Sahip olduğum tek arkadaşımı bile ben seçememişim. Biliyorum. | Open Subtitles | الصديقة الوحيدة التي حظيت بها لمْ تكن صديقتي باختياري حتّى |
Bir çalışan olarak Sahip olduğum ayrıcalıklar burada yaşarken sahip olduklarımla pek aynı değil. | Open Subtitles | كموظفة، لم تعد لي تلك الإمتيازات التي حظيت بها عندما كنت أعيش هنا |
- Sahip olduğum tek karım oydu. | Open Subtitles | إنها الزوجة الوحيدة التي حظيت بها |
Sahip olduğum tek aileydi. | Open Subtitles | كانوا الأسرة الوحيدة التي حظيت بها قطّ. |
(Kahkahalar) Fakat bir düşünün; benim Sahip olduğum eğitim fırsatlarına sahip olmamış bu adamlar, ithaf ettikleri yardımlarıyla, hukukta yüksek lisans öğrencisi vasıfları elde etmemi sağladılar. | TED | (ضحك) ولكن لنفكر في الأمر. هؤلاء الرجال، الذين لم يكن لديهم الفرص التعليمية التي حظيت بها ساعدوني على الحصول على مؤهلات عليا في القانون بمساعدتهم المتفانية. |
Nolan, şirketin, çalıştığın her şey eğer Sahip olduğum tek gerçek aileyi incitecekse bir anlamı yok. | Open Subtitles | نولان)، شركتك ) كل ما عملت من اجله لا تعني شيئ، لو آذت العائلة الحقيقية الوحيدة التي حظيت بها |