- Hayır, sayende yoktu - Eğer benim planıma sadık kalsaydın, o askerler şimdi hayatta olurdu. | Open Subtitles | لو التزمت بالخطة لربما كان هؤلاء الجنود على قيد الحياة |
Ne zaman karar verdiğimi biliyorum. Ve ona sadık kaldım. | Open Subtitles | أعرف عندما اخترت قراري، التزمت به. |
Ben sadık biriyimdir. bir şeye bağlandığımda ona sadık kalırım. | Open Subtitles | انا رجل مخلص اذا التزمت بأمر .. |
Lily bu anlaşmada üzerine düşeni yaptı: Üç çocuğun yetiştirilmesine yardım etti. | TED | التزمت لي لي من جانبها بالصفقة وساعدت في تربية ثلاثة أطفال. |
Ben anlaşmadan üzerime düşeni yaptım Edna. | Open Subtitles | التزمت بطرفي من الاتفاق |
Bunu yapmak için sözlü bir taahhütte bulunmuştum. | Open Subtitles | التزمت لفظياً بفعل هذا. |
Bir taahhütte bulunmuşsun. | Open Subtitles | (MAN البهت IN) أنت التزمت. |
Ben şimdiye kadar tüm anlaşmalara sadık yaşadım. | Open Subtitles | كنت قد التزمت بكل ما ورد ضمن الاتفاقية |
Anlaşmaya sadık kaldım, Martin. | Open Subtitles | التزمت بالإتفاق يا مارتن ، حسنا؟ |
Bir anlaşma yaparsam, sadık kalırım. | Open Subtitles | لقد قمت بإتفاق و التزمت به |
Ben üstüme düşeni yaptım. | Open Subtitles | التزمت بجزئي من الصفقة |
Sen üstüne düşeni yaptın. | Open Subtitles | لقد التزمت بجانبك من الصفقة |
Ben üzerime düşeni yaptım, Bay Collier. | Open Subtitles | لقد التزمت بجانبي من اتفاقنا يا سيد (كوليير). |
Bir taahhütte bulunmuşsun. | Open Subtitles | هل التزمت. |