| onu aramaya falan gerek yok çok fazla uzaklaşmış olabileceğini pek sanmıyorum. | Open Subtitles | لا تحاولى البحث عنه لا أعتقد أنه قد إبتعد |
| Ben şirket almak istiyorum Bir erkek için rahatlık bana, ama gücü yoktur onu aramaya gidin. | Open Subtitles | لكن ليس لدى القوة فى البحث عنه انا منهكة |
| Altın, Onu bulmak için sarf edilen emek yüzünden bu kadar değerlidir. | Open Subtitles | لذلك يستحق الذهب قيمتة الكبيرة نتيجة الجهد الأنسانى المبذول فى البحث عنه |
| Sende önceden tüm zamanını onu aramak için harcamıştın. | Open Subtitles | رغم كل شئ، فقد قضيت وقتاً طويلاً في البحث عنه |
| Afrika'daki yeni bir ülkeye sürülerek. Lanet, haritaya bakmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | منفى الى بلد جديد فى افريقيا كان على البحث عنه فى الخريطة لاعرفه |
| onu aramaktan başka yapacak bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | على أية حال لا خيار أمامنا سوى البحث عنه |
| Eğer işi çözerlerse birkaç saat içinde onu aramaya çıkarlar. | Open Subtitles | أقصد، أنهم سيشرعون البحث عنه في غضون بضع ساعات. |
| Lavabonun altında saklanıyordu. Erkek arkadaşı da onu aramaya devam etti. | Open Subtitles | كان يختبئ تحت المغسلة والرجل تابع البحث عنه |
| Eğer onu aramaya başlarsa hükümet yeni bir mülk bulmak zorunda. | Open Subtitles | "إذاً ما قام ببدأ البحث عنه.." "ستجد الحكومة بعض الممتلكات الجديدة" |
| FBI'ı, onu aramaya başlamaları konusunda haberdar ettim. | Open Subtitles | -قمت باخطار مكتب التحقيقات الفيدرالى بضروره البدء فى البحث عنه |
| onu aramaya nereden başlayacağımı bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف من أين أبد البحث عنه حتى |
| Ve onu aramaya nereden başlayacağımı bile bilmiyorum. | Open Subtitles | ولا أعرف حتى أين أبدء في البحث عنه |
| Onu bulmak istiyorsan tamam, ama bunu zekice yapalım. | Open Subtitles | تريدين البحث عنه, لا مانع لكن دعينا نكون حكماء |
| Onu evden arıyorlar, Onu bulmak için gelicekler. | Open Subtitles | لديه منزل , مع أناساً يهتمون لأمره أناساً سيأتون من أجل البحث عنه |
| Bu yüzden onu aramak, başka bir araca hizmet etmeli, değil mi? | Open Subtitles | ولذلك، البحث عنه كالبحث عن وسيلة لــ. - ماذا؟ |
| Kutulara teker teker bakmak zorunda kaldım. Çantasını kontrol et. Birşey değil. | Open Subtitles | اضطررتُ إلى البحث عنه من صندوق إلى صندوق تفحص حقيبتها عفوًا هذا صحيح يا دون |
| onu aramaktan vazgeçmeyecekler. Gidelim. | Open Subtitles | انهم لن يستسلموا من البحث عنه دعنا نذهب |
| Neden, nerelere girdiğini bildiği halde kendi bilgisayarında bana arama yaptırıyor? | Open Subtitles | لماذا لا يعلم بشأن ما تم البحث عنه في حاسوبه ؟ |
| Aslında patronumla hiç konuşmadım. Numarasını hatırlayamadım rehberden bakıp söylesin diye karımı aradım. | Open Subtitles | لم أستطع تذكر رقم هاتفه في الريف لذا أتصلت على زوجتي لأطلب منها البحث عنه في دفتر العناوين |
| FBI şu an onu arıyor. | Open Subtitles | التحقيقات المركزية مشغولة الآن في البحث عنه |
| Hadi ama, Onu bulmama yardım et. | Open Subtitles | ساعديني في البحث عنه |
| Şu anda dışarıda olup onu aramamız lazım. | Open Subtitles | يجب أن نكون هناك الآن, للمساعدة في البحث عنه. |