İşte saçmalık çığı geliyor. Biraz daha fazlası. Bak, bana söyleyeceğin hiçbir şeyi duymak istemiyorum. | Open Subtitles | ـ ها هي كتلة كبيرة من الترهات ـ ثقه أكبر من هذا |
Sanırım bu kadar saçmalık yeter. | Open Subtitles | أعتقد أنه حان الوقت للتوقف عن هذه الترهات |
Ve aklıma şu geldi, biri öldüğünde, her zaman bütün şu hukuksal saçmalıklar ortaya çıkar. | Open Subtitles | وأفكر لو أن شخص مات تأتي الترهات القانونية |
Şu anın tadını çıkaramıyorsan bütün bu saçmalıklara... katlanmanın bir anlamı yok. | Open Subtitles | ليس هناك هدف من خلال كلّ هذه الترهات أنت لن تتمتّع بالجولة |
Paradokslar hakkında her şeyi biliyormuş gibi yapmayacağım... ya da onları takip edenler hakkında, ve doğruyu söylemek gerekirse, bu saçmalığa hakikaten inanmıyorum. | Open Subtitles | سوف لن أتظاهر بأنني أعرف شيئاً عن الموضوع أو ما يترتب عليه، ولكن بصراحة لا أؤمن بهذه الترهات |
Tüm bu beş sentlik para saçmalıkları beni hasta ediyor. | Open Subtitles | لقد تعبت ومللت من هذا الكلام الفارغ وهذه الترهات |
Saçmalamayı kesip devam ilerlemeliyiz. | Open Subtitles | علينا وقف هذه الترهات و المتابعة |
Sıkıldım bu saçmalıklardan! saçma! | Open Subtitles | لا أعرف شيئا عنها لقد سئمت من هذه الترهات |
Evinden çalınan zayıf ve ikinci dereceden kanıt olan bir sürü psikolojik saçmalık ve kabul edilemez garabet ıvır zıvır! | Open Subtitles | أشياء ظرفية ضعيفة بعض الترهات النفسية والكثير من الأشياء الغريبة الغير مقبولة |
Bu saçmalık, South Side, o aptal saçmalık. | Open Subtitles | وكل تلك الترهات لا جدوى منها فكلها حماقات |
Ama yıllardır bu işten bir şey öğrendiysem o da saçmalığın ne kadar uzun sürerse sürsün saçmalık olarak kalacağı. | Open Subtitles | و لكن لو تعلمت شيء واحداً من سنواتي التي مضت و أنا أقوم بهذه التحقيقات فهو أن الترهات ستبقى مجرد ترهات مهما مضى عليها من الوقت. |
Oh, işte çığ yığını gibi saçmalıklar geliyor. Bundan biraz daha fazla kader. | Open Subtitles | ـ ها هي كتلة كبيرة من الترهات ـ ثقه أكبر من هذا |
Psikiyatristinin sana öğrettiği saçmalıklar bunlar mı? | Open Subtitles | أهذا هو نوع الترهات التي تعلمّكِ إياها طبيبتك النفسانية؟ |
Şu anın tadını çıkaramıyorsan bütün bu saçmalıklara... katlanmanın bir anlamı yok. | Open Subtitles | ليس هناك هدف من خلال كلّ هذه الترهات أنت لن تتمتّع بالجولة |
Kim ne almış diye seceresini tutmadığını ve bu saçmalıklara inanmadığını söylüyor. | Open Subtitles | يقول إنّه لا يحفظ الناس ومشترياتهم، كما أنّه لا يؤمن بهذه الترهات |
Bu saçmalığa siz kendiniz bile inanmıyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم بأنفسكم لا تؤمنوا بهذه الترهات |
Bu saçmalığa gerçekten inanıyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت تؤمن بهذه الترهات, أليس كذلك؟ |
Şu saçmalıkları keser misin? | Open Subtitles | هل تعتقد أن بإمكانك الكف عن إلقاء الترهات |
Hakkımızda söylenen saçmalıkları durdurmamız gerekiyor. | Open Subtitles | يحب أن نضع حدّاً لسماع الترهات التي تقال عنا. |
Saçmalamayı kes lütfen. | Open Subtitles | اعفيني من تلك الترهات |
Arabalar göğüsler, erkeklerin konuştuğu saçma sapan şeyler işte. | Open Subtitles | السيارات أو الصدور أو ما شابه من الترهات التي يتحدث عنها الرجال |
Aynı boktan şeyler. Patron çalışmalarıma karışıyor, nefret ediyorum. | Open Subtitles | الترهات نفسها، كما تعرف الرئيس يعبث بأبحاثي وأنا أكره ذلك |
Bir anda bizi soktuğun bütün o saçmalıkların hepsine değmiş oldu. | Open Subtitles | فجأة ، جميع الترهات التي جعلتنا نمّر فيها حقّا أعطت نتاجها |
"O aradığım kişi olabilir mi? Ona karşı bir şeyler hissediyorum" türünden saçmalıklarla uğraşmazsın. | Open Subtitles | لا ضرورة لأن تشعر بشيء نحوها وتلك الترهات |
Bu psişik saçmalaıklarla canını sıktı değil mi? | Open Subtitles | ما الذي كانت تقوله ؟ المزيد من الترهات |