"التي تأتي" - Traduction Arabe en Turc

    • gelen
        
    • giren
        
    • getirdiği
        
    • gelişinde
        
    Yan taraftan ortaya doğru gelen bölümleri burada rahatlıkla takip etmek mümkün. Open Subtitles من السهل رؤية أجزاء الفك العلوي.. أو تلك التي تأتي من الجوانب.
    Yerimi bulmaktı ve bu bağlantıyla gelen muazzam sorumluluktu. TED كان يعثر على مكاني والمسؤولية ضخمة التي تأتي مع الاتصال.
    Seni sürekli uyaran sinyaller yok ve bununla gelen aklının gerisindeki kaygı bulutu da yok. TED ليس لديك همهمة المؤثرات الخارجية، التي تأتي دائماً مع خلفية من هواجس القلق.
    İki çeşit mahmuz vardır, dostum kapıdan giren ve camdan giren. Open Subtitles هناك نوعان من المكافآت يا صديقي هذه التي تأتي من الباب والأخرى التي تأتي من النافذة
    Sen ne zannediyorsun, basit ve sıradan bir cevap vererek, beraberinde getirdiği tüm o ödüllerle birlikte işi alabileceğini mi? Open Subtitles لماذا تتوقع أنك ستفوز بهذه الوظيفة؟ مع كل المكافآت التي تأتي معها والتيستقتلمن أجلها، من خلال منحهم إجابة بسيطة مكتوبة؟
    Çünkü bir dahaki gelişinde Dayumae'yi selamlayabilmek istiyor. Open Subtitles لأنه يريد أن يكون قادر على تحية دايماي في المرة القادمة التي تأتي فيها إلى هنا
    Bunun gibi zorlayıcı değişimle gelen sosyal ve ekonomik problemler akıllara durgunluk veriyor. TED المشاكل الاجتماعية والاقتصادية التي تأتي مع تغيير عنيف كهذا تحير العقل.
    Her yıl gelen milyolarca ziyaretçisiyle bir gelecek müzesi icat etmek için en iyi yerlerden birisi. TED مع ملايين الزوار التي تأتي كل سنة، هي في الواقع واحدة من أفضل الأماكن في محاولة لاختراع المتحف في المستقبل.
    Ve eğer Çin' den gelen rakamlar, şu an göründüğü gibiyse bu 40 yıl da sürmeyecek. TED وإن كانت الأرقام التي تأتي من الصين مثل أي شئ كما تبدو الآن، فلن يستغرق الأمر 40 عاماً.
    Aklımıza o anda gelen imgeler eriyen buzullar ve buz kütleleri üzerinde akıntıya kapılan kutup ayıları. TED الصور التي تأتي سريعًا إلى العقل هي تلك الأشياء مثل تراجع الأنهار الجليدية والدببة القطبية علي جرف الجبال الجليدية.
    Tuvalete bağlı fıçı tapasından gelen sudan başka içilecek su yok. TED لا توجد مياه للشرب، سوى تلك التي تأتي من حنفيّة متّصلة بالمرحاض.
    Herkesin yukarıdan gelen emirleri takip etmesi beklenirdi. TED كان يفترض بالجميع أن ينفذوا الأوامر التي تأتي من الأعلى.
    Bu anda, güçlü hikâye anlatıcılığının sadece bizi birbirimize bağlama gücünü değil, bu güçle gelen sorumlulukların da farkına vardım. TED في هذه اللحظة، لم أدرك فقط القوة التي يمتلكها راوي القصص لربطنا جميعنا كبشر بل المسؤولية التي تأتي مع هذه القوة.
    Ahlaki bir uyanış anında olduğumuza inanıyorum. Eski mutlakların çöktüğü zaman gelen türden bir uyanış. TED أؤمن بأننا في لحظة صحوة أخلاقية، من النوع التي تأتي عندما تنهار المعتقدات القديمة.
    Yaprakları, sis ve pus şeklinde gelen çözünmüş besinleri alabilecek şekilde adapte olmuştur. TED ولكن بدلا من ذلك, انها أوراقها التي يتم تكييفها لاعتراض المغذيات المذابة التي تأتي لهم في شكل ضباب.
    Aynı yerlerden gelen... ...eti yiyiyoruz. TED و نحن أيضا نأكل اللحوم التي تأتي من بعض نفس هذه الأماكن.
    Bu da bu işle beraber gelen imtiyazlardan biri. Open Subtitles إنها إحدى الإمتيازات التي تأتي مع هذه الوظيفة
    Demek ki medeni, demokratik ve özgür bir ülkenin 3'te 2'si yüksek otoriteden gelen her türlü emri yerine getirme kapasitesine sahip. Open Subtitles هذا يعني أنه في الديمقراطيات المتمدنة والبلاد الليبرالية ثلثي الناس مؤهلون لتنفيذ أي أوامر التي تأتي من السلطات العليا
    Deden, eve giren kuş bir melektir derdi. Open Subtitles جدك كان يقول أن العصفورة التي تأتي إلى بيتك تكون ملاكاً
    Dövmeden duyduğu pişmanlıkla o kapıdan ilk giren sen değilsin. Open Subtitles لستي الوحيدة التي تأتي نادمة على نقش الوشم
    Medya 54 milyonun beraberinde getirdiği baskıyı anlayamıyor. Open Subtitles الأشخاص مثل وسائل الإعلام غير مدركين كمية المشاكل والضغوط التي تأتي مع عقد بـ54 مليون دولار
    Bir dahaki gelişinde, paramı ödesen iyi olur. Open Subtitles المرة القادمة التي تأتي إلى هنا يجب أن تكون آتيا لتدفع لي المال

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus