Bir anda o hatırlayamadığı bir kaç saniye bir kaç saate dönüştü. | Open Subtitles | لذا فجاة فإن هذه الثواني القليلة التي نسيها ، تحولت لعدة ساعات |
Bir CAPTCHA yazarkenki 10 saniye içinde, beyniniz muhteşem birşey yapıyor. | TED | بينما تقوم بكتابة الكابتشا، وخلال تلك الثواني العشر، فإن دماغك يقوم بأمر مذهل. |
Beyniniz henüz bilgisayarların yapamadığı birşeyi yapıyor. Peki size bu 10 saniye içinde bu faydalı işi yaptırabilir miyiz? | TED | يقوم دماغك بأمر لا تستطيع الحواسيب إلى الآن القيام به. فهل نستطيع دفعك إلى عمل شيء مفيد خلال تلك الثواني العشر ؟ |
Bu tüyler üzerindeki art arda dokunuşlar arasındaki saniyeleri sayar. | TED | تقوم بعد الثواني بين مرات اللمس المتتابعة لتلك الشعيرات. |
Hayır, burada bulunduğum yedi saniyede henüz bir şey bulmadım, tamam mı? | Open Subtitles | لا، لم أجد شيئاً بعد خلال الثواني السبعة التي قضيتها هنا، حسناً؟ |
Yataktan çıkmaya çalıştığınız ilk üç saniye sizi kahredebilir. | TED | تشبه تلك الثواني الثلاث الأولى عندما تقوم بإجبار نفسك على مغادرة السرير نشبه الضربة. |
saatinin kırılmasıyla biliyoruz. Annesi bana saati gösterdi hala saniye kolu iyimser bir şekilde yukarı doğruydu | TED | أرتني والدتها الساعة وعقرب الثواني مازال يشير بتفاؤل للأعلى باتجاه 5:18 والتي لن تأتي أبداً. |
Enerjinin şok dalgası, ilk birkaç saniye içinde ateş topunun etki alanının birkaç kilometre ötesine geçecektir. | TED | صدمة الطاقة من شأنه أن ينتقل عدة كيلومترات وراء نصف قطر كرة النار في الثواني القليلة الأولى. |
Otuz saniye sonra yapacağınız şey hayatınız boyunca sizi takip edecek. | Open Subtitles | أياً كان ما ستفعلونه في الثواني ال30 المقبلة |
10 saniye daha bekleyeceğim ve yalnız gideceğim. | Open Subtitles | أنا، ليرة لبنانية الانتظار عشرة المزيد من الثواني وبعد ذلك، ليرة لبنانية تذهب وحدها. |
Ama bu belirtilerin hepsi birkaç saniye içinde ortaya çıktı. | Open Subtitles | أعني، الشيء بأنّ هم جميعا متطور في مسألة الثواني. |
Bu fotograf olaydan bir kaç saniye sonra çekildi. | Open Subtitles | هذه الصورةِ أُخِذتْ الثواني بعد إطلاق النار. |
saniye kolu bir tur atacaktı. | Open Subtitles | 60ثانية قبل الانفجار,دورة واحدة لعقرب الثواني |
Ama eğer hastanemde bir yatak istiyorsan, beş saniye içinde, ya kira çeki ver ya da kalp krizi geçir. | Open Subtitles | لكن إن أردت سريراً في مستشفاي يجب أن يكون لديك شيك إيجار أو انسداد تاجي في الثواني الـ5 القادمة |
Ama kadın umursamazdı... çünkü onun gitmesi için saniyeleri sayıyor olurdu. | Open Subtitles | لكن لن تكون مكترثة بذلك و من المحتمل انها تعد الثواني حتى يرحل |
Çatıda saniyeleri sayacağız. | Open Subtitles | سيكون رائع نقوم في عد الثواني من على السطح |
Bir kaç yıl önce bu sayaçlar sokak köşelerinde ortaya çıktığından beri çok gerginim çünkü nihayet bir arabanın altında kalmadan önce yolu kaç saniyede geçmem gerektiğini biliyorum. | TED | وعندما بدأت هذه العدادات في البزوغ منذ عامين على جانبي الطرقات، فلقد كنت سعيدًا، وذلك لأنني أخيرًا علمت كم عدد الثواني الباقية لكي أقطع الشارع قبل أن تصدمني سيارة. |
O kadar zor değil. Çoğunuzun çocukları bunu ellerine aldıkları ilk 10 saniyede anlıyorlar. | TED | إنها ليست صعبة إلى هذا الحد. معظم أولادكم يكتشفوا هذا في الثواني العشر الأولى من استلامهم لها. |
Paniği önlemek ve hayatınızı kurtarabilecek olan o birkaç saniyeyi kullanmayı öğrenmek için bu şart. | Open Subtitles | من أجل تفادي الذعر, وإستغلال تلك الثواني القليلة الّتي قد تنقذ حياتك. |
Son ayrılığın için, hak ettiği üç saniyelik şoku yaşadığımızı düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننت أنّنا قدمنا لأنفصالك الأخير الثواني الثلاث المستحقة من الصدمة. |
Duluth, Hawks bölgesine girdi kazanmak için bir şans arıyor. Bitime sadece Saniyeler kaldı. | Open Subtitles | وهم يبحثون عن فرصة للفوز في الثواني الٔاخيرة |
Ve o saniyelerde, copilotumla tartıştığımı hatırlıyorum. | Open Subtitles | , و في هذه الثواني أتذكر جدالي مع مساعد الطيار |
Son saniyelere girerken Otters baskısını artırıyor. | Open Subtitles | "الثواني الاخيرة هنا بينما يتقدّم القنادس نحو الفوز." |
Görüşmenin birkaç saniyesini yakalayabildim. | Open Subtitles | ماذا لديكِ؟ تمكنت من إستخراج الثواني الاخيرة من المحادثة. |