Bizi aydınlanmaya götürmeye hazırlanan bir tanrı kendisine inanmayı reddeden herkesi yok ederek, bu ilahi güçle çelişir mi? | Open Subtitles | هل يُعقل لإله يكرّس نفسه ..ليقودنا إلى درب التنوير ..أن يناقض الخير الإلهي بتدميره كل الذين يرفضون الإيمان به؟ |
Eğer aydınlanmaya eriştiysem, bu nasıl bir zaman kaybı oluyor? | Open Subtitles | إذا كنت قد بلغت التنوير كيف يكون ذلك مضيعة للوقت؟ |
Bizim bir yaşam süresinde aydınlanmayı başardığımıza inanmayabilirsiniz, ancak başarıyoruz. | TED | قد لا تصدق أننا حققنا التنوير في الحياة ، لكننا فعلنا |
Zihninizi, düzenli beslenme ve egzersizin, meditasyonun, ve ruhani aydınlanmanın erdemine açmanızı istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُ فَتْح مداركك إلى مزايا التغذيةِ، التمرين الصحيح، التأمل ، وعلى أمل، التنوير الروحي. |
Belki de bir şeyi kendin öğrenmek aydınlanma yolculuğunun bir parçasıdır. | Open Subtitles | قد يكون تعلم المرء بنفسه.. هو جزء من الرحلة إلى التنوير |
Fakat uzun süre önce fark ettim ki senin izlediğin yol, ölüm yolu kimseyi huzura veya Aydınlığa kavuşturmaz. | Open Subtitles | لكنّي أدركت منذ زمن طويل بأن الدرب الذي مشيته هو درب القتل لا يؤدي أبدا إلى السلام و التنوير |
aydınlanmak için kendilerine türlü eziyetler yapan dervişler. | Open Subtitles | السادة الزاهدون يتّجهون إلى أفعال تعذيب ذاتي لإنجاز التنوير. |
aydınlanmaya, buna değeceğini düşünmedikçe ulaşamazsın. | Open Subtitles | أنت لا يمكنك أبدا الوصول لمرحلة التنوير إذا لم تعتقد أنك جدير بذلك |
Herkesin yaşamı bir diğerininkini ilgilendirir, özellikle de kişi gerçek aydınlanmaya giden onurlu yoldaysa. | Open Subtitles | كل رجل في الحياة مخاوف كل رجل أخرى. خصوصا إذا فهو على الطريق النبيل الى التنوير الحقيقي. |
O parçaları aydınlanmaya giden yolu yansıtmak için bir araya getir. | Open Subtitles | تقضي تعاليم البوذية بأن درب أضعاف الثمانية هو التنوير |
Bizi koruyacaklarını ve aydınlanmaya giden yolu göstereceklerini iddia etti. | Open Subtitles | وادعى بأنهم سيحموننا.. وسيرشدوننا إلى التنوير |
Yazarı ben oluyorum. Bunu okuyarak, ekonomik aydınlanmaya ve güce giden yolda beni takip etmenizi öneririm. | Open Subtitles | هذا أنا إقرأوا هذا وإتبعوني عبر التنوير الإقتصادي |
Kurtuluşu, günahlardan arınmayı, bunun sonucu olan... aydınlanmayı bile ummadan geleceği beklemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أنتظر المستقبل مترقبا الخلاص, الغفران و لا حتى التنوير و لو حتى تدريجيا |
Yanlış hatırlamıyorsam, dün akşam onları kullanarak bana nihai aydınlanmayı öğretiyordun. | Open Subtitles | السبب ، إذا كنت أتذكر بشكل صحيح ، ليلة أمس كنت استخدامها لمحاولة علمني التنوير في نهاية المطاف. |
Şahsen, başka bir şeyden ziyade ebedi aydınlanmayı seçerdim. | Open Subtitles | شخصياً,سأختار التنوير الأبدي أفضل من البديل |
Etimi değiştirip ruhumu serbest bırakarak bana aydınlanmanın yolunu gösterin. | Open Subtitles | بيِّنوا لي الطريق إلى التنوير بينما أنتم تغيّرون لحمي و تحرّرون روحي |
Bu belge, aydınlanmanın ne demek olduğu hakkında her şeyi anlatmaktadır. | Open Subtitles | هنا .. في وثيقة واحدة كُتب كل شيء أساسي نادى بها التنوير |
aydınlanmanın onlara ait devrimci versiyonu, insanların eşitliği düşüncesi Avrupa sınırlarının ötesine de yayılıyordu. | Open Subtitles | كان فهمهم الثوري عن التنوير والمساواة أيضاً ينتشر خارج أوروبا |
Bu arada Tanrı bu günü aydınlanma günü olarak seçti. | Open Subtitles | وفي نفس الوقت الرب إختار اليوم لكي يكون يوم التنوير |
Biz arıyız. aydınlanma sürecinde kovanlarımızdan çıktık. | TED | نحن بالفعل كالنحل ، خرجنا من أعشاشنا في عصر التنوير. |
Her ölümde ruh yerin bir kat altına doğru iner her katta ruhu biraz daha temizlenir en sonunda çekirdekte Aydınlığa erişir. | Open Subtitles | ولذا في كلّ موت، الروح تنحدر أبعد إلى الأرض الداخلية، إنجاز المستويات الأوسع تنقية، وصول التنوير في الصميم. |
Biz aydınlanmak, Nirvana'ya ulaşmak için burada değiliz. | Open Subtitles | نحن لسنا هنا للوصول الى التنوير للعثور على السعادة القصوى |
Gerçek aydınlanmayla gelen bilgi ve hepimizin izlemesi gereken yol gibi. | Open Subtitles | كما هي الحكمة التي يمنحها التنوير الحقيقي.. والطريق التي يجب أن نمشي بها |
Toplumumuzun Aydınlanması gerekiyor, o kadar. | TED | نحن فقط نعيش في مجتمع يحتاج إلى التنوير. |