"البلده" - Traduction Arabe en Turc

• kasabada
• şehir
• kasaba
• şehrin
• kasabaya
• şehre
• kasabadan
• kasabayı
• şehirde
• şehirden
• Kasabanın
• şehri
• kasabadaki
• ülkenin
• şehirdeki

Bu kasabada şu tezgahın ardından kulak misafiri olmadığım hiçbir şey gerçekleşmez.
لا شيئ يمكن ان يحدث فى هذه البلده دون ان اسمع عنه

Yani , bir keresinde büyük bir parti yapmıştı ..babam şehir dışındaydı..
أعني، فى مره عمل حفله كبيره بسبب ان ابى كان خارج البلده

Sence bu kasaba halkının kanunları kendi ellerine almalarını destekler miydiler?
هل تعتقد أنهم كانو يدعموا سكان هذه البلده ينفذون القانون بأيديهم؟

Zaman zaman küçük küçük davetler, şehrin bir parçası olduğunu hatırlatır.
مخالفة من حين لآخر تجعله يشعر أنه جزء من هذه البلده

Kimse görmek istemiyor, çünkü Schist, kasabaya para dağıtmakla meşgul.
لا احد يرى لان شيست مشغول بضخ الاموال الى البلده

Bu gece hepiniz şehre inmelisiniz. Gülüp kendinizi aptal durumuna düşürün.
ربما ايضا تذهبون الليله الى البلده لتلهون و تسفهون من انفسكم

Memur Im'in dediğine göre Jang Tae San çoktan bu kasabadan ayrılmış.
كما قال المحقق آيم ، جانج تاي سان ترك هذهِ البلده بالفعل

Eğer bir Ravenwood yöneticisini öldürürsen Cheyenne bu kasabayı 'asi bölge' olarak sınıflandıracaktır.
لأنك اذا قتلت مقاول رافينوود ، الشايان سوف تصنف هذه البلده كبلده متمرده.

şehirde söylemeyeceğimi sanmayın.
لا تحسباني لن أنشر الخبر عندما نصل إلى البلده

Bu kasabada işim bitti mi yoksa yeni mi başlıyor.
؟ اذا انا اصبحت خلال هذه البلده او هي البدايه

Bu kasabada birini öldürdüğünde sana onun işini veriyorlar sanırım.
أعتقد أنه حين تقتل أحداً في هذه البلده يمنحوك عمله.

Her şey yolundaymış gibi göründüğünde onunla buluşmak üzere soluğu şehir dışında aldım.
عندما بدا الأمر حسنآ خرجت من البلده وذهبت لمقابلتها

Pierre'e çok saygı duyarım, ama şehir dışındaydım.
فأنا أكن لبيـير كثير من الإحترام لكنني كنت خارج البلده.

Yaptığın şey için minnettarım, Şerif. Ama bu kasaba kontrolden çıktı.
أقدر ما فعلته أيها المأمور، لكن هذه البلده خرجت عن السيطرة.

Evi, kasaba ile aranızda tutmaya çalışın.
خلوا البيت بينكم و بين البلده قدر ما تستطيعون

Üzgünüm. Sadece bu şehrin dışında seninle vakit geçirmek güzel olurdu.
آسف ، من الرائع أن أقضي الوقت معك خارج هذه البلده

Evet. şehrin daha ucuz bir bölgesine gitsek daha iyi olacak.
نعم, قد نكون أفضل حالا في جزء أفقر من البلده

Bu kasabaya daha yeni geldim ve ne yapacağımı bile bilmiyorum.
انا جديد فى هذه البلده و لا اعرف القواعد

Burası genellikle komedyenler şehre geldiklerin kaldıkları yerdir
هنا يبيت الهزلييون عندما يأتون إلى البلده

kasabadan mı ayrıldı yoksa Moon Il Seok'a mı yakalandı?
هل غادر البلده ، أم قبض عليه مون آيل سوك؟

Sonra kasabaya iki koldan girer ve gerekirse kasabayı top ateşine tutarız.
بعدها يمكننا ان نهاجمهم من كلا الجانبين ويكون لدينا قاعده للنيران هنا فى البلده , لو احتجنا لذلك

şehirde son iki haftadır gerçekleşen tüm cinsel tutuklamaları çıkarın.
تحرى عن كل عمليات الاعتقال فى قضايا الجنس التى تمت خلال الاسبوعين الاخرين فى البلده

Eğer aradığımız dayınsa, onu şehirden sessizce çıkaracağız.
اذا كان خالك هو الرجل المنشود سنجعله يغادر البلده فى هدوء

Evet, Kasabanın dışına kadar eşlik ettik. Korktu ve geri döndü.
نعم لقد طاردناها إلى خارج البلده لقد خافت وذهبت إلى سيول

12 yaşındayken şehri terk etmiş.
غادرت البلده عندما كان في الـ 12 من عمره

Bu doğru değil. kasabadaki insanların sana yapmak istedikleri doğru değil.
هذا ليس عادلاً ما يحاول الناس في هذه البلده فعله بحقك

İkisi de iyi eğitimli askerler, ve aslında orada olmamamız gereken bir ülkenin sınırından, 8 kilometre içerdeler.
انهم رجال مدربون من علي اعلي مستوي اننا غير مستعدون بان نخوض ثمانيه كيلومترات داخل تلك البلده

Peki sana verilen miğfer... ya şans eseri olarak şehirdeki rehincilerden birinin eline geçtiyse?
وتلك الخوذه التى قد اعطوك اياها ؟ والتى لم تجد فرصتها لان تجد طريقها الى محل رهونات فى البلده , اليس كذلك ؟