"الانهيار" - Traduction Arabe en Turc

    • çökmek
        
    • çöküş
        
    • kırılma
        
    • çöküntü
        
    • çığ
        
    • çökmeden
        
    • çökme
        
    • göçük
        
    • yıkımın
        
    • Çöküşün
        
    • çökmesini
        
    • sinir
        
    • krizi
        
    • çöküşe
        
    • yıkılmak
        
    Kaptan, evden çıkman gerek. Çatı çökmek üzere. Open Subtitles كابتن, يجب ان تخرج من المنزل السطح علي وشك الانهيار
    Bu yüzden bir çoğumuz bir tür felaket tellallığından muzdaribiz, çok fazla çöküş pornosundan uyuşmuş durumdayız. TED الكثير منا يعاني نوعاً من التعب من نهاية العالم، نصبح شيئاً فشيئاً مخدرين من الانهيار القادم.
    - kırılma gerilimi her dakika artıyor. Open Subtitles كلما كانوا هناك كلما كبرت فرصة الانهيار.
    Yanlış bir şey yapmadığını bir çeşit çöküntü yaşadığını biliyor. Open Subtitles وهو يعلم أنك لا تستطيع أن ترتكب أي خطأ وبالتأكيد أنك تعاني بعضاً من الانهيار النفسي
    çığ geldiğinde dışarı çıkmamız bir hafta sürdü. Open Subtitles عندما جاء الانهيار الجليدى أستغرقنا أسبوعا للخروج منه
    Akciğerlerin iki duvarını çökmeden korur, birbirlerine yapışmasından ve içe göçmeden. TED لكي يمنع سطحي الرئتين من التصادم، الالتصاق، الانهيار.
    Ve şimdi bütün bu içe çökme olayı kalktı. Open Subtitles لأنّ احتمال الانهيار الداخلي لم يعد واردًا
    Onlar bunun nakit para olduğunu düşünmemi istediler, ama bence bu kazayı tetiklemek, göçük meydana getirmek için, kullanılan birşeydi. Open Subtitles أرادوني أن أعتقد بأنها تحتوي على أموال ولكنني أعتقد أنها كانت تحوي شيئاً استخدموه والذي أدى إلى وقوع الحادث الانهيار
    İnsanlık yıkımın eşiğinde. Bu son umudumuz. Open Subtitles الانسانيّة على حافّة الانهيار وهذا هو الأمل الأخير
    Einstein size borsadaki bir sonraki Çöküşün zamanını da söyleyemezdi. TED ولا يستطيع آينشتاين أيضًا أن يخبرك متى سيحدث الانهيار التالي لسوق الأسهم.
    Şu anda uğraşım, bu operasyonun kağıttan bir ev gibi çökmesini engellemek. Open Subtitles الان، ما يهمني هو منع هذه العملية من الانهيار كبيت من الورق
    Ama kral ve kraliçelerin hüküm sürdüğü, köpeklerin sadık davrandığı ısmarlama dünya çökmek üzereydi. Open Subtitles وتطيع الكلاب فيه الأوامر بات على شفا الانهيار
    Lordum, kalkanlar çökmek üzere. Open Subtitles مولاي، الدروع على وشك الانهيار
    Yakında parlamentoyu açıp bütçe yasası için savaş vereceğim çökmek üzere olan bir hükümetle beraber. Open Subtitles انا بصدد انعقاد للبرلمان والموافقة على الميزانية... ...بحكومة على وشك الانهيار
    Bak, eğer annen bu çocuğu bulursa, bu annem için bir çöküş olur tamam mı? Open Subtitles حسناً, اذا وجدت أمك ذلك الفتى ستعاني أمي من الانهيار , عرفت ؟
    Lüzumsuz savaşlar ekonomik çöküş inancın fanatikliğe dönüşmesi... Open Subtitles حروب لا لزوم لها. الانهيار الاقتصادي. الإيمان الملتوية في التطرف.
    Yeterli ısıyla metal kırılma noktasına ulaşabilir. Open Subtitles يمكن ان يكون الحديد وصل الى نقطه الانهيار
    Eğer çöküntü zarar vermediyse, oradan panik odasıyla iletişim kurabilirsiniz. Open Subtitles إذا لم يتضرر من قبل الانهيار يجب أن يكون قادر على الاتصال غرفة الذعر من هناك
    Tanrısız, çakıl taşı oynatılmış ve çığ serbest kalmış ve 1. Open Subtitles بدون الإيمان بالله، تُزاح الحصاة، ويحدث الانهيار الصخري،
    Güneş'te çökmeden kaynaklanan ısı çekirdeğinde füzyon reaksiyonları başlattı. Open Subtitles في الشمس، الحرارة من الانهيار بدأت بالاستجابة لردود فعل الانصهار في باطنها.
    İçeri çökme ihtimalimiz azaldı. Open Subtitles سيتضاءل بذلك خطر الانهيار الداخلي
    Ve buradaki işaret öyle sanıyorum ki göçük altında kalmış olabilir. Open Subtitles وعندها سنصل لهذه النقطه الذي يشير ان من المحتمل الانهيار
    Ke'ra kendisi toplumlarının yıkımın kıyısında olduğunu söyledi. Bu dünyanın başı dertte. Open Subtitles لقد قالت كيرا بنفسها أن عالمهم على حافة الانهيار , أنهم في مشكلة حقيقية .
    Bu Çöküşün kaza olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles ذلك، وهذا الانهيار. لا أعتقد انه كان حادثا.
    Çalışmak zihnimin çökmesini engelliyor. Open Subtitles حسناً، العَمَل يُبعِدُ عَقلي عَن الانهيار
    Bu işi aldıktan hemen sonra, kendimi bir sinir bozukluğunun eşiğinde hissettim. Open Subtitles فور أن قبلت هذه المهمة شعرت وكأني كنت على وشك الانهيار النفسي
    sinir krizi tedavi edilir, ama işini kaybetmiş olarak yeni bir hayata başlamak üzere hastaneden ayrılır. Open Subtitles لقد شفي من الانهيار العصبي ولكنه صار بلا عمل ترك المستشفي ليبدا حياته مرة أخري
    Son dönemdeki çöküşe cevap olarak finansal endüstriyi düzenlemek için bir takım kurallar koyduk. TED لقد قمنا بسن قوانين جديدة لكي ننظم العملية الاقتصادية كرد فعل على الانهيار المالي الماضي
    Pestilimiz çıkmış. Bacaklarım yıkılmak üzere. Open Subtitles نجرّ كل أغراضنا القذرة وساقاي على وشك الانهيار

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus