"البسمة" - Traduction Arabe en Turc

    • gülümseme
        
    • gülümsemeye
        
    • gülümsemeyi
        
    • o gülümsemeydi
        
    • gülümsetmek
        
    Örneğin, gülümseme ve zoraki tebessümü ele alalım. TED وخذ على سبيل المثال، البسمة العادية والصفراء.
    Bazen onunla eski seferler, İsyan, Afgan Savaşı, başbakan gibi konular üzerinde tartışırken, sanki görünmez bir el tarafından yüzündeki gülümseme birdenbire siliniyordu. Open Subtitles أحياناً كنا ننقاش الحملات القديمة الرئاسة والتمرد والحرب الأفغانية وأحياناً ما كانت تختفي البسمة من على شفاه
    Annem, bazen, insanların ağlayarak içlerinde gülümsemeye yer açmaları gerektiğini söyler. Open Subtitles الناس يحتاجون للبكاء أحياناً حت تعود لهم البسمة
    Ama sen ve ben gülümsemeye devam edersek, çok büyük yardımı olur. Open Subtitles لكن، إن ظلننا أنا وأنـتِ راسمين البسمة على وجهينا، سيكون هذا عونًا كبيرًا له
    Çerrahlarımız ellerinden geleni yaptı ama yüzündeki gülümsemeyi gidermek iki saatlerini aldı. Open Subtitles جراحونا فعلوا ما بوسعهم لكنهم استغرقوا ساعتين فقط لمسح البسمة من علي وجهه
    Hatırlamamın sebebi, babamın yüzünde beliren o gülümsemeydi. Open Subtitles أذكرها بسبب البسمة التي ارتسمت على وجه والدي
    Bana anlamsız gelen şey de, bunca zahmete sadece onu gülümsetmek için girmen. Open Subtitles ما لا معنى له هو أنك فعلت هذا كله لرسم البسمة على وجهها،
    Onların yüzlerine gülümseme getirmek istemiyor musun? Open Subtitles ألا تريد أن تعيد البسمة الى وجوههم؟
    Circuit diyor ki yüzümde bir gülümseme oluyormuş. Open Subtitles ساركيشوار يقول بأن البسمة تأتي على وجهي
    - Bu gülümseme bana mı yoksa gece vardiyada mıydın? Open Subtitles -هل هذه البسمة الساخرة لي أم كرات الغيشا وقعت من دبرك؟
    Bir daha yeni bir yüz gördüğünde, o yüzün esasen bir gülümsemeye özgü karakteristikleri olduğunu öğrenir ve şöyle der, "Evet, bunu tanıyorum. Bu bir gülümseme ifadesi." TED وفي المرة القادمة عند رؤيتها لوجه جديد تتعرف الخوارزمية في الأساس بأن هذا الوجه لديه نفس مميزات البسمة العادية، فتقول: "أنا أعرف هذه البسمة."
    - İşte o gülümseme. Open Subtitles هاهي تلك البسمة
    "Sevgili Tess ve Annie, biliyorum şu anda biraz üzgünsünüz, ama lütfen gülümsemeye devam edin. Open Subtitles "عزيزتاي (تيس) و(آني) أعرف أنّكما غالبًا تشعران بالحزن الآن وأريد إعادة رسم البسمة على وجهيكما
    Evet, biyolojik babam ve bu resmi her gördüğümde yüzündeki gülümsemeyi söküp atmak istiyorum. Open Subtitles أجل, والديالحقيقي, كلماانظرإلىتلك الصورة, أرغب في اقتلاع هذه البسمة من على وجهه
    Orada Sonia'yı gördüm... o cehennemin içinde gülümsemeyi başarabilen tek çocuktu. Open Subtitles رأيتُ (صونيا)... في ذلك الجحيم، الطفلة الوحيدة التي ظلّت البسمة على وجهها.
    Hatırlamamın sebebi, babamın yüzünde beliren o gülümsemeydi. Open Subtitles أذكرها بسبب البسمة التي ارتسمت على وجه والدي
    Bir düşün. Onları tekrar gülümsetmek istemez misin? Open Subtitles ألا تريد أن ترجع البسمة لوجوههم ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus