Kutudan ton balığını alıp iyice yumuşayana kadar parmaklarımın arasında eziyorum. | Open Subtitles | أُخرج التونا من العلبة و أهرسها بأصابعي حتى تصبح ناعمةً للغاية |
- ton. ton balığı alalım. - Lütfen yeter bu kadar balık. | Open Subtitles | ــ تونا، يجب أن نشتري التونا ــ أرجوك، لا للمزيد من التونا |
Bir sürü ton balıklı sandviç söylüyorum. Sadece ton balığı yiyor. | Open Subtitles | لذا فأحضرت عدة شطائر تونا هذا ما كانت تأكله وقتها، التونا |
Balzamik soslu ızgara edilmiş kuşkonmaz ve Tuna tartar ister misiniz? | Open Subtitles | أترغب ببعض التونا وبعضاً من الهليون المشوي المشبّع بالخل البلسمي الخفيف |
Sudaki koridorları göremeyiz ve bir Tuna balığını, deniz kaplumbağasını veya bir albatrosu nelerin bir araya getirdiğini bilemeyiz | TED | لا نستطيع أن نرى الممرات ولا نستطيع أن نرى ماهذا الذي يجمع بين التونا ، والسلاحف وطائر القطرس |
Bunu yaptıktan sonra, bir vakum torbasına koyuyoruz, biraz deniz yosunu, biraz baharat ekliyoruz ve sarıyoruz ve ton balığı görümünü almaya başlıyor. | TED | بعد ان نقوم بذلك نقوم بتفريغ الهواء منه ووضع القليل من بذور البحر وبعض البهارات و من ثم نلفها هكذا لكي تبدو كما التونا |
Şimdi kilit nokta onun ton balığı gibi davranmasını sağlamak. | TED | والهدف الان هو جعلها تتفاعل و تتصرف كما التونا |
HC: Burada hatırlamak gereken kilit nokta, bu ton balığının gerçekten ne olduğu umrumuzda değil. | TED | هومارو كانتو : الفكرة الاساسية التي يجب ان نتذكرها دوما هو انه لا يهم ما هو مكون التونا |
Örneğin, bu hayvan fener balığı tarafından yenilir, fener balıklarını mürekkep balığı yer, mürekkep balıklarını ton balığı yer ve ton balığını da biz yeriz. | TED | مثلًا: سمك الفانوس يأكلها والحبار يأكل سمك الفانوس والتونا تأكل الحبار ونحن نأكل التونا |
Ama çok defa aklımıza geldi, çünkü her ton balığı pişirişinde çok hafif bir barut kokusu alıyorduk. | TED | وكنا نتذكرها في كل مرة كانت تطبخ التونا لنا ونشعر أن مذاقها مثل البارود |
Üstünde ton balığı resmi olan parayı kabul etmem. | Open Subtitles | أنا لا آخذُ أيّ مال بصورِ سمك التونا عليه |
ton balığı yemeyi ret ediyorum. | Open Subtitles | ارفض التواجد بمكان فيه سمك التونا الان ، هيا |
Hayır, bir dakika. Hep kızarmış ekmekle ton balığı yiyorum. | Open Subtitles | كلا، مهلاً، لطالما تناولت التونا والتوست. |
ton balıklı sandöviçini hazırlamak için tek tek kerevizleri doğradım yolun karşısından buraya getirdim ama karşılığında böyle mi... | Open Subtitles | لقد قطعت الكرفس والتوابل من أجل شطيرة التونا العفنة خاصتك... وسحبتها عبر الشارع من أجلك وليست لديك حتى الأخلاق... |
Aman Tanrım bu ton balığı eskimiş sünger tadında. | Open Subtitles | اووهـ،إلهي.. طعم هذه التونا كانها اسفنجه قديمه .. |
Ne kadar ton balığı yediğim kimin umurunda? Şunu çalkalar mısın? | Open Subtitles | من هو الذى يمكن ان يهتم في هذا العالم بكم التونا التى آكلها |
Böylece ilk defa bir Tuna balığının okyanus altındaki yolculuğunu ışık ve foton kullanarak gün batımı ve gün doğumunu ölçerek izleyebildik. | TED | وللمرة الأولى سنتمكن من مشاهدة رحلة سمك التونا تحت المحيط مستخدمين الضوء والصور الصوتية لقياس شروق وغروب الشمس |
Lütfen bana iki tane Tuna balığı verin. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | .من فضلك أعطني علبتين من سمك التونا .شكرا لك |
Benim yaşımdaki bir yengeç emekli olup,güneşlenmeli, deniz golfü oynamalı, Tuna colada yudumlamalı! | Open Subtitles | كبرت في السن و يجب أن يتقاعد انه وقت السمر لي أو لعب غولف البحر أو التمتع بسمك التونا |
Küçücük bir tonbalığı konservesi vardı, çok seviyordum ama sonra kenarını yalarken dilimi kesince bıraktım. | Open Subtitles | برغم أنه كان بها مذاق التونا الذي أحبه، ولكن جرحت لساني وأنا ألعق العلبة وعرفت أنه ينبغي أن أتوقف |
Ben orkinos balığı gibiyim. Hareket etmezsem, ölürüm. | Open Subtitles | أنا مثل سمك التونا ,يجب أن أتحرك و الا مت |