Anneliğinin yarısı kadar senatörlük yaparsan, bu ülke gerçekten iyi ellerde demektir. | Open Subtitles | لو كنت كسيناتور نصف ما أنت كأم فهذه البلاد في أيد أمينة |
Anneliğinin yarısı kadar senatörlük yaparsan, bu ülke gerçekten iyi ellerde demektir. | Open Subtitles | لو كنت كسيناتور نصف ما أنت كأم فهذه البلاد في أيد أمينة |
ülke, otoriteryen bir hükûmet tarafından yönetiliyordu, rüşvetçilik ve yolsuzlukla doluydu. | TED | وكانت البلاد في يد حكومة سُلطوية وضالعة بالرشاوى والاختلاس. |
Eski günlerde 92 saate ülkenin bir ucundan diğerine tır sürerdim. | Open Subtitles | إعتدتُ سياقة شاحنة أكبر عبر البلاد في أقل من 92 ساعة. |
Askeri şura sivil halkı ve protestoları bastırdı ve ülkenin ekonomisi hala kötüye gitmekte. | TED | المجلس العسكري قمع المجتمع المدني والمظاهرات ويستمر اقتصاد البلاد في المعاناة. |
Müze kutuları içinde ülkeye gizlice radyoaktif madde sokuyorlardı. | Open Subtitles | منذ ان هربوا مواد مشعه الى البلاد في صناديق المتحف |
Yaptıklarıyla Ülkeyi tehlikeye atmıştır. Bu suç affedilemez. | Open Subtitles | وترك البلاد في خطر الجريمة التي قد لا تُعفى عنها |
ülkeden çıkarken parçaları kontrol ediyorlar böylece daha önce orada olduğunu söylediğinde bunu doğrulayabiliyorlar. | Open Subtitles | عندما تغادر البلاد, يجب ان يتأكدو من انك دخلت البلاد في التاريخ المذكور |
Arkadaşlarımın temin edeceği sahte belgeler kullanılarak, ...iki saatten daha kısa sürede ülke dışına çıkacaklar. | Open Subtitles | باستخدام وثائق مزورة، تم توفيره من قبل شركاء لهم. سيكونون في خارج البلاد في ظرف أقل من ساعتين. |
Bu ülke, görüş ayrılıkları ve şiddet içinde doğdu. | Open Subtitles | لقد ولدت البلاد في موجة من العنف و المعارضة |
Lakin bize yardım etmezsen karını öldüren adam, birkaç saat sonra ülke dışına kaçmış olacak. | Open Subtitles | لكن الرجال الذي قتلوها سيخرجون من البلاد في غضون ساعات لو لم تساعدنا |
ülke değer zincirinin en alt sırasında. | Open Subtitles | انتزع البلاد في الطرف الأدنى من سلسلة القيمة. |
İç Güvenlik adına çalışmak üzere ülke dışına çıkmıştım. | Open Subtitles | كنتُ خارج البلاد في عمل لإدارة الأمن الوطني. |
Sonuç olarak bugün, yani 3 Eylül 1939 itibariyle bu ülke Almanya ile savaş halindedir. | Open Subtitles | ولذلك، إبتداء من اليوم، سبتمبر/أيلول 3, 1939 هذه البلاد في حالة حرب مع ألمانيا. |
O sırada ülke dışındaydım. | Open Subtitles | -فليقولوا ما يشاؤون . كنت خارج البلاد في ذلك الوقت. |
19 Yaşında ailesini ülkenin kuzeyinde bırakarak sınırdan kaçtı ve ailesini bir daha hiç görmedi. | TED | ترك عائلته في الجزء الشمالي من البلاد في سن التاسعة عشرة وعبر الحدود هارباً ولم يرى عائلته أبداً بعد ذلك. |
Belli ki ülkenin savaşta olmasından büyük çıkarı var. | Open Subtitles | ولديه الإهتمام الواضح بأن يكون البلاد في حالة حرب |
ülkenin durumu kötü ve geniş çerçevede bu durumun da bunda parmağı var. | Open Subtitles | هذه البلاد في حالة سيئة ويجب ان تعمل , في جزء كبير منه , كما اعتقد |
Bu ülkenin gireceği bir savaş asla mümkün değil. | Open Subtitles | الحربمستحيلة, في أي معدل بهذه البلاد في ذلك |
Müze kutuları içinde ülkeye gizlice radyoaktif madde sokuyorlardı. | Open Subtitles | منذ ان هربوا مواد مشعه الى البلاد في صناديق المتحف |
Ülkeyi terkedeceğini öğrendim tatile çıkıyormuşsun | Open Subtitles | وصلتني أيضاً معلومات بأنك سوف تغادر البلاد في عطلة طويلة |
ülkeden ayrılırken;hangi tarihte ülkeye girdiğin konusunda yalan söyleyebileceksin. | Open Subtitles | عندما تغادر البلاد, يجب ان يتأكدو من انك دخلت البلاد في التاريخ المذكور لذا عندما يبحثون في الأمر |