"التخلي عن" - Traduction Arabe en Turc

    • vazgeçmek
        
    • bırakmak
        
    • terk
        
    • bırakıp
        
    • vazgeçmeyi
        
    • vazgeçmeye
        
    • bırakmaya
        
    • vazgeçmemi
        
    • vazgeçmesi
        
    • vermek
        
    • vazgeçemezsin
        
    • vaz mı
        
    • ayrılmak
        
    • bırakamam
        
    • bırakmalısın
        
    O yüzden bu yıl, bir şeylerden vazgeçmek yerine, her günümü dilimin altına bir mikrofon sıkıştırılmışcasına, çekingenliğimin altında bir sahne varmışçasına geçireceğim. TED لذا هذا العام، بدلا من التخلي عن شيء سأعيش كل يوم وكأن هناك مذياعا مدسوسا تحت لساني، مسرحا في أسفل كبتي.
    Sonunda, evrenin merkezi olduğumuz fikrinden vazgeçmek zorunda kaldık. TED وعليه في نهاية المطاف اضطررنا إلى التخلي عن فكرة أن كوكبنا هو مركز الكون.
    Söylesene, Wes böyle güzel bir daireyi neden bırakmak istiyorsun? Open Subtitles لذا، أخبرني ياويز، لماذا أردْت التخلي عن هذه الشُقَّةِ المُمتازةِ؟
    Şimdi yolun ortasında kalan aracınızı terk etmekten başka bir çareniz yok. TED فكان لا بد عليكم التخلي عن سيارتكم بمكانها بمنتصف الطريق السريع.
    Ve siz tutmuş böyle birinin kendi ekibini bırakıp kaçacağını söylüyorsunuz öyle mi? Open Subtitles وكنت تقولين أن شخصا من هذا القبيل يمكنه التخلي عن طاقمه لإنقاذ نفسه؟
    Pozisyonumuzdan vazgeçmeyi bırakmalıyız çünkü sessiz kalarak dünya çapında kadın zulmüne ve istismarına izin veriyoruz. TED علينا أن نتوقّف عن التخلي عن مناصبنا لأننا عندما نصمت، فإننا نسمح باستمرار الاضطهاد و الاعتداء على النساء في العالم.
    Bugünkü devletler bizlerin daha güvenli olabilmesi için güç ve kontrolden vazgeçmek zorundadır. TED تحتاج الحكومات اليوم إلى التخلي عن القوة والتحكم من أجل مساعدتنا على أن نكون أكثر أمنا.
    Bu, sorumsuzca hareket etme özgürlüğü hariç, herhangi bir özgürlükten vazgeçmek anlamına gelmez. Open Subtitles هذا لا يعني التخلي عن أي حرية ، ما عدا حرية التصرف الغير مسؤول.
    Doğru. Ve bazı kadınlar tavuğun budundan vazgeçmek istemez. Open Subtitles هذا صحيح وبعض ال نساء لا يريدون حتى التخلي عن قطعة الدجاج
    Peki şuna ne dersin? "Dominik, nik, nik..." Selam. Galiba erkeklerden vazgeçmek pek zor olmayacak. Open Subtitles ما رأيك بهذا ؟ ربما لن يكون من الصعب التخلي عن الرجال
    Lana'yı ellerimin arasından bırakmak yaptığım en zor şeydi, Chloe. Open Subtitles التخلي عن لانا هو اصعب شيء قد اقوم بفعله كلوي
    Çalışma yerini kapattıracaklar ve onlar yüzünden bu projeyi bırakmak istemiyorum. Open Subtitles سيقضيان على عملنا، وأنا لا أريد التخلي عن هذا المشروع بسببهما
    Senin için her şeyi yaparım, müziği bırakmak olsa bile. Open Subtitles سأفعل أي شيء لأجلك، حتى لو كان التخلي عن الموسيقى.
    Oturup listeler yaptım, çünkü gitmeye hazırdım; Bu dünyayı terk etmeye hazırdım. TED وجلست لكتابتها وكنت على وشك الانتحار كنت على وشك التخلي عن هذا العالم
    Cerrahlar, 3 boyutlu görüntüyü terk etmek zorunda kalmışlardı. TED كان على الأطباء التخلي عن الرؤية الثّلاثيّة الأبعاد
    Ekipmanlarla sezgisel hareketi terk etmek zorunda kalmışlardı. TED كان عليهم التخلي عن الحركة البديهية للمعدّات.
    Tenisi bırakıp bir iş bulmaya karar verdiğini söyledi. Open Subtitles قال أنه قرر التخلي عن التنس والأستقرار والعمل
    Mesele şu ki, birbirimizden veya çocuklarımızdan vazgeçmeyi göze alamayız, onlar bizden vazgeçmiş bile olsa. TED لا يمكننا تحمل التخلي عن بعضنا البعض أو عن أطفالنا، حتى لو تخلى عنا.
    Bir kez dışında, yaklaşık 15 yıl önce ciddi olarak unvanından vazgeçmeye kalktı. Open Subtitles بإستثناء مرة واحدة منذ 15 عاماَ فقد فكر بجدية في التخلي عن اللقب
    Ve birisi ölüleri arkamızda bırakmaya karar verdi. Open Subtitles حدث ذلك عندما قرر أحدهم التخلي عن الموتى
    Haberden vazgeçmemi istediler çünkü Rush Limbaugh'ı utandırmak istemediler. Open Subtitles لذلك هم يريدون مني التخلي عن القصة بالكامل لأنهم لا يريدون إحراج راش ليمبوه
    Dünyayı yaratmak için tanrının tek bildiği şeyden vazgeçmesi gerekti. Open Subtitles من أجل خلق العالم إضطر الإله إلى التخلي عن الشيئ الوحيد الذي يعرفه قط
    Sadece geleneksel aileleri var ve... egemen sınıf modeline uygun yaşıyorlar diye... sen seçtiğin özgürlük ve bağımsızlığından ödün vermek durumundasın sanıyorlar. Open Subtitles إنهم يعتقدون بمجرد أنهم يمتلكون عوائل تقليدية وأنهم لا يزالون متمسكين بتلك العادات القديمة أنه يجب إجبارك على التخلي عن حريتك واستقلاليتك
    İşte sana canlı kanıt. Kendinden vazgeçemezsin. Open Subtitles أقصد ، الدليل الحي على ذلك ، بأنكِ لا تستطيعين التخلي عن نفسكِ
    Bu gece yarısına kadar, uluslararası satranç kurallarına mı uyacak, yoksa ünvanından vaz mı geçecek, karar vermesi gerekiyor. Open Subtitles ليقرر ما إذا كان سيلتزم وفقا للقواعد الدولية للشطرنج أو التخلي عن لقبه
    İkisi de ayrılmak istediğini söyleyen ilk kişi olmak istemiyor. Open Subtitles ولا أحد منهما يريد الإعتراف أنه يريد التخلي عن الآخر
    Tanımadığım biri için her şeyi bırakamam. Open Subtitles لا يمكنني التخلي عن كل شيء من أجل رجلٍ لا أعرفه و لا يعرفني
    Bu kontrol takıntını bırakmalısın artık. Open Subtitles عليك التخلي عن هذا الهوس بالرغبة في التحكم

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus