"التي أحببتها" - Traduction Arabe en Turc

• sevdiğin o
• sevdiğim bir
• boyunca sevdiğim
• Hayatımda sevdiğim
• Şimdiye kadar sevdiğim
• ve sevdiğim
• hoşlandığım
• sevdiğin kadının
• sevdiğim şeylerden

Sevdiğin insanları düşüneceksin, özellikle de sevdiğin o kadını...
ستنظر الى الناس الذي أحببتهم خصوصاً المرأة التي أحببتها

Rahibe olmakla ilgili sevdiğim bir diğer şey ise tedavilerinden sonra hastaları bir yıl ya da yıllarca görmekti çünkü nasıl değiştiklerini, hayatlarının nasıl geliştiğini ve onlara ne olduğunu görmek gerçekten harikaydı.
إحدى الأشياء التي أحببتها في وظيفتي كممرضة رؤية المرضى بعد سنة أو عدة سنوات بعد تلقيهم العلاج فكم كان رائعاً رؤية مدى التغير الذي طرأ على حياتهم وكم تطورت حياتهم وماذا حدث لهم

Ömrüm boyunca sevdiğim tek sakız şu Mickey Mouse makinelerinden gelendi.
العلكة الوحيدة التي أحببتها كانت تأتي مع آلة كرات علكة ميكي ماوس.

Biliyorsun ki sen Hayatımda sevdiğim tek kadınsın.
تعلمين بأنك الامرأة الوحيدة التي أحببتها

Ama seni seviyorum. Şimdiye kadar sevdiğim tek kızsın.
لكني أحبِك أنتِ الفتاة الوحيدة التي أحببتها

Benim için şehir planlamacı olmak yaşadığım ve sevdiğim şehri tamamıyla değiştirebilmek anlamına geliyordu.
بالنسبة لي، أن أصبح مخططة مدن كان يعني أنني أصبحت قادرة على عمل تغيير جذري في مدينتي تلك التي أحببتها وعشت فيها.

Kızlardan hoşlanmaya başlamadan önce bile hoşlandığım kız.
المرأة التي أحببتها قبل أن أحبُّ الفتيات حتى

Ancak, bütün o dâhiliğine rağmen sevdiğin kadının hayatını kurtaramadın.
و بعد كل هذا الذكاء لم تستطع إنقاذ حياة المرأة التي أحببتها

...şimdi neredeyse, sevdiğim şeylerden biri oydu.
أينما كانت كانت هذه واحدة من الأشياء التي أحببتها

Seni şu anda kabul edersem, sevdiğin o kadın olmayacağım.
لو قبلت عودتك الآن، فلن أكون الإمرأة التي أحببتها.

Seni şu anda kabul edersem, sevdiğin o kadın olmayacağım.
لو قبلت عودتك الآن، فلن أكون الإمرأة التي أحببتها. مذا عساي أن أفعل إذن؟

Benden, annemden ya da herhangi birinden daha fazla sevdiğin o değerli şirketinin varlığına son vereceğim.
شركتكَ الثمينة التي أحببتها أكثر مني أو والدتي أو أيّ شخص آخر لسوف تُزول من الوجود

Okumayı sevdiğim bir şiir gibi
هو مثل الشعر عن الطرقات التي أحببتها دائماً

Yeni bir suç teorisi geliştirdim, giderek sevdiğim bir teori.
لقد طورت نظرية جديدة عن جريمة القتل و التي أحببتها كثيرًا

Yarıştan sonra padok biraz sevdiğim bir şeydi.
اكثر الرهانات التي أحببتها كان الترويض قبل السباقات

Hayatım boyunca sevdiğim kız bana böyle davranmamalıydı.
لم تكَ لتعاملني بهذه الطريقة الفتاة التي أحببتها طيلة عمري

Hayatım boyunca sevdiğim kız bana böyle davranmamalıydı.
حسناً ، الفتاة التي أحببتها طوال حياتي لن تعاملني أبداً بهذه الطريقة.

Hayatımda sevdiğim ya da saygılı davrandığım tek yaratık muhabbet kuşu oldu.
والمخلوقات الوحيدة التي أحببتها حقًّا وعاملتها بشرف هي الببغاءات الاستراليّة.

Hayatımda sevdiğim tek kadın bana 10 yıl hapis cezası aldırttı.
المراة الوحيدة التي أحببتها خانتني بعد عشر سنوات، بدون أي تأنيب ضمير

Şimdiye kadar sevdiğim tek kız oldun.
أنتِ الفتاة الوحيدة التي أحببتها يوماً

Hücre arkadaşlarıma elveda dedim ve sevdiğim kadınla buluşmak için ayrıldım.
ودّعت أصدقائي بالزنزانة، ورحلت مع المرأة التي أحببتها.

Uzun zaman sonra hoşlandığım ilk kız ve hangi hastalıklara yatkın olduğumuzu da biliyorum gırtlak kanseri ve bağırsak iltihabı.
هي الفتاة الأولى التي أحببتها منذ فترة طويلة وأنا اعلم أي الأمراض نتعرض لها وراثياً السرطان والتهاب القولون

Ve şimdi de sevdiğin kadının hayatına mal oldu.
والآن كلفك حياة الأمرأة التي أحببتها

Seninle ilgili sevdiğim şeylerden biri de bu.
أنها واحدة من الخـِـصال التي أحببتها في شخصيتـُـكِ