"التلاميذ" - Traduction Arabe en Turc

    • öğrenciler
        
    • öğrenci
        
    • öğrencilerin
        
    • çocukların
        
    • öğrencileri
        
    • Gözbebekleri
        
    • okul
        
    • çocukları
        
    • Sınıf
        
    • Çocuklar
        
    • öğrencilerden
        
    ve oyunda, öğrenciler bazen gerçekten de bir barış gücü oluşturuyorlar. TED و يحصل أحيانا في اللعبة، أن يتحد التلاميذ في قوة سلام.
    Çeşitli kabilelerden gelen acemi öğrenciler çok hevesliydiler ve iyi bir gelişme gösterdiler. Open Subtitles التلاميذ تم تجنيدهم من قبل قبائل مختلفة بشكل حماسي و قدموا تطورا ممتاز
    Bazıları seçimlere adaylığını koyuyor ve işin statüsünü yükseltmeye yardımcı oluyorlar, böylece daha fazla öğrenci öğretmen olmak istiyor. TED أتعلمون، ترشّح بعضهم للوزارة، ولقد ساعدوا في رفع شأن المهنة وبذلك أراد عدد أكبر من التلاميذ أن يصبح أساتذة.
    Ben de öğrencilerin hak ettikleri takdiri almalarından yanayım ama diyelim ki bir öğrencinin puanlarının toplamı 34'e ulaştı. Open Subtitles أنا مع الثناء على التلاميذ لكن لو جمع التلاميذ نقاطاً و انتهى بهم الحال بـ 34 نقطة .. مثلاً
    Bu sadece okul içi bir iş değil. Noel tatilinde dahi bazı çocukların çalıştığını izledik. TED فالأمر غير متعلق بالمدرسة وحدها لقد لاحظنا، حتى خلال عيد الميلاد، بعض التلاميذ يقومون بالدراسة
    Bu sözlerimle, bütün yeni öğrencileri aramıza almanın, bizlerin sorumluluğunda... Open Subtitles و بهذا القول أنا أعتبر أنها مسئوليتنا لنقبل كل التلاميذ الجدد
    Hiçbir zaman Gözbebekleri olmadım. Open Subtitles لم يكن يعجبني أبداً التلاميذ الأكثر تفوقاً في فصولِهم.
    Öğretmenler öğrenciler kadar çeşitliydi. Ve hayret verici şey şu ki gönüllüler ortaya çıkıyordu. TED والمعلمون متنوعون كما هو حال التلاميذ والشئ المدهش هو أن المتطوعون يأتون
    Ve altı hafta önce yeteneksiz dediğiniz bazı öğrenciler, şimdi baksanız yetenekli oluyorlar. TED ولذا فنفس التلاميذ الذين ظننت انهم بطيئو الاستيعاب قبل ست اسابيع تعتقد انهم موهوبون الآن
    Öğrenme işini yapanların öğrenciler olduğunu kabul ediyorlar ve sistem onlara, onların merakına, bireyselliklerine ve yaratıcılıklarına katkıda bulunmalı. TED يقرون بأن التلاميذ هم من يتعلم وأن على النظام أن يشركهم، ويشرك فضولهم، وفردانيتهم وإبداعيتهم.
    Neden? Çünkü öğrenciler o gün puf böreği yaptılar ve okuldakiler hergün bunları yiyorlar. TED لماذا؟ لأن التلاميذ صنعوا المعجنات وهذا ماتأكله المدرسة كل يوم.
    Sonra, otistik öğrenciler için, çığır açan Prior's Court okulu geldi ve yine tamamen otizm için bir tıbbi araştırma hayratı. TED لتظهر بعدها مدرسة بريورس كورت الرائدة في العمل مع التلاميذ المصابين بالتوحد وفي العمل الطبي الخيري المتعلق بالتوحد.
    Orada arkada birkaç yeni öğrenci daha görüyorum. Open Subtitles حسنا، أنا أرى أكثر زوجين جدد من التلاميذ هناك
    En iyi öğrenci bile halka açık yerde gösterişe eğilimlidir. Open Subtitles يميل أفضل التلاميذ إلى التباهى فى الأماكن العامة
    öğrenci nasıl ayrılırsa kitaplarından Öyle koşar seven sevdiğine; Open Subtitles الحبيب يشتاق لحبيبه كما يشتاق التلاميذ لغلق كتبهم
    Bir çalışmada, bir mantık sınavında kötü sonuç çıkaran öğrencilerin kendilerine bir mantık kursu verilmesinden sonra ilk performanslarının ne kadar kötü olduğunu kabul ettikleri görülmüştür. TED في دراسة، التلاميذ الذين في البداية أخفقوا في امتحان في المنطق وبعدها أخذوا دورة صغيرة في المنطق كانوا علي استعداد تام بأن يصفوا أداءهم الأصلي بالفظيع.
    öğrencilerin kimliği, bir takım usulsüzlükler tespit edilene dek gizli tutuldu. Open Subtitles كانت هوية التلاميذ مخفية حتى اكْتُشِف وجود الخروقات.
    çocukların bana alışması biraz uzun sürdü. Open Subtitles حسنا, لقد استغرق التلاميذ بعض الوقت لكي يعتادوا علي
    Kazanan ise onları aday gösteren öğrencileri tarafından sorulacak son bir sorudan sonra belli olacak. Open Subtitles و لسوف يتم تحديد الفائز بعد طرح سؤال واحد أخير، سيقوله التلاميذ الذين رشحوهم..
    Derin bilinç kaybı ile geldi, sadece Gözbebekleri tepki veriyordu, boğazına boru soktum, sakinleştirici verdim ve tomografiye götürdüm, Open Subtitles جائت بمستوى وعي 3 التلاميذ كانوا يتفاعلون فقط لذا أوسعت المجرى الهوائي وخدرتها وأخذتها لتجري أشعة مقطعية
    Ve onlar bunu bölgesel düzeyde yapıyorlar. Bence onları asıl heyecanlandıran artık çocukları takip edebilecek olmaları. TED وهم يقومون بذلك على مستوى المنطقة كلها وأعتقد ان الذي يعجبهم هو إمكانية متابعة هؤلاء التلاميذ
    Sınıf, madem fedakarlık günlerindeyiz hepinizin bizden daha az şanslı olanlar için konserve yiyecek getirmenizi istiyorum. Open Subtitles أيها التلاميذ بما أننا في موسم العطاء أريد منكم أن تحضروا بعض الطعام المعلّب
    Eğer Çocuklar her sene öğrendiklerinin beş ayını unuturlarsa bu eğitimin yarısı demektir. TED إذ يخسر التلاميذ كل سنة 5 أشهر من التعلّم، ما يعادل نصف تعليمهم.
    Bir veli, öğrencilerden birinin akrabası veya bir öğretmeni. Open Subtitles الوالد ؟ أو علاقة واحد من التلاميذ ؟ ــ أو المعلمة ــ معلمة صعبة المراس

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus