"الامر كله" - Traduction Arabe en Turc

• Her şeyi
• her şeyim
• Bütün bunlar
• olay

Yeniden Her şeyi inkar etsem bir işe yarayacağını sanmıyorum.
افترض انه لن يكون مفيداً لو أنكرت الامر كله مجدداً؟

Dün gece herkes sinirliydi, Her şeyi kapattığım için kızdılar.
الكل كان غاضبا البارحة كانوا مستشيطين غضبا لإيقافي الامر كله

Julia o kadar kızdı ki, neredeyse Her şeyi mahvediyordu.
غضبت جوليا جدا كانت علي وشك ان تخرب الامر كله

Ama her şeyim senin."
ولكن الامر كله بين يديك ."

Ama her şeyim senin."
ولكن الامر كله بين يديك .

Biliyorum, Bütün bunlar size mükellef bir şaka gibi geliyor.
اعلم ان الامر كله بدا كما لو كان تمثيلية متقنة.

Bütün bunlar olurken bizi hiç yargılamadan bize destek oldun.
لقد دعمتنا خلال الامر كله بدون اى انتقاد على الاطلاق

Bugün bir anlık zayıflığıma denk geldi, ama bu olay senin benim için yaşlı olmadığını farketmeme yardım etti.
تعرضت للحظات ضعف اليوم لكنه الامر كله بخير لانه اوصلني لنتيجة انك لست كبيرة علي

Bill Cosby Her şeyi bir cetvelle yaptı.
لا بيلى كوسبى فعل الامر كله بواسطة مسطرة

Joanna keşke Her şeyi geri alabilsem.
جوانا انا اتمنى لو باستطاعتي ابطال الامر كله

Şimdi,ya dişiliğin uğruna bir meşale taşıyacaksın, ya da Her şeyi yakıp kül edeceksin.
والان لديك الفرصة لحمل المشعل لانارة الطريق للجنس الاخر او احراق الامر كله

Merak etme... Sadece konuşucam ve Her şeyi yoluna koyucam.
لاتقلقي ,انا فقط سأتحدث معه وارتب الامر كله

Şimdi Her şeyi iptal etmek zorunda kalacağım.
الان سوف اقوم باجراء اتصال الامر كله ملغي

Bütün Her şeyi bunun için mahvetmezsin değil mi?
.. أنا أعنى لن تقومى بفضح الامر كله أليس كذلك ؟

Dikkat et, dikkat et. Her şeyi gördüm.
انتبه، انتبه انا رأيت الامر كله

Ama her şeyim senin."
ولكن الامر كله بين يديك "

BJ: Bugünden sonra aslanların ve leoparların... ...gözlerinin içine bakmalıyız. Bütün bunlar ciddi bir şekilde bilinçlenmek içindir.
بيفرلي : لذا عليكم ان تعوا وانتم تنظرون الى عيون هذه الاسود ..والفهود الآن ان الامر كله متعلق بالوعي

Gerçekten. Bütün bunlar bir karmaşa. Seni hiç bir zaman bu işin içine karıştırmak istemedim.
هذا الامر كله فوضى لم أرد لك ان تتورطي فيه

Jess, olay ondan hoşlanmaman değil miydi?
جيس انا اعتقدت ان الامر كله كان يتعلق بعدم اعجابك به

Demek istediğim, olay sevdiğin işi yaparken
الامر كله بشان المال بل بشان ..