| Her neyse, bana şans dile, her ne kadar ihtiyacım olmasa da. | Open Subtitles | على كل، تمنّ لي التوفيق رغم أنّني لا أظنّني سأحتاج إلى الحظ |
| Bay FBI bana şans dilemeye gelmiş olamaz. Carl Buford. | Open Subtitles | السيد عميل الإف بي آي لم يأتي ليتمنى لي التوفيق |
| Biz de bir an için şok oluyoruz ve bolca özür diliyoruz, adam alışveriş merkezine doğru koştururken ona şans diliyoruz. | TED | ننصدم للحظات، نعتذر كثيرا ونتمنى له التوفيق بينما هو يندفع نحو المدخل. |
| Tamam, işaretimi bekle Iyi şanslar. | Open Subtitles | حسناً الٓان، انتظر إشارتي أتمنى لك التوفيق |
| İyi şanslar, çocuklar. Haydi, görelim sizi. | Open Subtitles | أتمنى لكم التوفيق ياشباب إذهبوا واقضوا عليهم |
| ve bana şans diledi. Bana bazı bedava kitaplar verdi ve beni kapıya doğru yönlendirdi. | TED | وتمنى لي التوفيق وأعطاني بعض الكتب المجانية ورافقني إلى خارج الباب. |
| Ve Aubrey de Grey ile Godspeed 'e şans diliyorum, ve onlar gibi diğer insanlara, en kısa zamanda bu konuda bir şeyler yapmaya çalışmak için | TED | وأتمنّى التوفيق لأوبري دي غراي والأشخاص أمثاله في محاولة فعل شيء حيال هذ الأمر في أسرع وقت |
| Gelecekteki uğraşlarınızda bu dengeyi korumanız için bol şans dilerim. | TED | وأتمنى لكم كل التوفيق في الحفاظ على هذا التوازن في سعيكم في المستقبل. |
| kitap turunda şans getirmez mi?" | TED | هل هي بطاقة لتمني التوفيق لي في جوله الكتاب ؟ |
| Tüm adaylara bol şans dilerim. | Open Subtitles | و أتمنى لكل المرشحين المؤهلين التوفيق والسداد |
| Süremizi aşmış durumdayız, çünkü çok geç kaldık. Film çekiminizin geri kalanında size şans dileriz. | Open Subtitles | لقد تأخرت على موعد لى, اتمنى لك التوفيق فى الفيلم |
| Bu ayın 13'ünde mezun olacaklar ve baştan çıkarıcı şehrimizi ziyarete geldiklerinde onlara bol şans ve başarı dileriz. | Open Subtitles | سيتخرجون في الثالث العشر لهذا الشهر ونتمنى لهم التوفيق والنجاح عندما يأتون لزيارة مدينتنا المغرية |
| Çocuklara oyun için şans dilemeye gideceğime söz verdim. Batıl inançları kuvvetli insanlar. | Open Subtitles | لقد أخبرت الرفاق أننى سأتمنى لهم التوفيق ، إنهم يؤمنون بالخرافات |
| Hak ettiğiniz şans ve mutluluğu bulmanız dileğiyle. | Open Subtitles | أريد أن أتمنى لكما كل التوفيق والسعادة التي تستحقانها |
| Şu Alman hakkındaki dedikoduyu duydum ve sana şans dilemek istedim. | Open Subtitles | لقد سمعت إشاعات ألمانيه أتمنى لك التوفيق |
| Ama burda olsa susmamı söylerdi, iyi şanslar dile ve kucaklar derdi. | Open Subtitles | ولكن ان كانت هنا ستطلب منى السكوت ستتمنى لكى التوفيق وتأخذك فى حضنها |
| İyi şanslar dilemem ve kucaklamam , ama... | Open Subtitles | لن اعطيكى الحضن الكبير ولن اتمنى لكى التوفيق |
| Bir ata köpek maması yedirmekte iyi şanslar. | Open Subtitles | أتمنى لكم التوفيق في محاولة جعل الحصان يتناول طعام الكلاب |
| Artık şef sensin. Lionel'le iyi şanslar. | Open Subtitles | أنت المسئول الآن أتمنى لك التوفيق مع ليونيل |
| Sana iyi şanslar dilerim ama ben de o p.çin ölmesini istiyorum. | Open Subtitles | أتمنى لكِ التوفيق لكني أريد هذا الوغد ميتاً أيضاً |
| Ve bugün beni dinlemekte gösterdiğiniz incelik ve sabrınız için hepinize teşekkür ederim. Teşekkürler, yolunuz açık olsun. | TED | وأشكركم للطفكم ولسعة صدركم باستماعكم لي هذا المساء. شكرا لكم، وأتمنى لكم التوفيق. |
| Çöpçatanlık sanatındaki yeteneklerin gerçekten inanılmaz. | Open Subtitles | أحسنتي يا امرأة مهاراتك في التوفيق بين الشباب ناجحة تماماً |
| Seni idare ederiz. İyi şanslar. Benim Şansa ihtiyacım yok. | Open Subtitles | ـ سوف نغطي غيابكِ، حظاً موفقاً ـ التوفيق للفاشلين |
| Bir daha görüşemezsek, araştırmanızda başarılar dilerim. | Open Subtitles | واذا لم نتقابل مجدداً أتمنى لك التوفيق فى أبحاثك |
| Ooh! Hatta ben itiraf edeyim sizi biraraya getirdiyse, bu eşleştirme işinde bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | حتّى أنا عليّ الإقرار بأنّه حتماً هنالك أمر مريب في مسألة التوفيق هذه |