| Bu şirketin üzerine kurulduğu eski geleneksel değerlere, ...geri döneceğiz. | Open Subtitles | سنعود لنفس تلك القيم التقليديّة التي أسّستْ عليها هذه الشركة |
| Yüz yıllardan beri, Romalı askerler savaşlara geleneksel Tanrılarının sancagı altında girmişlerdi. | Open Subtitles | لمئات السنين دخل الجنود الرّومان في معارك تحت راية آلهتهم التقليديّة. |
| geleneksel aile denen şeyin bir aldatmaca olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنّ العائلة التقليديّة ما هي إلا كذبة |
| Polis, bunun klasik bir mafya infazı olduğunu bildirdi. | Open Subtitles | على طريقة المعروفة بتصفية العصابات التقليديّة |
| Biliyorsun, klasik laflar kullanabilirsin. Örneğin: | Open Subtitles | حسناً، تعرف العبارات التقليديّة القديمة مثل، "تبدين جميلة"؟ |
| Tohumları hançerimle ezeyim. Eski usul yapıyoruz bu işi. | Open Subtitles | سأستخدم خنجري لسحق البذور و سنفعل ذلك بالطريقة التقليديّة |
| Son günlerde daha çok alışılmadık işlere gidiyordu. | Open Subtitles | مُؤخراً، كانت تحجز الكثير من الحفلات غير التقليديّة. |
| Bu yüksek frekanslı programımız klasik borsa yöntemlerinden çok daha hızlı bir algoritma sistemini kullanmakta. | Open Subtitles | برنامجنا الجديد للتتردّدات العالية الذي يستعمل خوارزميات مُنفّذة بالحاسوب تعمل بسرعة لا مثيل لها في طرق التداول التقليديّة. |
| Onları geleneksel Hıristiyan tutum ve değerlerini terk etmeye zorladı. | Open Subtitles | تحدّاهم للتخلّي عن مواقفهم المسيحيّة التقليديّة وقيمهم. |
| Örgüleri yeniden topladım, ve inan ki geleneksel ilmiklere bağlı kalmıyorum. | Open Subtitles | أخرجتُ أدوات الحياكة ثانيةً، و من الأفضل أن تصدّقي أنّي لا ألتزم بالحياكة التقليديّة. |
| Bu yıl geleneksel şarkı tekrarımızı es geçeceğiz. | Open Subtitles | رائع. شكراً لكم, هذا العام سوف نتخلّى عن المقطوعة الأخيرة التقليديّة. |
| 200'lere hoş geldiniz. Görünüşe göre geleneksel karşılamayı yapmasam da olurmuş. | Open Subtitles | مرحبًا بكما في الطابق الـ 200، جليًّا لم يتعيّن أن أحييكما التحيّة التقليديّة. |
| Beni o çöp kutusunda görmek istiyorsan, geleneksel yollarla götüreceksin. | Open Subtitles | إن كنتَ تودّني بتلك القمامة، فعليك أن تدخلني بالطّريقة التقليديّة! |
| Bilim insanları bunun meteordan kopan bir parça olduğuna inanıyor ama bunu geleneksel yöntemlerle inceleyerek kanıtlayamıyorlar. | Open Subtitles | يُؤمن العلماء أنّها تشكّلت من حجر نيزكي، لكن أثبت أنّها منيعة ضد الفحوص التقليديّة. |
| Bütün geleneksel kurt adam ritüellerini yerine getirmiş bulunuyorsunuz. | Open Subtitles | الآن وقد أتممتما اختبارات وشعائر المذؤوبيّة التقليديّة |
| Bu çok garip. Bu geleneksel bir malzeme değil. | Open Subtitles | ذلك غريب، فليس القرنفل من المعدّات التقليديّة. |
| - O bayıldı. - Bu klasik birinci hamle. | Open Subtitles | . لقد أُغمي عليها - . هذه أولى الحركات التقليديّة - |
| Vespasian'ın Jotapata saldırısı klasik Roma kuşatma taktigi olarak hatırlanır. | Open Subtitles | هجوم (فسبازيان) على (جوتوباتا) كان يُعدّ من وسائل حصار الرومان التقليديّة. |
| Kate in çok farklı tarafları vardı. Hem yan komşunun kızı gibi klasik biri Aynı zamanda da bir kaçak... | Open Subtitles | "ثمّة جانبان متباينان جدّاً من (كيت) فهي ابنة الجيران التقليديّة" |
| Eski usul sokakta buluşmayı bile kullanıyor olabilirler.. | Open Subtitles | سُحقاً، قد يكونون يستخدمون طريقة الإلتقاء التقليديّة في الشارع، لذا... |
| Vogel'ın alışılmadık yöntemlerinden kalan bir iz mi bu? | Open Subtitles | "أهذه علامة من إحدى "سُبلها غير التقليديّة"؟" |