| Babam da VIP bileti var ama en iyi kısmı bu değil. | Open Subtitles | ,أبي لديه مقاعد لكبار الشخصيات أصلاً و لكن هذا ليس الجزء الأفضل في الموضوع |
| Sovyetler Birliği'nin yıkılmasının en iyi kısmı neydi, biliyor musunuz? | Open Subtitles | أتعرف ماهو الجزء الأفضل في سقوط (الاتحاد السوفييتي)؟ |
| Babamın şirketini devralmamın en güzel kısmı artık güçlü, beyaz bir erkek olmam. | Open Subtitles | الجزء الأفضل في تولي شركة أبي... أنا الآن ذكر أبيض قوي، وأحب ذلك. |
| Gecenin en güzel kısmı buydu. | Open Subtitles | كان الجزء الأفضل في الليلة. |
| Doktor olmanın bence en iyi yanı ne biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف ما الجزء الأفضل في كون المرء طبيبًا حسب ظنّي؟ |
| Kaka toplamak bir yana, gizli göreve çıkmak işimizin en güzel yanı. | Open Subtitles | دع لعب الكلاب جانباَ العمل المتخفي هو الجزء الأفضل في وظيفتناَ |
| Belediye bayraklarının en iyi yanı onları sahiplenmemiz. | TED | الجزء الأفضل في أعلام البلديات هو أننا نمتلكهم. |
| Bu hikayenin en iyi yanı; o, Bilgelik Ağacı Kurumu'na eğitmen olarak diğer insanların da hayatını değiştirebilmek için döndü. | TED | الجزء الأفضل في قصتها أنها عادت الآن إلى "بودي تري" كمدربة تعمل بإخلاص لتحدث تغييرًا في حيوات الآخرين مثلها. |
| Gabrielle için biriyle seks yapmanın en iyi yanı onların duygularının nasıl da çabucak takıntıya dönüşebildiğini görmekti.. | Open Subtitles | و لـ (جابرييل) الجزء الأفضل في ممارسة الجنس مع رجل ٍ جديد هو رؤية مدى السرعه |
| Tıp fakültesinin en güzel yanı buydu. | Open Subtitles | لقد كان الجزء الأفضل في كلية الطب |