Bu yüzden bana göre, bu güzel kültür, bu güzel ifade oyunlarla yakalamak istediğim bir şey. | TED | وبالنسبه لي, هذه الثقافه الجميله, هذه التعابير الجميله هو شيئ اريد تجسيده من خلال الالعاب |
Çok sayıda otonom, koordine olmuş birimler estetik ifade için yeni renkler sunuyor. | TED | إن العدد الكبير من الوحدات الحرة المتناسقة يقدم لوحة من التعابير الجمالية. |
Benim çok katlı sinemamı açtığımda Joe'nun bacaklarındaki ifadeyi görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني الانتظار لرؤية التعابير على ساقي جو عندما افتح المسرح المتعدد |
Dindar insan cemaatlerine yaptığım konuşmalar sırasında onların yüzlerinden geçen bir çeşit isyankar ifadeyi görürüm, çünkü insanlar daha ziyade "haklı olmayı" önemser. | TED | أرى في بعض الأحيان عندما أتحدث مجموعة من المتدينين نوع من التعابير الغاضبة تعبر وجوههم لأن الناس دائماً يريدون أن يكونوا على حق. |
Burada kullandığımız bir kaç seçme tabirimiz vardır. | Open Subtitles | يوجد بعض الخيارات المحدودة في اختيار التعابير |
Aracı metaforlar fiyat hareketlerini yaşayan bir şeyin bağımsız bir hareketiymiş gibi tanımlar. "NASDAQ daha da yükseğe tırmandı" gibi. | TED | إلى التعابير المجازية التي تصف حركات الأسعار كما لو أنها تصرفات شيء حي . مثل التعبير " مؤشر ناسداك يتسلق إلى الأعلى " |
Diğer yandan, insanlar arasındaki iletişim, çok daha karmaşık ve ilginç çünkü bizler görünenin ifade edilenin haricinde çok daha fazlasını hesaba katıyoruz. | TED | بينما التواصل بين البشر فهو اكثر تعقيداً .. واكثر اثارة للاهتمام لان بتواصلنا ذاك نستخدم اكثر من التعابير المباشرة |
Yüzünde de hep aynı ifade var. Toplam 12 tane. | Open Subtitles | دائما نفس الوجه الخالي من التعابير انه محايد دائما |
Yüzünde de hep aynı ifade var. | Open Subtitles | دائما نفس الوجه الخالي من التعابير انه محايد دائما |
İfade tarzı ve kelime tercihleri yazarın erkek olduğunu düşündürüyor. | Open Subtitles | التعابير وأختيار الكلمات يقترح بأن الكاتب شخص عضلي |
Bu yüzden lütfen böyle korkunç bir yüz ifade gösterme, abi. | Open Subtitles | لا تضعوا هذهـ التعابير المخيفه على وجوهكم |
Neden mikro ifade egzersizi yapıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تقوم بالتدريب حول التعابير المصغرة ؟ |
İfadeyi görmedim. Bay Clavin'e bakmakla meşguldüm. | Open Subtitles | كلا لم أرى التعابير لقد كنت مشغولاً و أنا أنظر إلى السيد كليفن |
Bu ifadeyi bu günlerde ne zaman pas alsan yapıyorsun. | Open Subtitles | تظهر تلك التعابير في وجهك تقريبا في كل مرةٍ عندما تمسك تمريرةً في هذهِ الأيام |
Kendi başımıza pasta yaptığımızı görünce ninenin yüzündeki ifadeyi görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني أنتظار رؤية التعابير على وجه الجدة عندما ترى كيف صنعنا الكعكة لوحدنا. |
Tanrım. Bir an Nancy'yle sevişirken de o ifadeyi takındığı gözümün önüne geldi. | Open Subtitles | رباه، تخليت للتو نفس التعابير على وجهه حين كان يمارس الجنس مع "نانسي". |
Yüzündeki ifadeyi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تذكر التعابير على وجهه ؟ |
Yüzündeki ifadeyi görmek istiyorum. | Open Subtitles | فقط لأرى التعابير على وجهها |
Burada kullandığımız bir kaç seçme tabirimiz vardır. | Open Subtitles | يوجد بعض الخيارات المحدودة في اختيار التعابير |
"metaforlar, Hayat, Anlam ve Dil" adlı kitaplarında dil bilimci Mark Johnson ve George Lakoff bu ikileme çok ilginç bir çözüm sunuyor; kullandığımız mecazları değiştirmek. | TED | في كتابهما "التعابير المجازية التي نعيش بها"، عرض اللغويّان مارك جونسون وجورج لاكوف حلاً مهمًا للغاية لهذه المعضلة، وهو تغيير تعابيرنا المجازية. |