JR: Hedef büyüdükçe, daha fazla engeller ile karşılaşırsınız ve o hedefin diğer tarafında zafer vardır. | TED | رجل 3: كلما كبر الهدف، كلما زادت العوائق التي تواجهها، وعلى الجانب الآخر من ذلك الهدف يوجد الانتصار. |
Bütün Yunanistan'ı katılması için davet ettiği bir zafer. | Open Subtitles | الانتصار التى تدعو جميع اليونانيين الى الاشتراك به |
Bu zafer ile La Motta Robinsonsun rekorunu kırdı. | Open Subtitles | و بهذا الانتصار تخطى لاموتا سجل روبنسون الذي لا يقهر . ولاموتا يثبت وبكل جدارة بأنه ملاكم من طراز عظيم |
Aynı zamanda biyolojinin müthiş bir teorik zaferi. | TED | إنه أيضا الانتصار النظري الرائع لعلم الأحياء. |
Mike, kazanmak istediğini biliyorum ama o yalanın ona ne yaptığını biliyor musun? | Open Subtitles | أعلم بأنك تود الانتصار ولكن هل لديك أدنى فكرة عن ماذا فعلت به؟ |
O terli ayaklarının kokusundan nefret ederim ama.... ...bu sefer ki zaferin kokusu. | Open Subtitles | كنت أكره رائحة قدميك المتعرقتين. والآن أصبحت رائحة الانتصار. |
Hayret verici zafere rağmen, bazı kişiler tetikte kalmamız için bizi uyarıyor. | Open Subtitles | وعلى الرغم من هذا الانتصار المذهل، يحذر البعض أن يجب أن نظل يقظين. |
Hayli endişeli bir gün geçirdik denilebilir, bu gün, zafer bifteğine, sevgili Richard'ın katledilmesi şalgamı ve katilinin kaçmasıyla oluşan dehşet verici lokma tatlısı karıştı. | Open Subtitles | إني أشبه هذا اليوم بالحساء الكبير حيث لحم الانتصار اختلط بخضرواتٍ قذرة من جسد ريتشارد الطاهر |
Yaşama amacın buydu. zafer! | Open Subtitles | كل حياتك بنيت على هذة اللحظة معركة البقاء, الانتصار |
Burada tehlikeye girmeden zafer kazanılabileceğini düşünen var mı? | Open Subtitles | هل من أحد في هذه الغرفة يعتقد ان الانتصار ممكن وسنفقد درع الحماية ضد العدو |
zafer anında, steteskopunu alırım. Bu bir ganimettir. | Open Subtitles | عند الانتصار اخذ سماعتك انه بمثابة الجائزة لدي |
Beyazlarımı giyerim, zafer günüymüş gibi yaparız. | Open Subtitles | سأرتدي زيي الأبيض وسنتظاهر بأنه يوم إحتفالية الانتصار على اليابان |
Ama zafer flu ve çok uzak. | Open Subtitles | لكن الانتصار لم يكن اكيدا وكانت بعيدا جدا |
Sabahları napalm kokusu gibisi yoktur. - zafer gibi kokar. | Open Subtitles | أنت تحب رائحة النابالم في الصباح رائحة الانتصار |
Çünkü bu mükemmel zafer, ...diğer taraf için de aynı şekilde gerekliydi... | Open Subtitles | لأن من المهم لتحقيق هذا الانتصار العظيم أنيعتقدالطرفالآخر.. |
Birçok kişi sahada zaferi kutlamayı, takımlarını desteklemeyi ve spor yapmayı sever. | TED | يحب العديد من الناس تمجيد الانتصار على أرض الملعب، و تشجيع الفرق المفضلة، و ممارسة الرياضة. |
Görüyorsun ya baba, savaş sanatımı unutmadım... ve bu zaferi garantileyen şey. | Open Subtitles | ارتى يا ابى ؟ لم انسى فنونى الحربية وهذه ما تضمن ذلك الانتصار |
Bu savaşı kazanmak istiyorsan İskoçya'daki güçlü kuvvetli her adama ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحتاج إلى كل رجل سليم في إسكتلندا إذا أردنا الانتصار في الحرب |
Benim için kazanmak budur; detaylar mühim değil. | TED | هذا هو الانتصار الحقيقي بغض النظر عن التفاصيل |
"...ve zaferin onlara değil, bize ait olduğu eylemlerin mümkün oluşudur." | Open Subtitles | من خلال أعمالنا أن أعداءنا قد يشعرون بنشوة الانتصار أحيانا |
Ve bunun nasıl bir zafere dönüşeceğini. | Open Subtitles | مستشارو وزارة الدفاع اكدو الانتصار ماهذا؟ |
Bir savaşçı, mükemmellikle veya zaferle veya incitilemez olmakla ilgili değildir. | Open Subtitles | المقاتل ليس ما بقارب الكمال او الانتصار او الحصانة |
Yaptığımız şeyin savaşı kazanmaya yardımcı olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتظن أن ما كنا نقوم به يساعد في الانتصار بالحرب؟ |
Bizim cadı avcımız var. O bana sihirle savaşabileceğimizi gösterdi, ve kazanabiliriz. | Open Subtitles | لقد أراني ، أنه يمكننا محاربة السحر ، ويمكننا الانتصار |