yılan balığı veya balıklardaki yüzme özelliği; memeliler, kediler ve insanlardaki dört ayaklı hareket arasında mükemmel bir bağlantı kurar. | TED | فهو يُشكل رابطا بين السباحة، كما تجد ذلك في الثعابين أو السمك، وذوات القوائم الأربعة، كما ترون ذلك في الثدييات |
Egzotik yılan zehirlerini sakladığım çantama nasıl baktığını gördünüz mü? | Open Subtitles | ,ورأيت الطريقة الذى يسعى بها لحقيبتى حيث ابقى الثعابين السامة؟ |
- Onlar çıkmadan önce gidip şu yılan yuvasını bozalım! | Open Subtitles | سنذهب ونسحق وكر الثعابين هذا قبل أن تخرجوا من الأرض. |
Genellikle keme yılanı gibi büyük yılanları tüketirler; hatta kobraları bile yerler. | TED | وعادة ما يأكلون الثعابين الكبيرة مثل الثعابين الفئران، او حتي الكوبرا نفسها |
yılanların kamuflajı mükemmel ama ağır çekimde görüldüğü gibi kuşların refleksleri de öyle. | Open Subtitles | إنّ تمويه الثعابين رائع وكذلك ردود أفعال الطيور بينما هذه الطلقة السريعة تكشف |
Tahtadan olmadıkları sürece yılanlara kurşun işlemez ama kafatasçının küçük kukla elemanlarına ise? | Open Subtitles | الثعابين يمكنها التعامل مع الرصاص، طالما ليسو أوتاد لكن طفل الجمجمة دمية صغيرة؟ |
Hiç bir şey hissetmeyen, bıçakları, ateşi, hiç bir şeyi hissetmeyen bir at. Ve seni yılanlarla buluyorum. | Open Subtitles | لا يخاف من السكاكين أو الشعلات ، أو أي شيء وفجأة أجدك مع الثعابين |
Veya iki yılan tarafından korunan bir barbekü sosu şişesi. | Open Subtitles | أو زجاجة صلصة الشواء حراسة من قبل اثنين من الثعابين. |
Bir keresinde bir köleyi tabak düşürdü diye balık havuzundaki yılan balıklarına yem edecekti. | TED | فقد حاول مرةً إطعام أحد العبيد إلى الثعابين في حوض الأسماك لمجرد إسقاط طبق. |
Ama bu yılan balıkları, dolunay olduğu gecelerde çiftleşmek için çıkarlar ve dolunay ışığı suyun altına maviyi yansıtır. | TED | ولكن هذه الثعابين تخرج للتزاوج تحت ضوء القمر المكتمل، وتتحول تلك الليلة المقمرة تحت الماء الي اللون الازرق. |
- Amazon'da ne yapıyordun? - yılan arıyordum. | Open Subtitles | ماذا كنت تفعل فى الامازون أبحث عن الثعابين |
Bu kız yılan gibi zeki. | Open Subtitles | هذه الفتاه لها حكمه الثعابين هيا أختاروا |
Bir çıngıraklı yılan avı varmış, bunu haber yapmanı istiyorum. | Open Subtitles | سيقيمون مهرجان لصيد الثعابين وأريدك أن تغطى هذا الحدث |
Bir çıngıraklı yılan avı. Ne harikulade, değil mi? | Open Subtitles | صيد الثعابين ثم إعدادهم كوجبات حسناً ، ومزجهم بالزنجبيل ؟ |
Suya girmeden birkaç tane taş atın. yılanları korkutmak için. | Open Subtitles | فلتلقوا بضعة أحجار قبل ذهابكم للسباحة، أعطوا الثعابين إنذاراً عادلاً. |
Mercan yılanları güney Amerika'da, fakat kral olanlar Panama gibi yerlerde. | Open Subtitles | الثعابين المرجانية من أمريكا الجنوبية، ولكن وجدت الملكية في، مثل، بنما |
Çıngıraklı yılanları boş verin. Burada daha iyi bir şey yakaladık. | Open Subtitles | انس أمر مهرجان الثعابين لدينا هنا شيء أفضل |
Bu fotoğraf, size bazı yılanların boyları hakkında fikir verebilir. | TED | هذا يعطيك فكرة عن حجم بعض هذه الثعابين. |
Ve bir Yılanın ruhuna sahip her akıntı bütün yılanların ruhları, büyük nehirde buluşacak ve her biri bir tane olmak, en büyüğü olmak bütün ruhların en büyüğü olmak için . kendi etrafında kıvrılacak. | Open Subtitles | .. و كل تيار له ثعبان روحها وجميع الثعابين روح لقاء في نهر كبير وتطور في مختلف أنحاء بعضها البعض |
Akreplere ve yılanlara hükmetmem için bana bu asayı vermiştin ama Tanrı onu Krallara hükmedecek bir değnek yaptı. | Open Subtitles | أنت أعطيتنى هذه العصا لأحكم بها العقارب و الثعابين لكن الله وضع بها مقدره لأحكم بها على الملوك |
Eğer seninkilerle rekabet edecek olursam bunun, yeryüzü,ateş ve yılanlarla ilgili olması lazım. | Open Subtitles | حتي تنافس باغانيك لابد ان تكون عن الارض,الثعابين او النار |
Çok teşekkürler. Biliyorsun, birçok insan yılandan korkar. | TED | انت تعلم ان الكثيرين مرعوبون من الثعابين |
Yılana benzeyen şeyler sadece dili. Bu hayvanlar kocaman! | Open Subtitles | الثعابين هي فقط ألسنة هذا الشيء هذه الحيوانات ضخمة |
Farklı tür bir yılanla baglantılı. | Open Subtitles | ولكنها انها مرتبطة إلى نوع مختلف من الثعابين |
Ağlayan Sülükler ne kadar kötüyse siste onları bekleyen şey de o kadar kötüydü. | Open Subtitles | ولكن كخبر غير سار الثعابين .. لا يمكنهم أن يكونوا اخطر من الشئ الغير السار الخارج من الضباب |
Hasta bir adamdım. Pembe yılanlar yerine payıma duman düştü. | Open Subtitles | لقد كنت رجلا مريضا, وبدلا من الثعابين الوردية, ارى ضباب |
Beni yılanlardan korumak için elinde büyük bir değnek taşırdı. | Open Subtitles | هو دائماً كان يمسك عصا كبيرة لكي يحميني من الثعابين |