Bir dizi açıklama geliyordur şu anda akıllarınıza, aç gözlülük gibi. | TED | ان طيف من التفسيرات ربما يخطر على بالكم .. مثل الطمع |
Bir açıklama şöyle olabilir; bütün bu servis sağlayıcı şirketler aslında işbirliği yapmıyorlar. | TED | و احد هذه التفسيرات سيكون أن هذه الأحزاب، مقدمي هذه الخدمة لا يتعاونون. |
Bence bunun bir çok açıklaması olabilir. | TED | وأعتقد أن هناك العديد من التفسيرات الممكنة لذلك. |
açıklaması gereken epey şey var. | Open Subtitles | وسيكون عليها أن تقدم بعض التفسيرات خلال ذلك |
Evet, doğal açıklamalar zayıftı, biz de meraklıydık. | TED | نعم، كانت التفسيرات الطبيعية واهية، والآن يتملكنا الفضول. |
Açık gözlem teorileri baskı altında choking durumu için ikinci grup açıklamaları oluşturuyor. | TED | نظريات المراقبة المحددة شكلت المجموعة الثانية من التفسيرات لحالة الاختناق تحت الضغط. |
açıklamalardan biri, fetüslerin kötü bir durumda ellerinden gelenin en iyisini yaptıkları şeklinde. | TED | إحدى التفسيرات هو أن الأجنة تختار أفضل ما في الوضع السّيء. |
Pek çok sanatçı, pek çok farklı açıklama, ama benim performans için açıklamam çok basit. | TED | العديد من الفنانين، والعديد من التفسيرات المختلفة، ولكن تفسيري للعرض بسيط جدا. |
Kuramcılar yıllarını bunun nasıl bu kadar iyi ayarlanmış bir rakama sahip olduğunu anlamakla geçirdiler ve birkaç muhtemel açıklama ile karşılaştılar. | TED | قضى المنظرون عقوداً وهم يحاولون فهم لماذا لها هذا الرقم المحكم بشكل غريب، ثم توصلوا إلى عدد من التفسيرات المحتملة. |
Belki de şu bir açıklama olabilir; son zamanlara kadar bu çok da önemli değildi. | TED | قد يكون أحد التفسيرات المُمكنة أنه حتى الآونة الأخيرة، لم يكن الأمر في الحقيقة مهمًا. |
Peki, o zaman bana birkaç açıklama borçlusunuz, Komiser Bey. | Open Subtitles | حسنا، إذن فأنت مطالب لي ببعض التفسيرات أيها المحقق |
Bir açıklama yapmanızın zamanı geldi Bay Kirby. | Open Subtitles | حان الوقت لتقديم بعض التفسيرات يا سيد كيربى |
Eğer özür dilemek ya da bana açıklama yapmak için buradaysan, Gerçekten ilgilenmiyorum. | Open Subtitles | إذا كنت هناك لتعتذر أو تقدم لي بعض التفسيرات بخصوص كيف حدث ذلك، فأنا فعلاً لست مهتماً بذلك |
Yüksek kırmızı hücre sayısının bir sürü farklı açıklaması var. | Open Subtitles | هناك الكثير من التفسيرات الأخرى لارتفاع كريات الدم الحمراء |
Bunun başka bir açıklaması olmalı. | Open Subtitles | حسناً, يمكن أن يكون هناك عديد من التفسيرات |
Şeyy, bir ejderhanın derin izler bırakmamasının bir çok açıklaması olabilir. | Open Subtitles | حسنا , يوجد العديد من التفسيرات لتحدد سبب ترك تنين اثار اقدامه غير عميقة |
Gördüğün şeyin milyonlarca açıklaması olabilir. | Open Subtitles | قد تكون هناك ملايين التفسيرات لما رأيتِه |
Ve güzelim matematiksel açıklamalar sadece kendi tatminimiz için değiller. | TED | كما أن التفسيرات الرياضية الجميلة ليست لمتعتنا فقط. |
Yüce amaçla bizi birleştiren inançları kutsallaştırmak için kozmolojik açıklamalar aramaya mahkumuz. | TED | نحن مجبولون للبحث عن التفسيرات الكونية، ولتقديس المعتقدات التي توحدنا في سبيل غرض سامٍ. |
Sana bugüne kadar yaptığım bütün açıklamaları unut. | Open Subtitles | أنسى كل التفسيرات التي أعطيتك أياها حتى الأن. |
Atımlı değişken yıldızların parlaklığını ele aldığımız zaman Hubble Sabiti'ndeki olası açıklamalardan bazılarında tutarsızlıklar olduğunu görürüz. | Open Subtitles | عندما يتعلق الأمر بشدة سطوع النجوم النابضة فإننا نبدأ بمشاهدة بعض التفسيرات لبعض التناقضات |
Bir çok sebebi vardır, sadece yaşa bağlayamayız. | Open Subtitles | وسنك ليس السبب فهناك الكثير من التفسيرات للحمل الكاذب |
Eğer ki gökler arası uzay sonsuz açıklamalarda bulunabiliyorsa o zaman hemen her çevrede bu başarılabilir.Dünyada da. | TED | إذا كان باستطاعة الفضاء المجري تكوين فيض من التفسيرات الغير محدودة اذا بامكان معظم البيئات الأخرى القيام بذلك أيضا. |
Bu açıklamaların benzer yönleri olduğu gibi farklı yönleri de var. | TED | كلٌ من هذه التفسيرات لديها جزء محتمل وجزء غير محتمل. |