Her bekâr ve akıllı genç kızın yapması gerekeni yaptım-- On sekiz yaşında evlendim. | TED | فعلت ما يمكن أن تفعله كل شابة عزباء واعدة تزوجت في عمر الثامنة عشر |
On sekiz yaş, aldatmak için güzel bir yaştır. | Open Subtitles | الثامنة عشر هو العمر الذي يُحوّلك إلى شخصين في الوقت ذاته. |
On sekiz yaşımdan beri bu balinayla birlikteyim ve dört yavrusunu da doğurmasını izledim. | Open Subtitles | لقد كُنتُ مع هذا الحوت مُنذُ أن كُنتُ فى الثامنة عشر.. ورأيتها تحظي بأطفالها الأربعة. |
Zaten, on sekizine kadar hapse atamazlar. | Open Subtitles | على أيـه حـال , لايــمكنهم أن يـضعوك في السجن حتى تــصبح في سـّن الثامنة عشر |
Ben ve Jason on sekizine geldi ama savaş hâlâ devam ediyor. | Open Subtitles | الحرب ستزال مُستمرة عند بلوغ ـ (بين)و(جاسون) سن الثامنة عشر |
On sekizime kadar yetimhanedeydim. | Open Subtitles | كنت في دار أيتام حتى عمر الثامنة عشر. |
Evden ayrıldığımda On sekiz yaşındaydım anneme de odamı dikiş odasına çevirmesini söylemiştim ama yapmadı bir türlü. | Open Subtitles | غادرت المنزل وأنا في سن الثامنة عشر وكنتُ دوماً أخبر والدتي بأن تحوّل غرفتي إلى غرفة خياطة ولكنها لم تشرع بفعل الأمر |
On sekiz yaşında komşusunun köpeğini öldürmüş. | Open Subtitles | في السن الثامنة عشر, قتل كلاب جيرانه... ؟ |
On sekiz yaşındaydı. | Open Subtitles | كانت في الثامنة عشر |
Ben de Vanessa'ya sen On sekiz yaşına girdiğinde hayatına gireceğimi söylemiştim ama sonra vefat etti. | Open Subtitles | ذاك الحين , ولقد أخبرت (فانسا)أنه حين تبلغين الثامنة عشر ...سأعود لحياتكِ , لكن لكنها توفيت حينها |
- On sekiz mi? | Open Subtitles | الثامنة عشر ؟ |
Neredeyse on sekizine basacak. | Open Subtitles | -إنها أوشكت على إكمال الثامنة عشر |
On sekizime gelene kadar bu bir alışkanlıktı! | Open Subtitles | إنها عادتي قبل أن تجاوز الثامنة عشر |