boyutsal Sıçrama cihazını kullanarak SiberŞah'ın enkazını Zaman Girdabına gönderdi. | Open Subtitles | أود أن أقول انه استخدم جهاز القفز البعدي البعد لنقل الحطام داخل دوامة الزمن، |
Bu yeni nesil boyutsal ütopyadan senin kazancın ne olacak? | Open Subtitles | وما بُغيتك من هذا العالم الأسمى البعدي للعهد الجديد؟ |
Bu bombanın boyutsal frekansını değiştirip gediğe atarsak kalan diğer bombaları yanında götürecektir. | Open Subtitles | إن تمكنا من تغيير التردد البعدي للقنبلة ومررناها من الخرق... فستجذب بقية القنابل معها |
Robot belirdiği zaman, kollardan birisinin pozisyonunu A'dan B'ye veya tam tersine çeviriyorsunuz ve robot, boyutsal pozisyonunuzu not alıyor ve on bir boyuttan bir diğerine rastgele ışınlanıyor. | TED | عندما يظهر، ما عليكم إلا تبديل مكان إحدى الرافعات من "ألف" إلى "باء" أو العكس، بعدها سيسجل الروبوت موضعك البعدي وينتقل فوريا وعشوائيًا إلى إحدى عشر بعدا آخر. |
Bir kaçağı adaletten saklıyorsunuz. Dünyamız boyutlar arası yolculuğu kesin bir şekilde yasaklamıştır. | Open Subtitles | تأوون هاربا من العدالة، عالمنا يضع حظرا مشددا على السفر البعدي |
Bunun tekrar yaşanmaması için her türlü boyutlar arası yolculuk yasaklandı. | Open Subtitles | وكادت تدمره، ولمنع تكرار ذلك منعوا كل السفر البعدي |
boyutsal bir köprü oluşturduk. | Open Subtitles | نحن قد أنشأنا الجسر البعدي |
Sizin boyutsal köpek kapınızı kapatıyorum. | Open Subtitles | أنا أغلق بابكم الكلبي البعدي |
boyutsal emilimin kaynağına kabaca sabitlenmeyi başardım. | Open Subtitles | إستطعت الحصول على موقع تقريبي... لمصدر الإمتصاص البعدي... . |
Aksi hâlde, Ajan Coulson ve Fitz boyutsal bir uzay zaman boşluğunda kaybolmuş olurlardı. | Open Subtitles | بخلاف ذلك، العميل (كولسون) و العميل (فيتز) كانوا سيضيعون في الفراغ البعدي للزمكان |
Yani onlara boyutlar arası anahtar veren kişi aynı zamanda Ayna Ustası'nın yarasa mağarasındaki şifreli dosyaları çalmasını sağladı. | Open Subtitles | أيّاً أعدهم بذلك القفل البعدي الداخلي... أيضًا أعطى "سيّد المرآة" الوسائل لسرقة الملفات المشفّرة. |