"الجبهة" - Traduction Arabe en Turc

    • ön
        
    • cepheye
        
    • Cephe
        
    • Cephesi
        
    • cephede
        
    • cephesinde
        
    • cepheden
        
    • önünde
        
    • Bloc
        
    • DSC
        
    • FLN
        
    • alın
        
    • cephesindeki
        
    • önde
        
    • öne
        
    En az on. ön ve arka bahçede ve evin çevresinde adamlar olsun. Open Subtitles على الاقل عشرة سنحتاج لمراقبة على الجبهة و الساحة الخلفية و الاحياء المجاورة
    Lahanacıların elinde, cepheye sürecek yaşlılar ve çocuklardan başka kimse kalmamış. Open Subtitles سمعت أن الجنود الألمان على الجبهة أطفال و كبار السن فحسب
    Düşman Lublin ile Brest-Litovsk arasında tüm Cephe boyunca saldırıyor. Open Subtitles اٍن العدو يهاجم بطول الجبهة هنا بين لوبلان وبريست ليتوفسك
    Bu defaki amaç Doğu Cephesi'nin ihtiyacı olan kışlık giysi tedarikiydi. Open Subtitles هذا المشهد من دعاية لجمع ملابس شتوية لصالح جنود الجبهة الشرقية
    cephede kesip biçerek ilerleyen muharip cerrahlarımızın komik hallerini seyredin. Open Subtitles تابعوا مغامرات جراحّينا الحربيّين بينما يقصّون ويقطبون سبيلهم على الجبهة
    1945 yazının başlarında Japonlar Pasifik cephesinde geri çekilmeye başlamışlardı. Open Subtitles بداية الصيف 1945 القوات اليابانية كانت تتراجع عن الجبهة الأطلسية
    İşlerimizi halletmeleri için, cepheden asker mi getirmemiz gerekiyor? Open Subtitles يجب علينا أن أستدعاء القوات من الجبهة الأمامية لنقوم بهذه المهمة بأنفسنا؟
    Burun deliklerinde ve elbisesinin önünde yüksek yoğunlukta... metalik kalıntı var. Open Subtitles تركيز عال من بقايا معدنية في أنفه وعلى الجبهة من الملابس.
    Sürecim iklim değişikliğinin ön saflarında bulunan yerlere seyahat ederek başlar. TED تبدأ عمليتي بالسفر إلى تلك الأماكن على خط الجبهة مع التغير المناخي.
    ön kesim yeri o kadar kısa ki dizkapaklarını görebilirsiniz. Open Subtitles قصير جداً خاصة عند الجبهة يُمكنك أن ترى رقبتها
    Belgeler, onun daha sonra cepheye transfer için başvurup reddedildiğini kanıtlıyor. Open Subtitles الوثائق تؤكّد أنه قدّم طلباً لاحقا لنقله إلى الجبهة والذى ُرفض
    Ama Kanada bölüğünün bugün cepheye gitmeye hazır bir birliği var. Open Subtitles لكن لدي مسودة واحدة للقوات الكندية جاهزة للذهاب إلى الجبهة اليوم
    Posta kutumuza genel seçimler sırasında gelen bir broşürü hatırlıyorum, üzerinde Ulusal Cephe partisinin bizim bölge adayının resmi vardı. TED وأتذكر أنه أثناء الانتخابات العامة أُلقي منشور في صندوق البريد خاصتنا مع صورة لمرشّح الجبهة الوطنية لمنطقتنا.
    Cephe hattındaydın, Balkan Savaşlarını aktarıyordun, tahminimce 25 yıl önce. TED كنتي مراسلة على الجبهة فى حرب البلقان منذ 25 عام مضى.
    Şehirde, Doğu Cephesi'nden gelen çok sayıda sığınmacı vardı. Open Subtitles كانت المدينة تعج باللاجئين الذين أتـوا فارين مـن الجبهة الشرقيـة
    Ne var ki Doğu Cephesi'nde, tamamiyle farklı bir durum sözkonusuydu. Open Subtitles لكن على الجبهة الشرقية كان الأمر مختلف تماماً
    Yüzbaşı, General'den acil haber geldi! cephede bize gerek varmış. Open Subtitles أيها القائد، أخبار مستعجلة من الجنرال نحن مطلوبون في الجبهة
    Almanya Batı cephesinde büyük bir taarruz başlatır, ama müttefikleri parçalanmaya başlar. Open Subtitles ألمانيا تشن هجوم ضخم على الجبهة الغربية لكن حلفائها يبدأون في الانهيار
    cepheden uçurulup eve gitmeleri söylendi. Open Subtitles يتم إطلاقها في الجبهة و إخبارها أن تعود للديار
    Bizi birinci sınıf kaburgaların önünde sıraya dizdiler. Open Subtitles لقد وضعونا على الجبهة فى الخطوط الامامية
    Adada kalan tek nükleer tuzdan arındırma tesisi Bloc füzeleri tarafından yok edildikten altı gün sonra bu anlaşma imzalandı. Open Subtitles و حدثت إعادة التوحيد بعد ستة أيام.. من تدمير محطة التحلية النووية الوحيدة في الجزيرة بصواريخ أطلقتها "الجبهة".
    Yangınları ve sorumlu olan insanları kınadım ve DSC'yi dağıttım. Open Subtitles لقد ذممت الحرائق والشخص المسؤول عنها ولقد حللت الجبهة للتو
    Kaçarsın, hapishanede FLN in sana verdiği adrese gidersin ve içimize sızarsın. Open Subtitles ثم تهرب، وتقصد العنوان الذي تأخذه من الجبهة في السجن وتنضم إلينا
    Bu harika alın ve bakışlarla neler başaracaksın kimbilir! Open Subtitles من يدرى ماذا يحدث لتلك الأبتسامة وتلك الجبهة
    O gün, Batı cephesindeki en kanlı gündü. Open Subtitles لقدكـانأكثريوم دموي في الحرب على الجبهة الغربية
    Burdan biraz daha önde bulunan ikinci kampa tırmanıyoruz. TED ومن هنالك بدأنا بالتسلق إلى المخيم الثاني والذي هو كنوعٌ من خطوط الجبهة
    Sağ elin, başparmağın öne gelecek şekilde sağ koltuk altında. Open Subtitles ومن يده اليمنى تحت الإبط الأيمن، الإبهام في الجبهة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus