Aramızda kalsın Patrick, bu ırk ayrımı meselesi çok uzun sürmez. | Open Subtitles | بيني وبينك باتريك التفرقة العنصرية لن تدوم |
Tüm bu zenginliğe rağmen ırk ayrımı belası Güneyi sosyo-ekonomik ve eğitim açısından ülkenin en sonuna yerleştirmiştir. | Open Subtitles | ... وبالرغم من هذه الأصول ... وضعت التفرقة الجنوب بأكمله ... خلف بقية الأمة من الناحية ... |
Bu doğruyu yanlışı ayırt edemeyen cahil birisi için nazik bir dildir. | Open Subtitles | وهل الكلام المهذب يكون مع بائع جوال، لايستطيع التفرقة بين الصواب والخطأ. |
Değerini yitiren bir terim hâline geliyor ve empati yeteneğimizi, ciddi ile ciddiyetsiz had aşmaları ayırt etme yeteneğimizi yok ediyor. | TED | لقد أصبح مصطلح منحط القيمة، وجعنا نفقد قدرتنا على ابراز التعاطف وعلى التفرقة بين الانتهاكات الخطيرة وغير الخطيرة. |
ayrımcılık,eşit yetkinlikte ki adaylar için sosyal medya aracılığı ile olmaktadır. | TED | و بالفعل قاموا بذلك. التفرقة بين المتقدمين ذي الكفاءة المتماثلة كانت حاصلة بناء على شبكات التواصل الاجتماعي. |
Sizin birayla şampanya arasındaki farkı anlayamayacağınızı düşünüyoruz da. | Open Subtitles | انه يعني أننا لا نعتقد انك تستطيع التفرقة بين البيرة والشامبانيا |
Nedeni yaş ayrımcılığı, yani yaşa bağlı ayrımcılık ve klişeleştirmeler. | TED | السبب هو التفرقة العمرية. التمييز والتنميط على أساس السن. |
Irkçılık, cinsiyet ayrımı, homofobi gibi toplum tarafından oluşturulmuş fikirler diğer deyişle bizim uydurduğumuz ve zamanla değişebilecek şeylerdir. | TED | كل التفرقات هي أفكار مبنيّة اجتماعيًّا، العنصرية، التفرقة الجنسية، رهاب المثلية... وهذا يعني أننا نصنع هذه التفرقات، والتي من الممكن أن تتغير مع الوقت. |
Ama cins ayrımı kaldırıldı. Siz başardınız. | Open Subtitles | لكن نظام التفرقة قد قضي عليه |
Buna şey diyorlar, hmm... deniz ayrımı. | Open Subtitles | الذي يَسمونة التفرقة البحرية |
Güney Afrika Toplumunda Irk ayrımı dersi için 'A'. | Open Subtitles | فىموضوعA التفرقة العنصرية بجنوب افريقيا |
Seyircinin neyin gerçek neyin sahte olduğunu ayırt edememesi gerçeği beni mutlu ediyor. | TED | تعجبني حقيقة أن المشاهد لا يستطيع التفرقة أبداً بين ما هو حقيقي وما هو مزيف |
ama tüketiciyi geride tutan tek şey bunların arasından ayırt etme özelliği idi. | TED | و لكن ما كان يعطلهم هو القدرة على التفرقة. |
7 çeşit piponuzu birbirinden ayırt etmeyi öğrendiği ve emrinizle birer birer onları getirdiğinde, cephanenizde ki her silahla onu koruyacağınıza söz vermediniz mi? | Open Subtitles | ولكن عندما تعلم التفرقة بين سبعة أنواع مختلفة من البايب واستطاع إحضار كل صنف عندما طلبته ألم تقسم حينها |
Diet ile normal kolayı ayırt etmenin nesi zor bana söyler misin? | Open Subtitles | ما هي درجة الصعوبة في التفرقة بين العادي و منخفض السعرات؟ |
Ayrıca, giderek artan çalışmalar gösteriyor ki ayrımcılık yaşayan insanların sağlık sorunları yaşaması daha muhtemel. | TED | أيضاً يوجد بحث له صدى كبير يُظهر أن الناس الذين يعانون كثيراً من التفرقة أكثر عرضة للدخول فى حالة صحية سيئة. |
Bence toplum sizin gibilere ayrımcılık yapıyor ve dışlıyor. | Open Subtitles | أظنُ أن هذا المجتمع قائم على التفرقة بينكم وحرمانكم من حقوقكم الشرعية، أيّها القوم. |
Tereyağı ve "Onun tereyağı olduğuna inanmıyorum." arasındaki farkı söyleyebilirim. | Open Subtitles | يمكنني التفرقة بين الزبدة ويمكنني التأكد أنها زبدة |
Tamam o zaman, kızlar erkeklere karşı, değil mi? Bazen farkı söylemek oldukça zor oluyor. | Open Subtitles | حسنٌ، فرقة الفتيان ضدّ فرقة الفتيات أحياناً تصعب التفرقة بينهما |
Yaş ayrımcılığı, bir gün bizim de o ötekileştirdiğimiz yaşlı insan gibi olacağımızı inkar etmemize neden oluyor. | TED | التفرقة العمرية تتغذّى على الإنكار، وعدم الرغبة بالاعتراف بأننا سنصبح ذلك الشخص الكبير بالسن. |
Ortak odaya gidip ayrımcılığı konuşalım bari. | Open Subtitles | دعينا نذهب إلى الاستراحة ونتكلم عن التفرقة العنصرية |
İşte bu yüzden Dünya Sağlık Örgütü yaş ayrımcılığına karşı sadece ömür boyu değil, sağlıklı ömrü de kapsayacak şekilde küresel bir girişim geliştiriyor. | TED | هذا هو السبب في أنّ منظمة الصحة العالمية تطوّر مبادرة عالمية ضدّ التفرقة العمرية لإطالة ليس فقط فترة الحياة ولكن أيضًا فترة العافية. |