"الجزء الوحيد" - Traduction Arabe en Turc

    • tek parçası
        
    • tek parça
        
    • tek kısım
        
    • tek kısmı
        
    • tek yer
        
    • tek bölge
        
    • tek bölümü
        
    • tek tarafı
        
    Yüzümün tümör olmayan tek parçası onlar. Open Subtitles أنه الجزء الوحيد في وجهي حيث لا يكبر الورم
    ailesini severdi ama, en çok penisini severdi gerçek bir işi olan tek parçası odur. Open Subtitles لكن الأهمّ من ذلك أحبقضيبه، الجزء الوحيد الذي كان له وظيفة فعلية
    Gerçekten bunu yapar mıydın? Ondan kalan tek parça ben olduğum halde? Open Subtitles هل ستفعل هذا حقاً لو أنني الجزء الوحيد المتبقي منها ؟
    Burası bataryayla desteklenen tek kısım. Ama bu tedarikçiye idare sağlıyor, TED هذا هو الجزء الوحيد الذي تغطيه البطارية. لكن ذلك يعطي تحكم للمزود،
    Suratının hareket edebilen tek kısmı orası. Open Subtitles إنه الجزء الوحيد من وجهها الذي يمكنها أن تحركه
    Çünkü onun masadayken görebileceği tek yer orası! Open Subtitles لأن ذلك الجزء الوحيد الذي يمكن أن يراه وهو على المنضضة
    Ayrıca burası ülkede 6 farklı bayrağın dalgalandığı tek bölge yani kültür, hurafe ve törelerin karıştığı bir bölge. Open Subtitles هذا هو الجزء الوحيد من الريف الذي ترفعفيه6أعلام,لذا ... إنه مزيج من الثقافات و الخرافات التي هنا
    Fakat yolculuğumun, büyüten ve rahatsız edici tek bölümü annemle evdeki hayatım değildi. TED لكن حياتي مع أمي في البيت لم تكن الجزء الوحيد الشاق في حياتي.
    İlişkimizin düzgün giden tek tarafı. Open Subtitles انه الجزء الوحيد من العلاقة الذي ينجح
    İşte yapbozun yerini bulamadığınız tek parçası bu. Open Subtitles لقد كان هذا الجزء الوحيد الذي لم تُحكِموا وضعه بمكانه
    Çevrenin kontrol etmediğiniz tek parçası insanların yaşadığıymış. Open Subtitles إنّه الجزء الوحيد من البيئة الذي لم تتفقداه الناس الذين يعيشون فيه
    Cesedin bulunamayan tek parçası oydu. Open Subtitles ذلك كان الجزء الوحيد الذي لم يُعثر عليه أبدا
    Bütüne uymayan tek parça sensin Derek. Open Subtitles أنت الجزء الوحيد الذي لا يتوافق هنا ، "ديريك"
    Bu tek parça beni endişelendiriyor. Open Subtitles هذا الجزء الوحيد يجعلني متوتر
    Elimizdeki tek parça, Astsubay Hanson, kuduz olabilecek bir köpek sayesinde şu anda parçalar halinde yatıyor. Open Subtitles الجزء الوحيد الذي نملكه هو ضابط الصفّ (هانسون)، وهو حاليا ممدد كأجزاء...
    Dilekçemizdeki tek kısım o olsaydı problem olabilirdi. Open Subtitles ستكون مشكلة لو انها الجزء الوحيد من الملخص
    Burada sana benzemeyen tek kısım, senin başarmış olman. Open Subtitles الجزء الوحيد الذي هو ليس أنت هو أنك نجحت
    Söylemediği tek kısım eğer beraber olursak bana kötü bir şey olacağını düşündüğün o çılgın fikir. Open Subtitles الجزء الوحيد الذي لم تنشره هو تلك الفكرة المجنونة بأننا لو عدنا سويًّا سيحدث لي مكروه
    Sadece kendi adıma konuşabilirim ama vaaz ayinin bizim dilimizdeki tek kısmı ama bazen anlaşılmıyor bile. Open Subtitles أنا أتحدّث من وجهة نظري ولكن الخُطبة هي الجزء الوحيد في الصلاة باللّغة الانجليزية
    Vücudumun ağrımayan tek kısmı sol elim. Open Subtitles الجزء الوحيد الذي لا يؤلمني من جسمي هو يدي اليسرى
    O, bu ilişkinin gerçekten olmuş tek kısmı. Open Subtitles إنه الجزء الوحيد الحقيقى فى هذه العلاقة الذى قد حدث بالفعل
    Yanmamış tek yer oralar ve tek şüphelimiz kurbanlardan biri. Open Subtitles وهي الجزء الوحيد الذي لم يحرق, ومشتبهنا الوحيد كان مع الضحايا.
    Yani bu küçük alan, Atacama'da hayatın gerçekten var olabildiği tek bölge haline gelir. Open Subtitles لذا فإن هذا الجزء الرفيع العاري من الصحراء يكون بالفعل الجزء الوحيد من صحراء "أتاكاما"... حيث يمكن للحياة أن تتواجد... .
    Kendi adıma konuşmam gerekirse, ...vaaz, Ayin'in İngilizce olan tek bölümü, ...ve bazen onu bile anlamak çok zor oluyor. Open Subtitles أنا أتحدّث من وجهة نظري ولكن الخُطبة هي الجزء الوحيد في الصلاة باللّغة الانجليزية
    Kensington'ın özlediğim tek tarafı da bu. Open Subtitles كل حياتي في "كنسينغتون"، إنه الجزء الوحيد الذي سأضيعه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus