bu arkadaşlar FBI'dan. | Open Subtitles | معذره , ايها الشريف بيركينز هؤلاء هم عملاء الاف بي اي |
| FBI bilgisayarlarından "kibarcık" adını tara. | Open Subtitles | ابحث مع الاف بي اي عن الاسم المستعار سليك سوف تحصل عى دليل الهاتف |
| FBI bilgisayarlarından "kibarcık" adını tara. Liste kabarıktır. | Open Subtitles | ابحث مع الاف بي اي عن الاسم المستعار سليك سوف تحصل عى دليل الهاتف |
| Bunlar FBI'dan ajanlar Jareau ve Hotchner. | Open Subtitles | هؤلاء هم العملاء جارو و هوتشنر من الاف بي اي |
| İsmi verilmeyen bir kaynaktan gelen ihbarla hareket eden FBI ajanları bu sabah erkenden Rigazzi Tesisatçılık şirketini bastı ve soygunda çalınan 50 altın külçeyi ele geçirdi. | Open Subtitles | تقرير الاف بي اي يقول تم استرجاع باقي الذهب وهي خمسون قضيبا كانت مسروقة |
| O'Ryan FBI'dandı. Icarus adında bir proje duydun mu? | Open Subtitles | اوريان كان في الاف بي اي اتى وسمع عن مشروع سمى بـإيكاروس |
| Ama polis departmanımız FBI'la birlikte çalışıyor. | Open Subtitles | ولكن قسم الشرطة لدينا يعمل مع الاف بي اي |
| İyi günler, ben FBI'dan ajan Jareau. | Open Subtitles | مساء الخير معك العميلة جارو من الاف بي اي |
| "Görünmez Adam", "Mill Creek Katili"nin kurbanını bulması için FBI'a yardım etti. | Open Subtitles | "الرجل الاجوف يساعد الاف بي اي في ايجاد ضحايا قاتل جدول كريك" |
| O silahı taşıman için sana para ödedikleri için belalı biri olduğunu mu düşünüyorsun FBI'ın adamı. | Open Subtitles | ماذا, اتظن انك اصبحت مغوارا الآن لأنهم يدفعون لك لتحمل هذه المسدس, ايها السيد من الاف بي اي |
| Quantico'daki FBI Merkezi'nden amirimi aramam gerek. | Open Subtitles | يجب ان اتصل بمشرفي في مقر الاف بي اي في كوانتيكو |
| Bunları FBI keşfetti seni adi piç. | Open Subtitles | الاف بي اي اخترعت هذه الطريقة ايها الوغد الغبي |
| Ama siz FBI'dansınız ve bana görmeme ve bilmeme gerek olmadığını söylerseniz size inanırım. | Open Subtitles | و لكن انت من الاف بي اي و ان قلت لي انه لا داع لأعرف او اشاهد سأصدقك |
| Artık FBI'da olmadığıma göre, üzerimde yetkin de yok. | Open Subtitles | حسنا لم اعد في الاف بي اي و لم يعد لديك سلطة علي |
| Ben satıcı değilim, FBI'danım. | Open Subtitles | انا لست بائعا انا مع الاف بي اي اف بي اي؟ |
| Demek FBI'da çalışıyorsun. | Open Subtitles | جيد فحسب اذن انت تعملين لصالح الاف بي اي |