Şu an ilgilendiğim tek şey bunun olmasına izin vermemek. | Open Subtitles | كل ما يهمني الان هو التأكد من عدم حدوث هذا |
Şu an görüşmek istediğim kişi, evin erkeği. | Open Subtitles | ماأود رؤيته الان هو الرجل صاحب هذا المنزل |
Onu kurtarmana ihtiyacım var Doktor. şu anda tek ipucumuz o. | Open Subtitles | انا احتاج ان انقذه ايتها الدكتوره حتي الان هو دليلنا الوحيد |
şu anda bana söylemen gereken şey 'Seni seviyorum' olmalıydı. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يجب ان تقوله لي الان: هو احبك |
Şimdi o ortalıkta dolaşıyor ve elimde sadece beyinsiz bir dedektif uyuşturucu bağımlısı homoseksüeller gibi polis tarafından içerde tutulan bir adam ve enkaza dönüşmüş bir araba var. | Open Subtitles | الان هو ينطلق حرا وكل ما حصلت عليه هو عميل غائب عن الوعى واخر قبض عليه البوليس المحلى كمدمن مخدرات شاذ وسياره محطمه |
Ve Şimdi o öldü. Taş gibi ölü. | Open Subtitles | و الان هو ميت اكثر موتاً من الوقت الان |
Şimdi de sevişirken, konuşmamı istiyor. | Open Subtitles | الان هو يريدني ان اقول اشياء اثناء ممارسة الجنس |
Şimdi ise bulunması zor insanlara nükleer kodlar gibi bulunması zor şeyler satıyor. | Open Subtitles | , الان هو يبيع الاشياء الصعب الحصول عليها مثل رموز التشفير النوويةِ، من الصعب ايجاد الناس |
Artık tek yapılacak şey bir jetonlu telefon kullanmak. | Open Subtitles | ما علي فعله الان هو استخدام هاتف عمومي وتكتمل حياتي |
Başka bir şeyi yemeğe tercih ederdim ama Şu an yemek ön planda. | Open Subtitles | كنت افضل لو اكلت شيئا اخر ولكن كل ما افكر بة الان هو الطعام |
Şu an ihtiyacımız olan tek şey bir hizmetçi. | Open Subtitles | انظري كل ما نحتاجه الان هو مدبرة منزل جديدة |
Farkındayım. Şu an o nükleer silahı durdurmak için en iyi şansımızsınız, işinizi yapmanızı öneririm. | Open Subtitles | افضل فرصة لدينا الان هو اعتراض السلاح النووى |
İkimiz de Şu an yapmayı istediğim şeyin seni öldürmek olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | أنت وأنا نعرف أن كل ما اريده الان هو أن اقتلك |
şu anda düşünmeyi istediğin en son şey Ojai olmalı. | Open Subtitles | اخر شيء يجب ان تفكي فيه الان هو اطعمة اوهاي |
Yapabildiğiniz gerçekten şu anda ürününüzü etkilemek ve ürününüzün şeklini manipule etmek. | TED | الذي يمكنك فعله الان هو التأثير في منتجك و التلاعب في شكل المنتج |
Bizim şu anda gerçekleştirebileceğimiz rol uzaklaşıyor ve bizim dünyadaki tüm mağdurları yeni bir başlangıç için nasıl destekleyebileceğimizi seyrediyor. | TED | الدور الذي يمكننا فعله الان هو الذهاب بعيدا ومعرفه كيف يمكننا مسانده الضحايا في انحاء العالم لجلب المبادرات |
Burada köyde, o bir efsanedir, hatta şu anda Palermo Canavarı'nı yargıladığı için efsaneden daha fazlasıdır. | Open Subtitles | هنا في القرية ، هو متفوق حتى الان الان هو يحاكم وحش باليرمو |
Ve Şimdi o öldü. Taş gibi ölü. | Open Subtitles | و الان هو ميت اكثر موتاً من الوقت الان |
Şimdi o göçtüğüne göre, korkarım bu mahvoluşumuz olacak. | Open Subtitles | الان هو رحل أخشى بأن يكون سقوطنا |
Benim ablam. Eskiden bu adamla evliydi. Ama Şimdi o bu kadınla çıkıyor. | Open Subtitles | كانت متزوجه منه ، الان هو يخرج مع هذه |
Broadway Bob'da sergisini gördüm Şimdi de Artforum kapağında. | Open Subtitles | رايت معرضه في برادواي بوب الان هو تحت غطاء منتديات الفن |
Şimdi de o dönemdeki kadınları andıran kızlara saldırıyor. | Open Subtitles | و الان هو يهاجم فتيات تذكرنه بأمرأة من هذا الوقت |
Ustabaşıydı. Şimdi ise güvenlikte. | Open Subtitles | هو كان رئيس عمال لكنه الان هو يعمل على الأمن |
Artık tek yaptığım ona bağırmak. Eskiden ne çok eğlenirdik. | Open Subtitles | كُلّ ماافعله الان هو الصراخ عليها و اعتدنا أن نحصل على المتعة في هذا |