"التناقضات" - Traduction Arabe en Turc

    • çelişkiler
        
    • tutarsızlık
        
    • farklılıklar
        
    • tezatlar
        
    • çelişkiyi
        
    • paradokslar
        
    • çelişkilere
        
    • çelişkileri
        
    • çelişkilerle
        
    • tutarsızlıkları
        
    • tutarsızlıklarından
        
    Ne hissetmemiz gerektiği söylenenlerle gerçekte neler hissettiğimiz arasındaki çelişkiler muazzam miktarda gereksiz acı üretiyor. TED التناقضات بين ما قيل لنا بما يجب أن نشعر به وما نشعر به في الواقع يولد كمية ضخمة من معاناة لا داعي لها.
    Notalarındaki tüm çelişkiler uyumu öne sürüyor. TED كل التناقضات الكامنة في نوتاته تدل على التناغم.
    Kurumun bir göz atması gerektiğini düşündüğüm birkaç tutarsızlık buldum. Open Subtitles لقد فزت. أعتقد. لكنني علَّمتُ بعض التناقضات
    Bu durumlarda, genetik farklılıklar, her bir organizmanın tehditlere nasıl karşılık verecekleri gibi, yaşam süresindeki tutarsızlıkları açıklar. TED في هذه الحالات فإن الاختلافات الجينية، مثل كيفية تفاعل خلايا كل كائن مع الأخطار، غالبًا ما تكون مسؤولة عن التناقضات في طول العمر.
    İnsanın kurumları bölünmüş. Çözülmesi gereken tezatlar ifade ediliyor. Open Subtitles مؤسسات الإنسان تنقسم، معبرة عن التناقضات التي يجب معالجتها
    Ben sizin göremediğiniz şekilde çelişkiyi görebildiğime inanıyorum. TED أصبح قادرة على مشاهدة التناقضات التي ما كان لها أن ترى
    Bu durum zaman içinde bazı ahlaki paradokslar yaratır. Open Subtitles الحالة تطور بعض التناقضات الأخلاقية في بعض الاوقات
    Bütün çelişkilere rağmen, Bu ülkeye derinden inanmış, insanların değerlerini de. Open Subtitles مبادئ الشعب الذين يؤمنون بعمق في هذه البلاد رغم كل التناقضات
    Bu çelişkileri gördüğünüz bir şiirin adını söyle. Open Subtitles اذكر عنوان قصيدة ترى فيها هذا النوع من التناقضات
    Peki, hükümet bizim kendi kişiliklerimizdeki çelişkilerle uğraşarak aldığımız derslerin hayata geçirilmesi değildir de, nedir? Open Subtitles الحكم في نهاية المطاف ولكن علينا ان ندرس التناقضات التي تعاملنا بها مع شخصياتنا
    Birisinin sözleri ile hareketleri arasındaki tutarsızlıkları görmek için sıcak noktaları bulmaya başlayabildiniz mi? TED هل يمكنك البدء بالحصول على النقاط الساخنة لترى التناقضات بين كلمات الشخص وأفعاله؟
    Sayın Yargıç, Bay Gibbs müvekkilimi menkul kıymetler dolandırıcılığı ile suçladı ama müvekkilime menkul kıymetler borsası ile milli gelirlerin arasındaki bulgu tutarsızlıklarından bahsetmeyi ihmal etti. Open Subtitles حضرة القاضي اتهم السيد جيبس موكلي بأحتياله بالأوراق الماليه ولكنه اهمل الكشف عن التناقضات
    çelişkiler etrafta cirit atıyor. Open Subtitles التناقضات التي تتلاعب بنا يميناً وشمالاً
    Böylece hikaye anlatımı, evrendeki diğer bütün çelişkiler gibi ahlâki çözümlerdeki uyumu arıyor, birini çözerken diğerini serbest bırakıyor, diğerini serbest bırakıp gerçekten çok önemli bir soru yaratıyor. TED إذن فإن رواية القصص، شأنها كسائر التناقضات الأخرى في الكون، هو البحث عن التناغم واللامحدودية في الحلول الأخلاقية، بحل واحد، وترك آخر. ترك آخر وخلق سؤال بغاية الأهمية.
    Seksüel çelişkiler üzerinde uzmandır. Open Subtitles انه متخصص في التناقضات الجنسية
    Bu çelişkiler sizi pek etkilememiş gibi. Open Subtitles تبدو غير مشوّش بهذه التناقضات.
    -Adam çelişkiler abidesi gibi. Open Subtitles حسناً، هذا الرجل درس في التناقضات
    Sorun değil. Sistemim yatak odalarında termojenik seviyede tutarsızlık olduğunu algıladı. Open Subtitles نظام بلدي هو التقاط التناقضات في مستويات حرارة
    Soruşturmanın içine etmişiz gibi göstermek için tutarsızlık kılıfını kullanacaklar. Open Subtitles هوا سيستخم التناقضات ويجعلها لتبدو اننا افشلنا التحقيق
    Müfettiş Dixon itiraflarda birçok tutarsızlık bulunduğunu kabul ediyor. Open Subtitles المحقق "ديكسون" يقر بوجود عدد من التناقضات في اعترافات المتهمين
    Seninki gibi ama bazı farklılıklar var. Open Subtitles تبدوا مثل نسختك ولكن يوجد بعض التناقضات
    O bu çelişkiyi yaşamış bir adam. Open Subtitles لقد كان رجلا عاش مع هذه التناقضات
    Geçmiş gidişle uğraştığımızda karşımıza uyuşmazlık ya da paradokslar çıkmaktadır. Open Subtitles الأمر الأكثر إثارة للحيرة هو التناقضات أو المفارقات و يظهر هذا الأمر عندما تبدأ التدخل في الماضي
    çelişkilere rağmen çok kuvvetli olduğu için-- Open Subtitles لأنه قوي جدا حتى التناقضات البسيطة
    Set tamamen biçim verilecek şekilde hazırlanmış ve böylece çelişkileri bilinçaltınızda biriktiriyor. Open Subtitles وأن موقع التصوير مصطنع بالكامل وهو الأمر الذي يراكم التناقضات داخل لاوعي المشاهد
    Epey içsel çelişkilerle dolu gibi görünüyorsun bana, Kevin. Open Subtitles إني أشعرُ بالعديد من التناقضات الداخلية
    Benim rüyalarım ve onun anıları arasındaki tutarsızlıkları düşününce. Open Subtitles ثم ذكرني بكل التناقضات بين حلمي وذكرياته
    Sayın Yargıç, Bay Gibbs müvekkilimi menkul kıymetler dolandırıcılığı ile suçladı ama müvekkilime menkul kıymetler borsası ile milli gelirlerin arasındaki bulgu tutarsızlıklarından bahsetmeyi ihmal etti. Open Subtitles حضرة القاضي اتهم السيد جيبس موكلي بأحتياله بالأوراق الماليه ولكنه اهمل الكشف عن التناقضات

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus