Şunu anlamalıyız, bu artımlı bir değişim değildir. | TED | ودعونا نستوعب ان هذا التغير لا يجب ان يكون تدريجياً |
Muhtemelen en büyük değişim jenerasyonlar arasındaki farklılığın değiştiğini anlamaktı. | TED | وربما التغير الاكبر هو اننا نستوعب اننا مختلفون عن بعضنا البعض في الاعمار .. والتقنيات .. وهذا يغير الكثير |
İşte bu, dostlarım, her seferinde bir çocukla nasıl değişiklik yaratabileceğimizdir. | TED | وهكذا يا اصدقائي يمكننا ان نحدث التغير طفل واحد تلو الاخر |
Benden nefret eden bir şehirle uğraşmam gerekmeseydi değişmek daha kolay olurdu. | Open Subtitles | سيكون من السهل التغير مالم يكن لزاماً علي التعامل مع مدينة تكرهني |
Ama sebeplerden biri değişimi simgelemesi. Daha önceden sonrakine doğru değişimi. | TED | أحد هذه الاسباب أنه يشير الى التغير ما قبل الزواج وبعده |
20. yüzyılın üçte biri geçtikten sonra, bu en sık kullanılan müzik mekanlarından biri olunca değişmeye başladı. | TED | بدأت في التغير بعد مرور حوالي ثلث القرن العشرين، عندما أصبح هذا أحد أماكن الموسيقى الأساسية. |
Ben bir yazar-yönetmenim ve sosyal değişim hikâyeleri anlatıyorum. Çünkü hikâyelerin içimize işlediğine inanıyorum. | TED | أنا كاتبة ومخرجة، أروي قصص التغير الإجتماعى. لأني أؤمن بأنَّ القصص تلمسنا وتُحركنا. |
Öyleyse neden bu ve değişim yaratanları ve iş yaratıcılarını göz ardı etmektense kutlayıp yükseltmeyelim? | TED | لذا لماذا لا نحتفي و نرفع تلك الرائدات الاستثنائيات صانعات التغير و خالقات فرص العمل بدلاً من ان نزدري تجاربهن |
Bireysel değişim ve kültürel değişim birbirini etkiliyor ve evet, daha altruistik bir toplum olmayı başarabiliriz. | TED | لذلك حالياً فإن التغير الفردي والتغير الثقافي يصيغان بعضهما بشكل مشترك، وبإمكاننا خلق مجتمع أكثر إيثارًا. |
"değişim" gerçekleşiyor, fakat bu değişim bilgisayar yazılımında değil. | TED | التغير يحدث، وهذا التغير الذي يحدث ليس التغير في مجال البرامج. |
Sessiz ve kolay işleri severim. Benim için değişiklik oluyor. | Open Subtitles | أنا من النوع الذي يحب السهولة والهدوء تجعل التغير جميلا |
Davranışlarındaki değişiklik yüzünden yaralandığını ya da hasta olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | بسبب التغير في سلوكه نظن انه مريض او مصاب حديثا |
En küçük bir değişiklik bile, buna bağlı şeyler, felaket yaratabilir. | Open Subtitles | حتى لو كان التغير بسيطاً من الممكن أن تكون العواقب كارثية |
Ancak bütün bunlar 3B baskı ile değişmek üzere ve her şey bununla başladı, ilk defa basılan parça. | TED | لكن كل ذلك على وشك التغير مع الطباعة ثلاثية، وكلها بدأت بهذا، أول قطعة طبعت أبدا. |
Oh. Tek gereken inanç, ve değişmek için biraz istek. | Open Subtitles | كل ما يتطلبه الأمر هو بعض الإيمان و الرغبة في التغير |
Finansal kriz gercekten de sadece bu hızlı değişimi ivmelendirmeden ibaret bir olay. Bu da Bati'nin ustunlugunun sonunu getirdi. | TED | الأزمة المالية حقاً تعتبر ظاهرة تاريخية نسبياً، التى وصلنا إليها سريعاً هذا التغير الضخم، الذى ينهى نصف ألفية للهيمنة الغربية. |
Fizyolojisi ve hücresel yapısı iki gün sonra değişmeye başladı. | Open Subtitles | خصائص جسده الفيزيائية والجينية بدأت في التغير بعد يومين. |
değişimin aciliyetini kanıtlayan bilim var elimizde. | TED | قد أثبت لنا العلم اهمية الاستعجال بمبادرات التغير |
İklim değişikliği ve ormanlar arasındaki ilişkiyle her zaman ilgilendim. | TED | والآن, اهتمامي الدائم كان في العلاقة بين التغير المناخي والغابات. |
Benim sosyal değişim teorime göre eğer küçük bir topluluk daha iyi yaşamaya karar verirse diğerleri de kopyalar ve değişir. | TED | نظريتي في التغير الاجتماعي هي أن المجتمعات تتغير عندما تجد مجموعة صغيرة من الناس طريقة أفضل للعيش، ويقلدهم البقية. |
Buzullardan kopan apartman büyüklüğündeki buz kütleleri burayı sürekli değişen bir aleme dönüştürüyor. | Open Subtitles | إنه عالم دائم التغير. كتل من الجليد بحجم شقة سكنية منحوتة من الجليد. |
Hümanistler olarak, tabi ki, bu değişime kucak açmalıyız. Ve bu uygarlıklar hakkında bilgimizi geliştirmeliyiz. | TED | وكبشر .. هم مرحبون بهم تماماً وبهذا التغير وعلينا ان نتعلم فيما يخص هذه الحضارات |
Hayır, ama bu her an değişebilir. Hey! Çekil bakalım, konuşmam gerek. | Open Subtitles | لا، لكن أظن أن ذلك على وشك التغير تراجع، أريد التحدث إليه |
İklim değişikliğini inkar edenler, Güneş'in bunun ana nedeni olduğunu ileri sürüyorlar. | TED | منكرو التغير المناخي يجادلون بأن الشمس هي السبب الأساسي للتغير المناخي. |
Tek yapman gereken onunla oynamak, biraz değiştirmek ve işe yarayan, başarılı olan başka bir tane yaratmak. | TED | فكل ما علي كان القيام به .. تغيرها قليلاً وتعديلها قليلاً وان انتج شيئاً يفيد حقاً من ذلك التغير .. وينجح فعلاً |
Bira musluğunun değişmesi gerekiyor. | Open Subtitles | في الحقيقة هناك صنبور بيرة الشعير بالخلف بحاجة إلى التغير |
Kaba ve buyurgan olabilirim ama insanların değişebileceğine inandığım için değişmeyi deneyeceğim. | Open Subtitles | لكن حاولت التغير لأنى على يقين أن الناس يمكنهم التغير يمكن أن أتغير وأن لاأكون لحوحه مثل أن نتلاقى فى منتصف الطريق |