Takip güçlerini kanyonlara geri getir. Bu programlar ordan çıkmayı asla başaramazlar. | Open Subtitles | أعد وحدات المطاردة إلى أماكنها هذه البرامج لم تستطع الهروب من قبل |
Şu programları sistemden çıkar ve senden istediğim Çince dil dosyalarını da getir. | Open Subtitles | أبق هذه البرامج خارج النظام وأحضر لي ملف اللغة الصينية الذي طلبته منك |
71: "Sahte kasırga yap ve düzenli olarak planlanan program değişsin." | Open Subtitles | الفكرة رقم واحد وسبعين، ألفّق اعصاراً، ويتم الغاء كل البرامج المحددة |
Ve görsel lazer tarayıcılar için yazılım yazıyordum. | TED | وكنت أكتب البرامج لرؤية الماسحات الليزرية. |
Hollywood'da bizi olumlu bir şekilde yansıtan birçok film ve televizyon programı üretilecek. | TED | المزيد من البرامج السينمائية والتلفزيونية التي تخرج من هوليوود تقدمنا في صورة إيجابيّة. |
Yani biz sadece tek tek bu programların yerlerini değiştirecektik. | Open Subtitles | لذا كان علينا فقط استبدال هذه البرامج كل على حده |
Takip güçlerini kanyonlara geri getir. Bu programlar ordan çıkmayı asla başaramazlar. | Open Subtitles | أعد وحدات المطاردة إلى أماكنها هذه البرامج لم تستطع الهروب من قبل |
İki saatlik programlar dışında bir şey ama 300 dolar istiyorlar. | Open Subtitles | لا يوجد سوى ساعتين من البرامج ويطلبون 300 دولار ثمن الجهاز |
Küçültmek ve yürürlükten kaldırmak istediğiniz programlar Amerikan rüyasının temel taşları. | Open Subtitles | البرامج التي تريد إعادة تحجيمها أو تفكيكها، هي عصب الحلم الأميركي. |
Şu programları sistemden çıkar ve senden istediğim Çince dil dosyalarını da getir. | Open Subtitles | أبق هذه البرامج خارج النظام وأحضر لي ملف اللغة الصينية الذي طلبته منك |
Amerika Çin'in parasını Etiyopya'nın sürdürülebilir tarlalarını destekleyecek tarım programları için kullanmayı öneriyor. | Open Subtitles | الولايات المتحدة تقترح استخدام المال الصيني لتمويل البرامج الزراعية لدعم المزارع الإثيوبية الدائمة |
Lisans eğitimini tamamlamak ve diğer eğitim programları arasında erkeklerin kızların gerisinde kalması arasında %10luk bir fark var. | TED | هناك فارق 10 بالمئة في الحصول على درجة البكالوريوس وجميع البرامج العليا، بتقدم البنات على الأولاد. |
Öğleden sonraları yayınlanan kısa bir program, kimsenin dikkatini çekmiyor. | Open Subtitles | في البرامج الصغيرة بعد الظهيرة التي لا يهتم بها أحد |
Bu tür bir program çok yorucu olduğundan sadece yeniyetmeler gönüllü olmuyor mu? | Open Subtitles | أنت تعلم كم هذه البرامج صعبة، لذلك يأخذها الناس الجدد في هذه الصناعة |
iPad Pilot program denen bazı programlar var ve bazı bölgelerde bulunuyor. | TED | وهنا هذه البرامج التي تدعى برامج الآيباد التجريبية والتي تم تطبيقها في بعض المناطق |
Aslında laboratuvar sistemlerimize web üzerinden tekrar bağlanacak olursak gerçek zamanlı olarak her gün ne kadar virüsü, ne kadar yeni kötü amaçlı yazılım örneğini bulduğumuz konusunda bir fikir edinebilirsiniz. | TED | في الواقع اذا اتصلت مرة اخرى بانظمة مختبراتنا عن طريق الشبكة يمكننا ان نرى في الوقت الحقيقي فقط فكرة عن كم من الفيروسات كم من امثلة البرامج الخبيثة نجدها كل يوم |
Thomas Edison bugünün bir yazılım şirketinin atmosferinde çok ama çok rahat olurdu. | TED | توماس اديسون كان ليكون مرتاحاً جداً في جو شركات البرامج اليوم |
O akşam izlediğimiz televizyon programı hakkında konuştuk. | TED | وتحدثنا عن بعض البرامج التلفزيونية التي شاهدناها تلك الامسية |
En azından işin bittiğinde dosyaları bana bırak. Bu programların ortaya çıkması gerek. | Open Subtitles | أقلها عندما تنتهي ، أترك لي تلك الملفات يجب أن تُفضح تلك البرامج |
Bunun sebeplerinden biri de antivirüs şirketlerinin genellikle stalker programlarını kötü olarak görmemesinden kaynaklanıyor. | TED | وأحد الأسباب لذلك هو أن شركات برامج مكافحة الفيروسات لا تعترف بهذه البرامج كبرامج خبيثة. |
Beni Panel show'a çıkarmazsan sizi de beraberimde batırırım. | Open Subtitles | بأنّك ستقوم بوضعي في أحد تلك البرامج وإلا سأجرّك معي للهاوية أيّها السافل الحقير |
Bu güzel kanepe ise çiftimiz TV izlerken gelinin oturması için. | Open Subtitles | هذه أريكة جميلة.. لأجل جلوس العروس لحسن الحظ لمشاهدة البرامج التلفزيونية |
CA: Pek çok durum var, sizin bu programlardan elde ettiğiniz pek çok bilgi temelinde meta veri içeriğidir. | TED | كريس: الكثير تم استقاءه من حقيقه ان الكثير من المعلمات التي جمعتموها من خلال هذه البرامج هو في الاساس بيانات وصفيه. |
The Brains Trust, haftalık bir tartışma programı, tüm radyonun en popüler programlarından biriydi. | Open Subtitles | العقول وثقت فى ملتقى فكرى أسبوعى كان من أكثر البرامج الأذاعيه شعبية ً |
Birçok televizyon şovu ve film yapıyorlar. | Open Subtitles | يُجرون العديد من البرامج التلفزية إضافة للأفلام |
O şovları seyretmeye devam edersen, evden çıkamayacaksın. | Open Subtitles | اذا واظبتى عل مشاهدة هذه البرامج فلن يمكنك مغادرة منزلك ابدا. |
Aslında birçok iyi niyetli programın farkında olmadan durumu daha beter hale getirdiklerini öğrendiğimde şok oldum. | TED | صدمت عندما عرفت أن الكثير من هذه البرامج الجيدة تزيد الأمر سوءا من غير قصد |
Ve bu sadece son 20 dakika içindeki kötü amaçlı yazılımlar. Her gün. | TED | و هذه هي اخر 20 دقيقة من البرامج الخبيثة كل يوم |