"الامتياز" - Traduction Arabe en Turc

• ayrıcalığı
• imtiyaz
• pilot
• imtiyazın
• imtiyazdan
• mükemmellik
• olaylardan biri

Karımın bu günlerdeki tek ayrıcalığı beni uyarmak zorunda olmaması.
الامتياز الوحيد لدى زوجتي هذه الأيام هو عدم حاجتها لإخطاري

Packett acele etmemizi istedi ve kalabalıkta bizi izleyen imtiyaz sahibine bir şans verdi.
باكيت ارادني ان اتعجل واعطيه الامتياز في الزحام

Devletlerin şehirler barındırabilecek kadar büyük yeni reform bölgeleri oluşturmalarını teklif ettim ve onlara bir de isim verdim: pilot şehirler.
لذلك اقترحت ان تقوم الحكومات بانشاء من مناطق مستصلحة جديدة كبيرة بما يكفي لتحتضن مدن واعطائها تسمية : مدن الامتياز.

Yalın ayak olmanın bedelini bilirsiniz, ...eğer hücrende imtiyazın varsa tabii ve boş zamanlarında giymediğin duş terliklerine dikkat eden olmaz tüm hissettiğin soğuk betonun koca meme ve üzerine boşaldığındır.
أتعلم كيف ان الاقدام الحافيةِ اذا كان لديك هذا الامتياز في موضعكِ ولم يلاحظوا بأنك لم ترتدي صندلُ الحمام

İdari imtiyazdan vazgeçersen kozumuzu kaybederiz. Her şeyi kaybederiz.
إذا تخليت عن الامتياز الرئاسي ستخسر النفوذ كله

Benim altında çalışan herkesten mükemmellik talep ederim.
انا أطلب الامتياز من كل الموظفين الذين يعملون من أجلى

Ve sezona damga vuran olaylardan biri de turnuvanın sahibi Aakash Singh'in ringe kendi dövüşçüsünü sürmek istemesi.
وعامل الجذب المميز للموسم هو قرار صاحب الامتياز أكاش سينغ المثير بشأن ملاكمة في هذه البطولة

Bu ayrıcalığı yalnızca özel durumlarda kullanırız.
نحن لا نستخدم هذا الامتياز إلا في حالات الضرورة

Bu ayrıcalığı süistimal ederseniz size hapsi boylatırım.
اسيؤا استخدام ذلك الامتياز وسألقيكما في السجن

Son sözlerini söylemene izin vermek onurlu bir hareket olur ama sen bu ayrıcalığı haketmiyorsun.
الشرف يملي أن أسألك عن كلماتك الأخيرة لكنّك لا تستحق هذا الامتياز.

Ancak "ayrıcalığı yanlış kullanma" ifadesi, seçtiğimiz herhangi birini paramparça etmek için bir gerekçe hâline geliyor.
ولكن أصبحت عبارة " سوء استخدام الامتياز" تأشيرة عبور مجانية لهدم حياة أي شخص نختاره.

Bence Kral tarafından böyle bir imtiyaz karşısında siz de gururlanırdınız.
أعتقد انك ستتشرف بهذا الامتياز من قبل الملك

Aslında imtiyaz için bana para ödedi. Çok itaatkardı.
في الواقع دفعت لي الامتياز كانت مطيعة جداً

Ama altyapı ve güvenliği imtiyaz bedeli sağlıyor.
.. لكن رسوم حق الامتياز والبنية التحتية و الأمن

Düzeltme süreci, deneme ve yanılma, birçok kullanıcı testi sonucunda, bu karmaşık pilot şehir konseptini, temel özelliklere indirgemeye çalıştım.
من خلال عملية من التنقيح, التجربة والخطأ, العديد من الاختبارات, حاولت تبسيط هذا المفهوم المعقد لمدن الامتياز الى مستوى الاساسيات المجردة

(Gülüyor) Yani TED konuşması çok basit terimlerle açıklıyordu, pilot şehrin ıssız bir alanla başlayarak, orada geçerli olacak kuralları belirten bir tüzük ve sonra insanların oradaki kurallar altında yaşayıp, yaşamama tercihini yapmaları için bir şans sunduğunuz bir yer olduğunu.
"ضحك" اذا تيد توك عرض بمصطلحات بسيطة جدا, مدينة الامتياز هي مكان حيث تبدا بارض غير مأهولة, امتياز يحدد القواعد التي سيتم اتباعها في ذلك المكان ومن ثم فرصة للناس للاختيار, ان يذهبو ويعيشو تحت تلك الشروط او لا.

Doug Stamper ile hükûmetin geri kalanını da idari imtiyazın ardına saklanmamaya çağırıyorum.
أطلب من (دوغ ستامبر) وبقية الإدارة أن يتوقفوا عن الاختباء وراء الامتياز التنفيذي

Wendell Corey ifadesinde adımı vermesiyle sorumluluğu avukatına devrederek bu imtiyazdan feragat etmiş oldu.
بعد أن اختار (ويندل) إقحام اسمي خلال الشهادة قانونياً هو قد أزاح هذا الامتياز

Hatalar yaptım, korkunç olanlar bir Başkan'a yakışmayacak olanlar gençken hedeflediğim mükemmellik tanımıyla bağdaşmayacak olanlar.
اخطاءٌ لا تليق برئيس اخطاءٌ لم تلبي مواصفات الامتياز التي طالما حلمت بها كفتى صغير

Ve sezona damga vuran olaylardan biri de turnuvanın sahibi Aakash Singh'in ringe kendi dövüşçüsünü sürmek istemesi.
والجاذبية المميزة هذا الموسم... هو قرار صاحب الامتياز Aakash سينغ إلى الحقل... مصارع بلده في هذه البطولة.